Saraçhane deki duvar yazısı nedeniyle iki kişiye Cumhurbaşkanına hakaret davası
Halktv sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Selma Karpuz (21) ve avukat Gökhan Türkoğlu, 19 Mart 2025'te İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından Saraçhane’deki protestolar sırasında bir duvara "Darbeci AKP, diktatör Tayyip" yazdıkları gerekçesiyle gözaltına alındı.
CUMHURBAŞKANINA HAKARETTEN DAVA AÇILDIHer iki kişi, 17 Nisan’da "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla tutuklandı; Karpuz 4 Haziran'da, Türkoğlu ise 13 Haziran’da adli kontrolle tahliye edildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, ikilinin Edirnekapı Tramvay İstasyonu yakınındaki mezarlık duvarına sprey boya ile yazı yazdıkları gerekçesiyle "Cumhurbaşkanına hakaret" ve "kamu malına zarar verme" suçlarından dava açtı. "Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini alenen aşağılama" suçuna ilişkin dosya ise tefrik edildi.
İddianamede, 26 Mart'ta yazı ihbarı üzerine polis ekiplerinin olay yerine gittiği, kamera kayıtlarının incelendiği ve görüntülerdeki kişilerin şüphelilere benzediği belirtildi.
29 OCAKTA HAKİM KARŞISINA ÇIKACAKLARHer iki şüpheli de savcılık ifadelerinde yazılamayı kendilerinin yapmadığını belirterek suçlamaları reddetti. Adalet Bakanlığından kovuşturma izni alınmasının ardından açılan davada, yazılamanın Cumhurbaşkanı'nın "onur, şeref ve saygınlığını zedelediği" belirtilerek kamu davası açıldığı aktarıldı.
Sanıklar, 29 Ocak 2026’da İstanbul 43. Asliye Ceza Mahkemesinde hakim karşısına çıkacak.
Avukat Gökhan Türkoğlu, 17 Nisan'da, Karpuz ile gözaltına alındıktan sonra tutuklandıklarını ve 58 gün boyunca Silivri Cezaevi'nde kaldıklarını söyledi. Türkoğlu, tutuklanma gerekçesinin bir duvara yazılan "Darbeci AKP, diktatör Tayyip" ifadesi olduğunu belirterek, süreci şöyle anlattı:
"İsnat edilen yazılama, yazıldıktan 6 gün sonra CİMER'e şikayet edilmiş. Bu şikayetten yaklaşık bir ay sonra, 16 Nisan'da ifadeye çağrıldık. Ardından bir gece gözaltında kalıp tutuklandık. Bize ifade esnasında yazılama anına dair gösterilen MOBESE kaydında tahtaya ne yazıldığı asla gözükmüyor. Yani yazan kişiler biz olsaydık dahi ne yazıldığı asla anlaşılamıyordu. Biz yazmış olsak, yazı MOBESE kayıtlarında gözükse yine herhangi bir suç oluşmuş olmayacaktı. Diktatör bir hakaret değil, yerine göre eleştiri, yerine göre de bir tespittir.
İlgili yazılamaya isnaden bizi ifadeye çağırdılar, biz de çağrıya uyarak gittik. Buna rağmen 'kaçma şüphesi' gerekçesiyle tutuklandık. Yargı bizi tutuklayarak aslında yazılamayı yapan kişinin tespitini bir nevi onaylamış oldu.
Selma Karpuz'a bir kamera kaydı gösterildi. Görüntülerdeki kadın şahıs, duvara yazı yazan erkeği sadece izliyor, başka hiçbir eylemde bulunmuyor. Yani Selma, Cumhurbaşkanına hakareti 'seyretmek' gibi uydurma bir suç isnadıyla yaklaşık iki ay cezaevinde kaldı."


