Saran Erdoğan paralelinde tercih refleksi Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Fenerbahçe Başkanı Sadettin Saran, seçimi kazandığında aklıma nedense Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 27 Mart 1994 Yerel Seçimlerinde ipi göğüsleyip İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olması geldi.
1990’ların başında İstanbul trafik, su, çöp, hava kirliliği gibi temel sorunlarla boğuşuyordu.
Belediyeler, özellikle ANAP ve SHP dönemlerinde, yolsuzluk iddiaları ve ‘etkisiz yönetim’ imajıyla yıpranmış, Erdoğan, bu sorunlara somut çözümler vadeden bir kampanya yürütmüştü.
Mitinglerde doğrudan halka hitap eden dili, özellikle genç seçmenler ve gecekondu bölgelerinde karşılık bulmuştu.
Bölünmüş bir sol seçmen tabanı karşısında yaklaşık % 25 oy oranıyla ipi göğüslemişti.
Özetle İstanbul, halkının 4’te 3’ünün desteklemediği bir Fenerbahçeli tarafından yönetilecekti.
TERCİH REFLEKSİ DEĞİŞMİYOR
Aradan tam 31 yıl geçti… Türkiye değişti, siyaset değişti ama halkın tercih refleksi benzer kaldı. Tıpkı o günkü İstanbul gibi, bugün de Fenerbahçe’nin yönetiminde benzer bir tabloyla karşı karşıyayız.
Fenerbahçe Olağanüstü Genel Kurulu’na katılma hakkı bulunan 49 bin 268 üyeden sadece 24 bin 645’i, yani yarısı oy kullandı.
252 geçersiz ve boş oy kullanıldığını da düşünürseniz oran yüzde 50’nin bile altına düşüyor. Yani yaklaşık her dört üyeden biri Saran’a oy verdi.
Erdoğan’ın Belediye Başkanı seçilmesinde önemli rol etkenlerin Saran’ın Fenerbahçe Başkanı olmasını sağlayan unsurlarla benzerliğinin kıyasını, sizlerin ferasetine havale ediyorum.
SARAN YAPICI TAVIR SERGİLİYOR
Başkan seçildikten sonra Saran’ın ortaya koyduğu tavır takdire şayan.
Saran’ın seçildikten sonra Ali Koç ve yönetimine karşı sergilediği jestler, sporcularla basına yansıya diyalogları, sahibi olduğu bahis şirketinin faaliyetlerini durdurması ve Saran Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini kardeşi Kenan Saran’a devretmesi, kendisine oy vermeyen üyelerin bile takdirini kazanmasını sağladı.
ÖDEME GÜÇLÜĞÜ YAŞANIR MI?
Ali Koç, her fırsatta finansal başarıdan söz etse de mevcut durum hiç de öyle gözükmüyor.
Fenerbahçe, Kamuoyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) borcunun 18.8 milyar TL (387 milyon Avro) olduğunu açıkladı. Sporculara bu sezon ödenmesi gereken yıllık 3.5 milyar TL’lik rakam da eklendiğinde borç 22.3 milyar TL’ye çıkıyor.
Fenerbahçe'nin yeni yönetimi, ağır bir borç yüküyle karşı karşıya..
YÖNETİMİ BEKLEYEN KRİZ
25 Ekim’de yapılacak olağanüstü mali genel kurulda yönetime yetki verilmezse futbolcu ücretlerinin ödenmesinde kriz yaşanabilir.
Sadece, futbolculara her ay ödenmesi gereken tutarın yaklaşık 15 milyon Avro olduğunu düşünürseniz, yetkinin ne kritik olduğu daha iyi anlaşılır.
KRİTİK YETKİ MADDELERİ
Sadettin Saran’ı destekleyen kongre üyelerinin onay vermediği 11., 12., 13. maddeler 25 Ekim’deki olağanüstü mali genel kurulda yeniden onaya sunulacak.
Bu maddelerin mali genel kurula da takılması halinde kulüp ciddi bir ödeme sorunuyla karşı karşıya kalacak.
Ancak Ali Koç’un mali kongrede Saran Yönetimi’ne destek vereceğini düşünlerdenim.
Sağduyu mu yoksa küçük hesaplaşmalar mı galip gelecek?
Hep birlikte göreceğiz
AKİL İNSANLARIN SÖZLERİNE KULAK VERİLMELİSizlerle paylaşmak istediğim bir konu daha var.
Fenerbahçeliler Derneği’nin (FEDER) eski başkanlarından, aynı zamanda emekli bir subay olan Av. İlyas Bulcay, seçim sonrası önemli tespitlerde bulundu.
Bulcay, kıymeti her ne kadar yeterince anlaşılamasa da 3 Temmuz sürecinde Bağdat Caddesi’nde 500 bin kişinin toplanmasını sağlayan Fenerbahçe camiası için önemli bir aktör.
