Sağlıkta şiddete adli kontrol kalkanı: Doktorun feryadı yine duyulmadı
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Olaylar zinciri, 11 Eylül akşamı Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin acil servisinde, 19 yaşındaki bir hasta için başladı. Doktor Haçım Hizol, hastada 'konversiyon bozukluğu' olabileceği şüphesiyle, emin olmak için bir psikiyatri polikliniği kontrolü önerdi.

Bu tıbbi tavsiyeye sinirlenen hastanın babası ve ağabeyi, Doktor Hizol'u asistan dinlenme odasına kadar takip etti. Kapıyı açarak içeri giren şüpheliler, burada doktora hakaretler ve tehditler savurduktan sonra, odada ne varsa üzerine fırlatmaya başladı. Metal bir termos, kupa, bardak, tost makinesi ve hatta bir sandalye, öfkeli hasta yakınlarının elinde silaha dönüştü. Saldırının ardından darp raporu alarak şikayetçi olan Hizol'un müracaatı üzerine baba ve oğul gözaltına alındı.


Ancak adli süreç, sağlık camiasında sıkça dile getirilen "cezasızlık" algısını bir kez daha pekiştirdi. Gözaltı işlemlerinin ardından mahkemeye sevk edilen iki şüpheli, tutuklama talebine rağmen adli kontrol şartı uygulanarak serbest bırakıldı.

Aynı zamanda HEKİMSEN Diyarbakır İl Temsilcisi olan Dr. Haçım Hizol, karara isyan etti. Yaşadığı dehşeti, "Üzerime silah niteliğinde, isabet ettiğinde ciddi sonuçlar doğurabilecek metal termos, kupa, bardak ve benzeri eşyalar fırlatıldı" sözleriyle anlatan Hizol, tahliye kararını "şiddeti özendirmek" olarak nitelendirdi.

Hizol, mesleğinin ve meslektaşlarının korunması gerektiğinin altını çizerek son sözünü söyledi:
"Hekim olduğumuz için kimse bizi darbetmeyi aklının ucundan bile geçirememeli. Yetiştirme bedeli ağır olan hekimliğe yapılan kasıtların da bedeli ağır olmalı."


