Rus koreograf Boris Eifman, sanatçılar ve konservatuvar öğrencileriyle bir araya geldi

Bale sanatının yaşayan efsanesi olarak anılan Rus koreograf Boris Eifman, 16’ncı Uluslararası İstanbul Opera Festivali kapsamında İstanbul’da sanatseverlerle buluştu. 'Anna Karenina' balesiyle festivale katılan Rus koreograf Boris Eifman, düzenlenen etkinlikle İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) sanatçıları ve konservatuvar öğrencileriyle bir araya geldi. Eifman’a, uzun yıllardır birlikte çalıştığı asistanı Lyubov Andreeva eşlik etti. Masterclass’ın ardından sanatçının biyografi filminin izlendiği programa, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Tan Sağtürk de katıldı. Programda Eifman öğrencilerin sorularını yanıtladı.

'BORİS EİFMAN GİBİ EFSANE BİR İSMİN İMZASININ KURUMUMUZDA OLMASINI İSTERİZ'

Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Tan Sağtürk burada yaptığı konuşmada, “Böylesine büyük bir ismi, bir efsane ismi kurumumuzda ağırlamaktan hem onur hem de gurur duyuyoruz. Bizimle birlikte geçirdikleri birkaç gün boyunca gerçekten operamıza çok kıymetli bir enerjiyle geldiler ve bu enerjiyi bize de bulaştırdılar. Biz sadece onları seyretmedik, aynı zamanda yönetim olarak, bazı olasılıkları ve yapmamız gereken durumları daha net görür hale geldik.

Bunlardan bir tanesi, mesela, Atatürk Kültür Merkezi’nin kurulduğu günden bugüne kadar bu kadar büyük tırların hiçbir zaman içeri alınmamış olmasıydı. Buna bir formül bulundu. Bu tırlar artık içeri girebildiğine göre dün de görüştüğümüz üzere ben Boris Eifman gibi efsane bir ismin imzasının İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nde bir dönemde bulunmasını çok arzu ederim. Sanırım bütün arkadaşlarımız da bu konuda farklı düşünmeyeceklerdir. Genel pozisyonumu da bu doğrultuda, en pozitif kuvvet olarak kullanacağıma söz verebilirim. Çok arzu ederiz ki Boris Eifman burada, bizimle bir dönem bulunsun” diye konuştu.

'BURADA BİZE BU İZLEYİCİ AŞKINI YAŞATTINIZ'

Boris Eifman ise İstanbul’daki temsillerde gördüğü ilgiden duyduğu memnuniyeti şu sözlerle dile getirdi: “Bizim amacımız, insanın ruhunun ta derin köşelerine kadar varmak ve sanatımızla bunları izleyicilere aktarmak. Ruhun hayatını, ruhun tüm inceliklerini araştırıp izleyicilere iletmek. İstanbul’da her temsilden sonra ayakta alkışlandığımızı görünce, hissedince, izleyicilerimizin, Türk izleyicilerimizin, demek ki bizi çok iyi anlayıp, bizim de onların ruhuna hitap ettiğimizi görüyorum. Bu duygu beni çok mutlu ediyor ve heyecanlandırıyor. Festivale katılmamızla inanın çok mutluyuz ve çok teşekkür ediyoruz. Minnettarız, Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü ve Festival Sanat Yönetmeni Sayın Tan Sağtürk’e, bizi davet ettiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Çünkü bize bu izleyici aşkını yaşattınız. Bu, farklı bir şey ve bizim sanatımız için çok önemli. Festivale katıldığımız için çok mutluyuz. Böyle izleyicilerle karşılaştığımız için çok mutluyuz."