“Sam Amca” nasıl “Shylock Amca” oldu? Abdullah Muradoğlu
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
ABD Başkanı Trump’ın, perşembe günü bir mitingde yaptığı konuşmada ABD Kongresi’nde onaylanan vergi ve harcamalarla ilgili yasa tasarısından bahsederken ağır koşullarla kredi verenleri “
Shylock’lar
” diye nitelemesi başına dert açtı. Yahudi kuruluşları “
Shylock
”un ‘
Yahudi karşıtı
’ bir terim olduğu gerekçesiyle Trump’ı kınayan açıklamalar yaptılar.
Trump ise gazetecilere yaptığı açıklamada terimin “Yahudi karşıtı” bir niteleme olarak kullanıldığından haberdar olmadığını belirterek,
“Ben hiç böyle duymadım. Bana göre Shylock
yüksek faizle borç veren biri.
Siz benden farklı görüyorsunuz”
diyordu.
Joe Biden
da ABD başkan yardımcısı olduğu dönemde, 2014 yılında yaptığı bir konuşmada “
Shylock
” terimini kullanmıştı. Konuşmasında Irak’taki Amerikan askerlerinin banka borçları sebebiyle evlerine gelen hacizlerle ilgili şikayetlerine değinen Biden,
“Yani denizaşırı ülkelerdeyken bu kadın ve erkeklerden faydalanan Shylock’ları kastediyorum
” demişti.
Trump gibi Biden da Yahudi kuruluşları tarafından aynı şekilde eleştirilmişti. Bu eleştirilere göre “Shylock” terimi Hristiyan zihnindeki yüzlerce yıllık Yahudi algısının bir dışa vurumuydu. Biden “Shylock”un kötü bir kelime seçimi olduğunu söyleyerek Yahudilerden özür dilemişti.
İtalyan asıllı
Al Pacino’nun
başrolde oynadığı “
Venedik
Taciri
” filmini izleyenler “Shylock”u hemen hatırlayacaklardır.
William
Shakespeare’in
aynı adlı oyunundan beyaz perdeye aktarılan filmde Al Pacino, taş yürekli Yahudi tefeci Shylock’u canlandırmıştı. Filmde Venedikli Hristiyan bir tüccar, Shylock’tan borç almıştı. Borç senedi, tüccarın bu borcu taahhüt ettiği süre içerisinde ödeyememesi durumunda göğsünden bir kilo et koparılmasını içeriyordu.
Hristiyan tüccar, gemileri battığı için bu borcu gününde ödeyemez. Hristiyanlara karşı intikam duygularıyla hareket eden Shylock hiçbir şekilde anlaşmaya razı olmaz. Tek istediği tüccarın bedeninden koparacağı bir kilo ettir. Mahkemede Shylock tüccarın göğsünden parçalar koparmaya hazırlanırken kurnaz bir avukatın müdahalesiyle bu amacına ulaşamaz.
Senedin Shylock’a tüccarın göğsünden sadece bir kilo et kesmesine izin verdiğini savunan avukat,
“Ne bir gram fazla, ne bir gram eksik. Ama bir damla Hristiyan kanı akarsa, tüm mal varlığın Venedik devletinin olacak”
der. Durum bir anda tersine döner. Bir Hristiyanın canına kastetmekle suçlanan Shylock “
kasap
” olmak isterken “
kurban
” durumuna düşer.
1962 yılında New York’ta
Joseph Papp
yönetimindeki “
New York Shakespeare Festivali
”nin ilk oyunu “
Venedik Taciri
”ydi. Oyun , “
WCBS
-
TV
” aracılığıyla da izlenebilecekti. Ancak oyun,
New York
Hahamlar Kurulu
tarafından protesto edilecekti. Kurul “Venedik Taciri” yerine Shakespeare’in başka bir oyununun sahnelenmesini istiyordu. Kurul başkanı
Haham Israel Mowshowitz,”Sayın Papp’a, Yahudi karşıtı Shylock klişesinin televizyon ekranlarında yeniden canlandırılmasının şehrimizdeki gruplar arası dostluk ve anlayışa büyük zarar vermesinden duyduğumuz derin endişeyi ilettik”
demişti. Yönetmen Joseph Papp ise hahamlara yayının New York şehri dışında gösterilmeyeceği konusunda güvence vermişti.
Amerika’yı betimleyen “Sam Amca”nın “Shylock Amca” olarak değiştiği durumlar da oldu. ABD Birinci Dünya Savaşı yıllarında İngiltere ve Fransa başta gelmek üzere birçok Avrupa ülkesine borç vermişti. Sadece İngiltere’nin ABD’den aldığı borç yaklaşık 5 milyar dolara tekabül ediyordu. Savaş bittikten sonra ABD yönetimi bu borçları tahsil etmek için harekete geçti. Avrupalılara göre faizleriyle birlikte borçlar ödenemeyecek durumdaydı. Avrupalılar ABD’den bu borçları silmesini veya faizlerini kaldırmasını talep ediyorlardı. Dönemin ABD Başkanı Calvin Coolidge ise geri adım atmayarak, “Parayı onlar kiraladı, değil mi?” demişti.
Avrupa gazeteleri borçlarla ilgili sert tutumu sebebiyle ABD’yi ‘Shylock Amca’ olarak ilân etti. Buna göre Avrupa ülkelerinin çektiği acıları umursamayan ABD son derece bencil davranarak “Shylock Amca” unvanını hak ediyordu. 1922’de İngiltere’de Liberal David Lloyd George Hükümeti’nin düşmesi ve seçimlerin yenilenmesinde ABD’ye olan bu borçlar da önemli rol oynamıştı. Savaş borçlarıyla ilgili müzakerelerse 1930’lara kadar devam edecekti.
ABD’de İsrail’e sorgusuz- sualsiz desteğin “İsrail Lobisi”yle bağlantılı kuruluşların ve milyarder Siyonistlerin seçimlerde adaylara yaptıkları yüklü bağışların karşılığı olduğuna dair tartışmalar da yapılıyor. Bağışların bedelinin Filistinlilerin kan ve etleriyle ödendiğiyse gün gibi ortada.


