SALİH TUNA Ne anladık bu savaştan?
Sabah sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Soykırımcı İsrail rezil rüsva olsun diye biz burada dua, dua ellerimiz karıncalanmışken, bunlar İran-İsrail savaşı sonucunda doğacak "güç boşluğunu" doldurmanın hayalini kuruyor, "Bize fırsat doğuyor, önümüz açılıyor..." diyerek ellerini ovuşturuyorlardı.
Akılları sıra ABD veya İsrail İran'a vuracak, bize de gün doğacaktı.
E tabii, "Osmanlı'yı kursun da isterse ABD kursun..." demenin doğal sonucu budur.
Lakin, ABD'nin saldırısının hemen ardından "İran rejimine karşı harekete geçmeye hazırız..." açıklamasını yapan PKK'nın İran'daki kolu PJAK'ın fırsatçılığından bunun ne farkı var? (Malumunuz, Kandil şeflerinden Duran Kalkan da mahut açıklamaya destek vermişti.)
Pardon bir farkı var: PKK'nın fırsatçılığı "kölece" de olsa gerçekçi, muhteremlerin iler tutar yanı yok.
Hem ABD'den neredeyse "anahtar teslim Osmanlı" beklentisi içinde olacaksın hem de "Asıl hedef biziz" diyeceksin! Nasıl oluyorsa artık, önleri açılırken, hedef olmayı başarıyorlar... Bunlarda şuncacık akıl izan olsa, "danışıklı dövüş" tesmiye ettikleri savaşın sonucunda önlerinin açılacağının beklentisi içinde olmazlardı.
Hayır yani, madem olan biten tiyatrodan ibaret, neden "güç boşluğu" oluşsun?
***
Bu muhteremleri tanımakta gerçekten zorluk çekiyoruz. Buna mukabil, ABD'nin B-2 bombardıman uçaklarına güzellemeler yapan muhalif güruhun cibilliyetini 91'deki Körfez Savaşı'ndan tanıyoruz.Gazete manşetlerinin bir yanına Saddam'ın savaş mühimmatı eşliğinde gariban Irak askerini yerleştirirler, diğer yanına da ABD ordusunun sahip olduğu ateş gücünü Rambo teçhizatıyla yansıtmaya çalışırlardı... Irak'a saldıran ABD'nin ateş gücüyle gurur duyar, vatanlarını savunmaya çalışan Irak'ı aşağılamaktan müthiş zevk alırlardı.
Muhteremler ABD'yi göklere çıkarmıyorlar ama ABD ve İsrail'e karşı direnenleri benzer şekilde küçümsediler.
Bu savaştan hiç kuşkusuz herkes bir sonuç çıkaracaktır.
İsrail'e yapılan her saldırıyı havai fişek veya animasyon diye aşağılayanların hiç değilse "danışıklı dövüş" lakırdılarını artık ağızlarına almamaları gerekmez mi?
***
"Ateşkes" nedeniyle önlerinin açılacağına dair umutları suya düştü diye karalar bağlamasınlar. İsrail hangi ateşkes kararına uydu ki buna da uysun.Yahudi mizah yazarı Ephraim Kishon marifeti şu fıkrayı hatırlatayım: "Tarsus-Ninova hattında çalışan bir balina 'Ben eski denizciyim Tanrım!' demiş, 'Şimdiye değin midemden en ufak şikâyetim olmadı. Ama İsrail'den bir yolcu daha binecek olursa, beni başka bir hatta transfer etmeni istemek zorunda kalacağım..."
Hülasa, İsrail rahat durmaz, merak etmesinler.
Muhteremlere naçizane tavsiyem: Hamas'ı "terör örgütü" addeden muhalif güruhla ağız birliği içinde "Molla rejimi" demek yerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ırk, dil, mezhep ayrımı gözetmeksizin "ümmeti gözeten" açıklamalarına dikkat kesilsinler.
Önümüz ancak vahdetle açılır, tefrikayla da tıkanır. Bunu akıllarından hiç çıkarmasınlar.
Osmanlı konusunda da samimiyseler her şeyden evvel inşa edici, birleştirici, kuşatıcı akılla hareket etsinler.
Bu eziklik, bu utanç verici kompleks bitsin artık.