Yapıcı, birleştirici, sağduyulu ve isabetli öngörülere sahip bir aktör.
Sadece sarı lacivertli taraftarı birleştirmekle kalmadığını, rakip takımların taraftarını da bir araya getirip, askeri müştereklerde buluşmasını sağlayabilmiş, Türk sporunun akil insanlarından birisi.
Spor müdürlüğü yaptığım yıllarda defalarca şahit olmuş biri olarak altını çizmek istedim.
Sadettin Saran ve Yönetimi, Ali Koç’un düştüğü hataları tekrar etmek istemiyor ve tepki oylarıyla seçildiği makamda kalıcı olmak istiyorsa, Av. İlyas Bulcay’ın önerilerine mutlaka kulak vermelidir:
1- Önce bu başarının geçici olduğunu bilmeli ve kalıcı olması için neler yapması gerektiğini düşünmelidir.
2- Her insanın yanlışlarından, güçlü ve inandırıcı bir özeleştiri ile dönme hakkı vardır. 3 Temmuz’da neredeyse bir beyin yıkamasıyla topluma sunulan şike kumpasında yanlış yerde durduğunu, gerçekleri öğrendiğinde bunun pişmanlığını yaşadığını samimiyetle ve cesaretle açıklamalıdır. Bu onu büyütür.
Spor ekonomisinden para kazanan ve bahis şirketi olan birinin herhangi bir spor kulübünde başkan olamayacağını öngörmeli ve bu yüklerden önceki yıllarda kurtulması gerektiğini adaylık niyetinde olduğunda düşünebilmeliyken bugünlere bırakması hatadır. Ancak zararın neresinden dönersem kârdır, diyerek bu yüklerden başkanlığı süresince kendisi ile ilişkilendirilemeyecek şekilde ve şüphe doğurmayacak biçimde karar alması doğru bir adımdır.
CAMİADA BİRLİK SAĞLANMALI
3- 2012’de FETÖ ve İTTİFAKLARININ, mevcut Sarı Lacivert Duvarı yıkmak için camia içindeki farklı yaklaşımları kaşıyarak başlattıkları ve bugün zirvesine çıkardıkları tüm karşıtlıkları yok ederek camiayı BİRLEŞTİRMELİDİR.
4- Devri sabık yaratmadan, basketbol ve voleybol maçlarındaki doğru yaklaşım örneğinde olduğu gibi, geçmişle hesaplaşarak değil, geleceği geçmişin yanlışlarından arındırarak kurmak için, geçmiş tüm yönetimlerle kol kola olmalı. Sayın Ali Koç’un sponsorluk desteklerinin sürmesini sağlamalı, ama mutlaka Sayın Aziz Yıldırım’ın tavsiye ve yönlendirmelerinden de yararlanmalıdır.
5- Önceki dönemde haksız bir biçimde itibarsızlaştırılarak camiaya fayda üretmesi engellenen kişilerin itibarı iade edilmeli. Yaptıkları hatalar nedeniyle üyelikten atılanlardan, özür dileyenler için af çıkarılmalıdır.
SİVİL TOPLUM OLMA BİLİNCİ
6- Her görüşten Fenerbahçelileri; 3 Temmuz şike kumpasının maddi ve manevi tüm kayıplarının telafisi, 12 Mayıs ve 4 Nisan faillerinin yargılanması, ‘57 öncesi şampiyonluklarımızın tescili ve adil bir spor ortamı yaratılması amacıyla, konunun muhatabı iktidarla yapılması gereken görüşmeler için aynı safta birleştirmeli. Fenerbahçe’yi siyaset dışında tutarak ama gerektiğinde iktidarda kim olursa olsun haksızlıklara karşı birlik içinde mücadele edebilecek bir büyük sivil toplum örgütü olma bilincini ve refleksini yeniden ayağa kaldırmalıdır.
7- Fenerbahçe için gelir getirici projeler üretmeli, ama bunu yaparken halkın kulübü olduğu gerçeğini ve imkânları sınırlı olanları bir an olsun unutmamalıdır.
Fenerbahçe tarihi, onurlu mücadelelerle yazılmış tertemiz bir geçmişi bugünlere taşır. Buna musallat olmaya kalkışan her ne statüde ve güçte olursa olsun, tüm farklılıklarına rağmen taraftarlarının birer tuğlası olduğu o Sarı Lacivert Duvara toslar.
Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlık makamı da tartışılmayacak saygınlıkta şerefli bir makamdır. Buraya seçilen kişi buna yakışır bir başkandan çok gerçek bir lider olmakla yükümlüdür. Bu vasıflara uygunluk için gerekli olan neyse, onları yapmak da boynunun borcudur.
Sayın Saran, bu zorunlulukları yerine getirmeden makamın gerektirdiği saygıyı göremeyeceğini bilerek görevini icra etmelidir.


