Saldırı bitti diplomasi başladı... ABD Ortadoğu’da anlaşma arıyor
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
İsrail ve İran arasındaki 12 gün süren füze savaşına en sonunda doğrudan dahil olarak İran’ın nükleer tesislerini B-2 bombardıman uçaklarıyla hedef alan ABD yönetimi, ateşkes ilanının ardından şimdi de diplomatik çalışmalara hız verdi. ABD’li yetkililerin bir yandan İran’la yeni bir nükleer anlaşma yapılması için temaslarda bulunduğu bir yandan da İsrail ve Arap ülkeleri arasında normalleşme öngören İbrahim Anlaşmaları’na yeni katılımlar sağlamak için görüşmeler yürüttüğü bildiriliyor.
YENİ TEKLİF TASLAĞI
Amerikan CNN’e konuşan Donald Trump yönetimi yetkilileri, Tahran yönetimini nükleer anlaşmaya ikna etmek için Washington tarafından yeni bir anlaşma taslağı oluşturulduğunu aktardı. Yeni anlaşmaya göre İran’ın nükleer zenginleştirme yapmamasına karşılık Tahran yönetiminin sivil bir nükleer program kurması amacıyla 20 ila 30 milyar dolarlık bir finansmana erişimi, İran’a yönelik bazı yaptırımların kaldırılması ve İran’ın yurtdışındaki bankalarda bulunan dondurulmuş 6 milyar dolarlık parasının serbest bırakılması yer alıyor. Körfez ülkelerinin ABD tarafından vurulan Fordo tesisi yerine sivil bir tesis inşası için finansman sağlamalarının da gündemde olduğu iddia edildi.
‘KAYIP URANYUMU VERİN’
İsrailli muhafazakâr Hayom gazetesi ise 15 Haziran’da Umman’da yapılması planlanan ancak İsrail saldırılarının başlamasıyla rafa kalkan ABD-İran nükleer müzakerelerinin 6’ncı turunun gelecek hafta yapılabileceğini yazdı. Hayom ayrıca ABD’nin yeni teklifinde İran’ın yüzde 60 oranında zenginleştirdiği ve akıbeti belli olmayan 400 kilogramlık uranyumun da teslim edilmesini şart koştuğunu öne sürdü. Gazete, İran’ın bunu reddetmesi durumunda yeni bir saldırı dalgası yaşanabileceğini iddia etti. ABD ve İsrail, İran’ın söz konusu uranyumu atom bombası üretmek için gerekli olan yüzde 90’lık saflık derecesine kısa sürede getirebileceği ve 10 adet bomba üretebileceğini savunuyor.
ARAKÇİ TEMKİNLİ KONUŞTU
İran tarafından ise iddialara yönelik karışık mesajlar geliyor. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi önceki gün devlet televizyonuna verdiği demeçte, müzakerelerin yeniden başlayacağı yönündeki haberleri “spekülasyon” olarak nitelendirdi ve “ciddiye alınmamalı” dedi. “Müzakerelere başlamak için henüz bir plan yok” diyen Arakçi, “(İran) Nükleer Enerji Örgütü’nden uzmanların şu anda ayrıntılı bir hasar değerlendirmesi yürüttüğünü” ve “tazminat taleplerinin” hükümet gündeminde yer aldığını belirtti.
‘KONSORSİYUMA AÇIĞIZ’
İran’ın Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Amir Said Iravani ise Amerikan basınındaki iddialara paralel açıklamalar yaptı. Iravani, Al Monitor’e İran’ın uranyum zenginleştirmesini ülke içinde faaliyet gösteren bölgesel bir konsorsiyumla sınırlandırmaya “prensip olarak itirazlarının olmadığını” söyledi. Iravani ayrıca ABD ile yapılacak olası bir nükleer anlaşma kapsamında zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka ülkelere transfer etmeye de açık olduklarını kaydetti. İranlı diplomat alternatif bir çözüm olarak söz konusu uranyumun İran’da Uluslararası Atom Enerjisi himayesinde de tutulabileceğini aktardı.
