Sadece tembellik değilmiş! İşte sandalyede çamaşır biriktirmenin psikolojik anlamı... Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Evlerin vazgeçilmez “çamaşır sandalyeleri” aslında düşündüğünüzden çok daha fazlasını ifade ediyor olabilir. Günlük hayatın koşuşturmasında sıkça karşılaşılan bu alışkanlık, yalnızca bir tembellik emaresi değil, aynı zamanda zihinsel yorgunluğun da bir göstergesi olabilir.
Evde bir sandalyeye kıyafet yığmak, görünüşte basit ve masum bir davranış gibi dursa da uzmanlara göre bu durum, kişinin psikolojik dünyasına dair önemli ipuçları taşıyor.
Psikologlar, bu davranışın altında sıklıkla erteleme eğilimi, stres, zihinsel yorgunluk ve düzen ihtiyacı gibi duygusal durumların yattığını belirtiyor.
Sandalyede biriken yüklerKlinik Bilişsellik alanında 2017 yılında yayımlanan bir çalışmaya göre, kıyafetleri sandalyeye bırakmak, kişinin zihinsel olarak tıkanmış ve yük altında olduğunu gösterebilir.
Araştırmalar, “Sonra kaldırırım” cümlesinin tekrarlanarak ertelenmiş işler yığınına dönüştüğünü ve bu yığının da içsel karmaşayı yansıttığını ortaya koyuyor.
Basit bir hareket gibi görünen bu davranış, aslında "küçük ertelemelerin" nasıl birikebileceğini ve zamanla ruh halimizi nasıl etkileyebileceğini gözler önüne seriyor.
Öte yandan Ulusal Yaşlanma Enstitüsü tarafından yapılan araştırmalar ise dağınık alanların yalnızca göz zevkini değil, uyku düzenini bozduğunu, kaygıyı artırdığını ve hatta kilo kontrolünü zorlaştırdığını ortaya koydu.
Yani bir sandalyede biriken kıyafetler, psikolojik sıkıntının elle tutulur bir göstergesi olabilir.
Her zaman olumsuz bir işaret değilAncak bu alışkanlık her zaman alarm verici olmayabilir. Özellikle düzenin öncelik olmadığı ortamlarda büyümüş kişiler için bu davranış sadece pratik bir çözüm olabilir. Sandalye, suçluluk duymadan başvurulan bir "geçici dolap" görevi görür.
İngiliz psikolog Emma Kenny ise bu konuda farklı bir pencere açıyor. Kenny’ye göre, insanlar kıyafetlerle güçlü duygusal bağlar kurabiliyor. Her bir parça, bir anıyı ya da yaşamın belirli bir dönemini temsil edebilir.
Bu nedenle o kıyafeti yerleştirmekte zorlanmak, aslında geçmişe duyulan bilinçsiz bir bağlılıktan kaynaklanabilir.


