Rezervlerde yeniden düşüş trendi hızlı başladı Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Geçtiğimiz hafta sonu swap hariç net rezervler 56.9 milyar dolara çıktı. Ancak bu hafta yeniden, döviz rezervlerinde hızlı bir düşüş trendi başladı. Yani 19 Mart kriziyle eriyen rezervlerde, daha eski düzeye dönülmeden, ne kadar süreceği bilinmeyen bir düşüş trendinin içine girmiş bulunuyoruz.
2 Eylül’de CHP İstanbul İl Kongresi’nin iptal edilip kayyum atanmasıyla birlikte başlayan yeni siyasi kriz dalgasının devam edeceği anlaşılıyor. Gelen haberler 15 Eylül’de CHP kongresinin iptali ve partiye kayyum atanacağı yolundaki ihtimalleri güçlendirmiş görünüyor. Buna karşılık CHP yönetiminin ise kararları tanımadığı ve bu siyasi hamlelere karşı duracağını görüyoruz.
2 Eylül’de bir mahkemeden çıkan il kongresinin iptal edilip tedbiren kayyum atanması kararı ardından, piyasalar doğal olarak karıştı. Karar açıklandıktan sonraki yarım günde döviz rezervlerinde meydana gelen erime 5-6 milyar dolar civarında oldu. 3 Eylül ve dün piyasaların, ilk güne kıyasla nispeten sakin geçirdiğini söyleyebiliriz.
Buna rağmen, ağustos sonu ulaşılan rezervdeki tepe noktadan sonra geri dönüşün hızlı başladığı söylenebilir. Bu hafta sonu itibarıyla rezervlerde meydana gelecek erimenin 8-10 milyar doları bulması bekleniyor. Bu rakamı salı akşamı yayımlanacak Merkez Bankası bilançosunda göreceğiz.
EKONOMİ YÖNETİMİNİN İŞİ ÇOK ZORLAŞTI
19 Mart krizinden sonra net rezervlerde meydana gelen toplam erime 45 milyar dolardı. Sonraki 5 ayda erimenin, yaklaşık 40 milyar doları telafi edilebildi. Mevcut süreçte yaşanacak erimenin boyutunu kestirmek şimdilik, çok güç. Bu rakamın oluşmasında birçok faktör rol oynayacak.
Rezervlerdeki erimeyi kestirmek için siyasi krizin süresini ve boyutlarını bilmek gerekiyor ama şimdilik bu tahmin zor. Ancak MHP’nin CHP’ye karşı atağında AKP’ye uyum sağladığına ilişkin işaretler, sürecin uzun ve sert yaşanabileceğini gösteriyor.
AKP-MHP uyumu, aynı zamanda Suriye’de Türkiye’nin SDG’ye karşı sert bir hamleye hazırlandığını da gösteriyor. İç siyasi krizle birlikte dışarıda yaşanacak sert çatışmaların ekonomiyi çok daha sert biçimde etkilemesi kaçınılmaz olur. Suriye’de ABD ve İsrail ile çatışma ihtimali, ekonomiyi derinden etkiler.
Siyasi krizin şimdiye kadar yaşanan bölümü bile, ekonomi yönetiminin işini iyice zorlaştırdı. Merkez Bankası’nın, zaten yüksek açıklanan enflasyona rezerv erimesine neden olan siyasi kriz eklenince, artık eylülde 3 puan indirim yapması beklenmiyor. Yabancı bankalar da zaten indirim tahminlerini 2 puana indirmeye başladı. Ancak 2 puanlık indirim bile zorlaştı diyebiliriz.
Piyasaların tavrı ise; “son aylarda yaşanan iyileşmenin devam etmesi için, siyasi krizi olduğundan daha hafif fiyatlamak” gibi gözüküyor. Ancak özellikle yabancı fonların tavrının, piyasalardaki gelişmelerde etkili olması kaçınılmaz. Yabancı fon çıkışı hızlanırsa, içerideki yatırımcının bu eğilime katılması, dolayısıyla rezervlerdeki erimenin hızlanması kaçınılmaz olabilir.
Rezerv erirken Merkez Bankası’nın faiz indirim kararı verebilmesi çok zor. Üstüne üstlük enflasyon hedeflemesinde alınacak kararlara baz olacak enflasyon beklentileri de, kaçınılmaz olarak yükselecektir.
Böyle bir iklimde faiz indirimleri çok zor olacak; indirim olmazsa da hem şirketlerin hem vatandaşın durumu daha da ağırlaşacak. Yani göz göre göre, iktidar ekonomideki krizi
derinleştiriyor.


