SALİH TUNA CHP’de ‘gizli santrfor’ kim?
Sabah sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "çift santrfor" tesmiye ettiği cumhurbaşkanı adaylarından birinin omzuna başını yasladığı, diğerinin gözlerine bakmaktan kendini alamadığı o ikonik fotoğraftan geriye ne kaldı?
Her şeyden evvel, santrforlarından biri (yolsuzluk, irtikâp, rüşvet, tehdit ve şantaj iddiasıyla) ihraç edildi değil mi?
Elde kaldı tek bir santrfor: Mansur Yavaş.
Özgür Özel işbu santrforunu da gündüz gözüyle Sosyalist Enternasyonal toplantısına götürdü iyi mi?
Halbuki, Mansur Yavaş'ın yegâne "numarası" milliyetçi olmasıydı.
Zaten bundan sebep, "MHP kökenli" olduğu hâlde CHP'den Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilmişti. Mezkûr siyasi mühendislik de sonuç vermiş, seçimleri kazanmıştı.
O hâlde soralım: Mansur Yavaş'ın milliyetçilik "numarasını" Sosyalist Enternasyonal ile sakatlamaktan maksat nedir? CHP sosyolojisiyle daha barışık hâle getirmek mi?
İyi de bizzat CHP "sosyalizmle" barışık mı sanki? Dikkat isterim: Daron Acemoğlu'nu ekonominin başına getirmeyi hedefleyen bir partiden söz ediyoruz.
Hem CHP'de fikirle zikirle alakalı kim kaldı ki?
Değil Mansur Yavaş, CHP bugün Cübbeli Ahmet'i ikna edip aday göstersin tıpış tıpış gider oy verirler. Nitekim, Ekmeleddin İhsanoğlu aday gösterildiğinde, "Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz..." diyen Kılıçdaroğlu'nu yanıltmamışlardı.
Tekrar soralım: Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nı Sosyalist Enternasyonal'e taşımanın manası ne?
Mansur Yavaş bu yaştan sonra solcu/sosyalist olmak için anaokulu düzeyinde sosyalizm derslerine mi başlayacak?
Beklenti nedir?
Dücane Cündioğlu'nun "Aristo'nun iki tane sözünü yanlış anladım, 30 yılıma mal oldu" lakırdısından mülhem, "Marx'ın bir sözünü yanlış anladım hayatım kaydı..." falan mı diyecek?
Kimsenin hevesini kırmak istemem ama belirli yaştan sonra pragmatik nedenlerle düşünsel dönüşümler yaşamak "trajikomik" olmaktan öte sonuç vermez.
Bunun en son örneğini daha önce Yeni Şafak'ta köşe yazarlığı yapan, şimdilerde de Erdoğan muhalifi "akepe eskilerinin" çıkardığı (adı lazım değil) gazetede kalem oynatan bir arkadaşta gördük. Bu sempatik arkadaş, CHP'nin propagandist kanallarından Halk TV'de geçenlerde şunu söyledi: "Bir ülkenin teknolojisi, teknolojik ilerlemesini durdurdu bu iktidar. Bilime karşı çünkü. Bu iktidar pozitif bilimi sevmiyor. Ben okula verdim çocuğumu, ikide bir camiye götürüyorlar çocuğu..."
Sempatiğin "akepe eskisi" abileri de matine-suare "Liyakat" deyip duruyorlardı. Bu mu lan liyakatiniz? Te 80'li yıllarda kalan "Humeyni'den Korkan Kadınlar Derneği"nin en kaşalot üyesi bile bu seviyeye düşmemişti. Neyse...
Ne diyorduk, Özgür Özel, Mansur Yavaş'ı Sosyalist Enternasyonal üzerinden kendisini var eden tabanına yabancılaştırmaya başladı.
İmamoğlu'nun kamera bantlamasını, "Musakka Destanı" başlıklı yazımda musakka dolu göbeğini saklamak gerekçesiyle izah etmiştim. Özgür Özel mahut kamera bantlama işlemini çorba içerken üzerinde dökülür endişesine bağlamıştı. Özgür Özel'in yaklaşımı daha ironik değil mi? Dahası, resmen dalga geçmiş.
Yılmaz Özdil "guguk kuşu", Enver Aysever "cahil, kültürsüz" diye tahfif ediyorlar ama bence her iki dostum da felaket yanılıyor. Özgür Özel çok kurnaz, çok zeki biri.
Kendisini "gizli santrfor" olarak konumlandırdı. Vaktini bekliyor; santrforları tastamam devreden çıkınca göreceksiniz.

