Saraçhane de direnen gençler Gezi yi anlattı: O parkta sadece ağaçlar değil, bir halkın onuru, iradesi ve geleceği savunuluyordu
T24 sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Gezi Parkı direnişi döneminde çocuk olan ve 19 Mart'ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasından sonra Saraçhane'de direnen gençler konuştu. 12 yıldır taleplerin değişmediğini belirten Efe Kaymakçı, "O anlarda bir şeylerin değişmekte olduğunu hissederdim. Şimdi geriye dönüp baktığımda o parkta sadece ağaçlar değil, bir halkın onuru, iradesi ve geleceği savunuluyordu. 12 yılın ardından, aynı sokakların yeniden umutla, bilinçle ve hak arayışıyla dolup taşmasına tanıklık etmek tarif edilemez bir duyguydu. Gezi’de atılan her sloganda, kurulan her barikatta, yankılanan her şarkıda olduğu gibi şimdi de sokaklarda aynı ruh dolaşıyordu: Dayanışma, direniş ve halk iradesi" dedi.
Cumhuriyet'in göre; Gezi Direnişi Türkiye siyasi tarihinin sembol olaylarından birisi haline gelirken İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik operasyonların ardından simgeye dönüşen Saraçhane Meydanı’nı dolduran gençler, “Gezi’de çocuk Saraçhane’de genç olmanın” kendilerine ne hissettirdiğini anlattı.
"Aynı ruh..."Gezi eylemlerinde 8 yaşında olan Efe Kaymakçı, şunları söyledi:
“O dönem liseye giden abim, neredeyse her gün Gezi Parkı’ndaydı. Her akşam, muhafazakâr ailemin telefonda ona öfkeyle, “Taksim’de ne işin var senin” diye bağırdığını hatırlıyorum. O anlarda bir şeylerin değişmekte olduğunu hissederdim. Şimdi geriye dönüp baktığımda o parkta sadece ağaçlar değil, bir halkın onuru, iradesi ve geleceği savunuluyordu. 12 yılın ardından, aynı sokakların yeniden umutla, bilinçle ve hak arayışıyla dolup taşmasına tanıklık etmek tarif edilemez bir duyguydu. Gezi’de atılan her sloganda, kurulan her barikatta, yankılanan her şarkıda olduğu gibi şimdi de sokaklarda aynı ruh dolaşıyordu: Dayanışma, direniş ve halk iradesi.”
Gezi’de 9 yaşında olan Eylül Aravi, Gezi döneminde toplumsal muhalefetin kendisini hatırlattığını belirterek şöyle konuştu:
“Doğayı, ağaçları, canlıları korumak amacıyla başlayan bu hareketin bir çığ gibi büyümesi ve binlerce insanın, zaman zaman ekranlardan tanıdığımız isimlerin de direnişe ortak olması beni adeta büyülemişti. Annem güvenlik endişesiyle beni eylemlere götürmese de Gezi ruhunu başından sonuna kadar yaşamamı ve benimsememi sağlamıştı. Saraçhane eylemleri, Gezi’den farklı olarak öğrenci hareketinin öncülüğünde hayat buldu ve büyük oranda yine öğrencilerin katılımıyla dinamizmine kavuştu. Derdimiz 12 yıl öncesinden farksızdı; özgürlük, adalet, demokrasi, eşitlik ve hak arayışı bizi meydanlarda buluşturmaya yetmişti. Saraçhane eylemleri de Gezi hareketi de toplumsal muhalefetin siyasete etkin bir şekilde ortak olduğu, “Ben de buradayım” dediği kolektif bir mücadeleden doğan halk direnişleridir.”