ŞAM-TEL AVİV ARASINDA NORMALLEŞME BEKLENTİSİ
ABD’de Donald Trump yönetimi ilki 2020 yılında imzalanan ve İsrail ile Arap devletlerinin normalleşmesini öngören İbrahim Anlaşmaları’na daha fazla ülkenin katılması için girişimlerini yoğunlaştırdı. Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, çarşamba günü ülkesindeki CNBC televizyonuna İbrahim Anlaşmaları ile ilgili “oldukça büyük duyurular” gelebileceğini söylemişti. Önceki gün konuyla ilgili açıklama yapan Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt’in sözleri ile ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Suriye gündemiyle Suudi Arabistan’ı ziyareti, Şam-Tel Aviv normalleşecek mi sorusunu gündeme getirdi.
‘TRUMP’IN BEKLENTİSİ VAR’
Beyaz Saray Sözcüsü Leavitt, İbrahim Anlaşmaları’nda yakın zamanda bir genişleme beklentisi olduğunu belirtti ve Suriye’ye işaret etti. Leavitt, Trump’ın geçen ayki Suudi Arabistan ziyareti sırasında görüştüğü Suriye lideri Ahmed Şara’ya İsrail ile normalleşme yönündeki beklentisini açıkça ifade ettiğini aktardı. Öte yandan Büyükelçi Barrack da Suriye’nin güvenliği, istikrarı ve ekonomik toparlanmasına yönelik görüşmelerde bulunmak üzere Riyad’a gitti. Burada Suudi Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile görüşen Barrack, daha sonra Al Jazeera Arapça’ya verdiği demeçte de “Şam ve Tel Aviv arasında sessiz görüşmeler yürütüldüğünü” söyledi.
ASIL HEDEF RİYAD
2020’de imzalanan İbrahim Anlaşmaları kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn, İsrail’i resmen tanımış ve ilişkileri normalleştirme yoluna girmişti. Hem ABD hem de İsrail, anlaşmaya en çok Suudi Arabistan’ı dahil etmek istiyor.
KATZ’DAN SUİKAST AÇIKLAMASI: ‘ÖLDÜRMEK İÇİN HAMANEY’İ ÇOK ARADIK’
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrailli Kanal 13’e verdiği röportajda İran ile 12 gün süren savaş sırasında İran’ın dini lideri Ali Hamaney’i öldürmek istediklerini ancak karşılarına operasyonel bir fırsat çıkmadığını söyledi. İsrailli bakan, Hamaney’in savaş süresince yer altında bir sığınakta saklandığını ve generalleriyle bağlantısını kestiğini öne sürdü. Katz, “İsrail’in Hamaney’i hedef almak için ABD’den onay alıp almadığı” sorusuna ise, “Bu tür şeyler için izin almamıza gerek yok” yanıtını verdi. Savaş sırasında Katz, özellikle Hamaney’i öldürmek konusundaki niyetlerini dillendirmiş, dini lideri, “varlığını sürdüremeyecek modern bir Hitler” olarak nitelemişti.
Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social hesabından, ‘Hamaney’in hayatını kurtardım’ diye paylaşımda bulundu. Trump, “Ülkesi ve nükleer tesisleri yok edildi. Nerede saklandığını biliyordum. Onu utanç verici bir ölümden kurtardım. Hayatını kurtardım” dedi. ABD Başkanı ayrıca, İran liderinin ABD’ye yönelik yeni saldırılar düzenlenebileceği açıklamasının ardından Tahran’a uygulanan yaptırımların hafifletilmesi çalışmalarını “derhal durdurduğunu” açıkladı. Trump, nükleer üretime devam etmesi durumunda İran’ı “kesinlikle” vuracaklarını ancak Tahran’ın yeni bir nükleer çalışmaya geri döneceğini de sanmadığını söyledi.


