Reis ne konuştu ama!
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi yayımlıyor.
Anne babalar bilir. Çocukları bir oyuncak mağazası görmesin! Mutlaka girilecek. Mutlaka birkaç oyuncak alınacak. Evde bir saat kadar oynanıp, gözden düşmüş oyuncakların arasına atılacak. Sonra muhtemelen mutfaktaki sürgü ya da çamaşır sepetiyle oynamaya devam edilecek.
Trump, dün de yazmıştım, bana böyle “neyle oynayacağını şaşıran devasa bir bebek” gibi geliyor.
Dünyanın en pahalı evleri.. Bize bile nasip olan dünyanın dört bir köşesindeki milyar dolarlık Trump Tower’ları.. Ve daha ne olsun, dünyanın süper gücü ABD’nin başkanlık koltuğu!
Ama yetmiyor.. İnsanoğlu hep daha çok istiyor..
Bana göre Trump’ın yeni “oyuncağı” Nobel Barış ödülü.
Sürekli savaş kışkırtan, karşısındaki koltuğa oturanları silah satmadan bırakmayan adam neden hep barıştan bahseder ki!
Belki parası neyse alacak da Nobel işi öyle yürümüyor. Politika, lobi daha işe yarar. Trump’la da bunlardan fazlasıyla var.
Bakalım, aynı ödülün peşindeki Erdoğan mı alır?
Nasıl olacaksa tabii!!!
Yoksa dünyanın süper jandarması mı!
Ama acizane uyarayım kendisini: Böyle bir yola girmişken Savunma Bakanlığı’nın adını “SAVAŞ
BAKANLIĞI” olarak değiştirmesi hiç iyi bir fikir olmadı!
*. *. *
Kusura bakmayın ama buraya kadar zamanınızı boşa aldım!
Zira asıl mevzu şimdi geliyor.
Trump’ın Savaş Bakanı Hegshet, çok ilginç, hatta çok kritik bir hamle yaptı: Dünyanın her köşesindeki yüzlerce general ve amirali Virginia’da bir toplantı için çağırdı.
Haber, “highly unusual” yani “SON DERECE SIRADIŞI” yorumlarıyla paylaşıldı.
Toplantı kararı ve çağrı günler öncesine aitti elbette.
Ama kamuoyuna yansıyan şu haberle daha da SIRADIŞI göründü:
“24 Eylül günü ABD SAVAŞ UÇAKLARI Alaska semalarında 4 RUS SAVAŞ UÇAĞINI önlemek için havalanmıştı..”
İnsanın aklına neler “getiriliyor” değil mi!
Sizi bilmem ben kendiminkileri sıralayayım:
* Trump, dünyaya savaş kapıda mesajıyla daha çok silah satmaya çalışıyor.
* Aslında böyle bir tehlike de yok değil. Hem Trump hem de Putin, tıpkı bizim Reis gibi “öngörülemez” isimler. Her an her şeyi bekleyebilirsiniz.
* İki haber arasında hiçbir ilişki yok. Bol yıldızlı yüzlerce üst rütbeli subayın çağırılması, “Ordu’da kısıntı yapılacağını bildirmek için” olabilir. Malum, Trump ekibi her alanda kısıntı yapmak istiyor. En büyük kalem askeri harcama olduğuna göre, “hazır elimizin altında dostum Erdoğan’a da söylediğim gibi mükemmel Türk ordusu var, ne diye fazla adam besleyelim..” demiş midir? Dememiştir bence de, ama aklından geçirmediyse ne olayım!
Biraz kendi masraflarından kıssa.. Günü geldiğinde de bize f35’lerden satıverse ne güzel olur değil mi!
Alan memnun veren memnun!
Hatta Türkiye’de ayın sonunu getiremeyenler bile memnun!
Gerçi yandaş medyada bile, azıcık da olsa eleştiren yok değil.
Önceki gece, bakalım ne diyorlar diye dolaşırken CNNTÜRK’de Hande Fırat’ın programındaki kavganın içinde buldum.
Erdoğan’ın eline tutuşturulan ödevler.. Meşruiyet “hakareti”.. Trump’ın kaba davranışları falan derken, belli ki bazı konukları seslerini birazcık çıkartma ihtiyacı duymuştu. Ama sonradan adının Melik Yiğitel olduğunu öğrendiğim bir gazeteci, sesi neredeyse Türkiye yolundaki Saray uçağından duyulacak kadar bağırarak stüdyoyu birbirine katıyordu.
Hande habire “Melik sus.. Melik bağırma” diye uyarsa da nafile..
Melik Bey, Erdoğan’a laf edenlere füze atıp durdu.
Ama nasıl bir adanmışlık! Nasıl bir sadakat!
Erdoğan büyük liderdi!
Öyle böyle değil, bayağı büyük liderdi!
Hatta dünya lideriydi.
Hatta dünya liderlerinin önde gideniydi!
*. *. *
CNNTÜRK ve tabii kamu bankalarının reklamlarıyla semizlemiş bilumum kanallar da beyinleri bombardıman ediyordu.
Erdoğan’ın Gazze için yaptıklarını alkışlıyordu.
Ve o sırada..
Gazze’ye ulaşmaya çalışan SUMUD filosu İsrail’in bombardımanı altındaydı. Drone saldırısı kulakları patlatıyor, yelkenleri yakıyordu..
SUMUD filosundaki birkaç Türk ‘ten biri, Semanur Sönmez Yaman OdaTV’ye o günleri şöyle anlattı:
“Üç bomba burada patladı teknemizin üzerinde. İkisi ses bombasıydı ondan eminim. Kulağımızın dibinde patladı. Kulaklarımız çok rahatsız oldu basınçtan. Bir tanesi ana yelkeni parçaladı. O alevliydi. Işıkla birlikte patladı.
Uluslararası sulardayken neredeyse her teknenin üzerinde bir iki dron vardı. Hava biraz karardıktan sonra saldırıya geçeceklerini düşünerek Yunanistan karasularına girdik. Biz zaten Yunanistan'dan gelecek ekiple buluşacaktık. Oradan 6 gemi daha katılıyor çünkü Filo'ya. O yüzden biraz da hızlanarak geçtik buraya.
Şuan bizimle oynuyorlar. Test ediyorlar çok belli. Teknik anlamda zayıf olan yelkenlilerimize saldırmaları bizi alıkoyma hedeflerini çok net bir şekilde gösteriyor. Beklemedeyiz, nöbetteyiz ve tetikteyiz.
Şuanda da etrafımızda bir sürü dron görüyoruz. Her 15 dakikada bir bomba sesi duyuyoruz. Şuan lider gemisi içindeyiz ve burada 131 kişi buluyor. Hepimiz ayaktayız bekliyoruz..”
Gazze’de çocuklar hala aç.. Kolları, bacakları ampute edilmiş, yani kesilmiş.. Anneleri, babaları ölmüş.. Gelecekleri belirsiz.
Ama neymiş..
Erdoğan pek sert konuşmuş.
Hem de bayağı sert konuşmuş.
Birleşmiş Milletler üyesi ülkelerin temsilcileri de Netanyahu kürsüye geldiğinde salonu terk etmiş!!


