Saray’ın fedaileri! Fahrettin.. Burhanettin..
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Takvimin 25 Eylül’e, yani Beyaz Saray gününe döndüğü dakikalarda, her zamanki gibi, uyku öncesi son taramada bir habere denk geldim.
Tahmin edersiniz uykum kaçtı. Oturdum HalkTV.com.TR’deki haberi okudum.
Haberin başlığı şöyleydi: “Gazze konulu zirvenin ortak bildirisi yayınlandı. SONUÇ: TRUMP’IN LİDERLİĞİNİN ÖNEMİ..”
Haber gibi fotoğraf da “etkileyiciydi”. U masada İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin liderleri oturmuş.. Baş köşeye ise ev sahibi (!) Trump, yanına da alfabetik sıraya göre olsa gerek Erdoğan yerleşmişti.

Zirve bildirisini özetlemek gerekirse “TRUMP’A GÜVENOYU” diyebilirim.
Nitekim, sadece HalkTV.com.TR değil… Ertesi gün -birazdan anlatacağım- haberin izini sürerken gördüm. Anadolu Ajansı’nın konuya dair ilk haberi böyle dedirtiyordu:
“Arap Birliği ve İİT devletlerinin liderlerinin, toplantıyı düzenleyen ABD Başkanı Trump’a teşekkürlerini sunduğu bildiride.. Arap Birliği ve İİT ülkelerinin liderlerinin savaşı sona erdirmek, adil ve kalıcı bir barışın kapılarını açmak için Trump'ın liderliğinin önemini vurguladığı belirtildi.”
Nasıl?
Gazze’deki acıların sona ermesi için UMUDUMUZ TRUMP imiş!!
Birleşmiş Milletler kürsüsünde söylenenler dünde kalmış belli ki.. Trump’ın yanı başında mütebessim haliyle sıralanmış liderler.. Ve Trump’ın yanında oturduğu için fazladan memnun Erdoğan tarihe böyle poz vermiş!
Şimdi, şunda anlaşalım: Haber önemli mi? ÖNEMLİ..
Özellikle, AKP açısından ABD ile gerilimi azaltacak bir gelişme mi? GELİŞME!
Hadi, önemini falan bırakın, bu bir haber mi? HABER!!!
O zaman neden göremediniz?
Neredeyse medyanın tamamını taradım, habere rastlayamadım.
Daha doğrusu: Haber özetlediğim biçimde değil, yakında Filistin’in acılarının sona ereceğine dair vaatle, o da bir iki sitede kullanılmıştı. Görmüşseniz de önemseyip geçeceğimiz kıvamdaydı yani! Fotoğraf ise her yerde vardı. Masadaki diğer isimler kesilerek sadece Trump ile Erdoğan kalacak şekilde ama..
Buyurun yıllardır beklenen kareye!
Tamam eller buluşmamış, gözler birbirine kenetlenmemişti ama.. Maksat hasıl olmuş muydu? Olmuştu.
Gelin de merak etmeyin.. Sabaha karşı yazı işlerinde acaba nasıl bir telaş yaşandı? İletişim Başkanlığı’ndan, hatta bizzat başkan Burhanettin Duran’dan bir not geldi mi?
*. *. *
Biliyorsunuz İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun bir gün aniden -tıpkı bu haber gibi- buharlaşıverdi.
Nedenini bilemedik. Ancak şunu öğrendik. Fahrettin Bey, diyenlerin yalancısıyım, kaybetse kaybetse gururundan kaybetmiştir. Servetine halel gelmemiştir. Öyle ya, sen bütün medyayı kontrol et.. Erdoğan’ın adına talimatlar yağdır.. Bir trol ordusu yönet.. Herhalde servet derken sahiden bir servetten söz ediliyordu.
Gazeteci arkadaşım Fazilet Zafer ile arada kendimizi yoklarız.
Acaba öyle bir işte kaç para verirlerse çalışırız!!
Konuşur, tartışır.. Sonunda nafile!! Bir yere varamayız! Öyle bir işin, üstelik Erdoğan’ın emir ve komutasında yapılmasının maddi karşılığının adını koyamayız.
Fahrettin Bey’in yerine gelen Burhanettin Bey mesela.. Son görevi gerçekten kaç paraya yapılır, bilemiyorum.
*. *. *
Erdoğan pazartesi günü Fox News’ta canlı yayın konuğuydu. Elbette Gazze, Filistin soruldu. Erdoğan şöyle dedi:
“Sayın Trump, ‘Rusya-Ukrayna savaşını ben bitiririm’ dedi. Bitti mi? Hayır. Aynı şekilde, ‘Gazze savaşını bitiririm’ dedi. Bitti mi? Hayır. Bu süreçlere dahil olunca bazı bedeller ödeniyor”
Bu ifade belli ki Beyaz Saray’da sert tepkiyle karşılanmış.
Dışişleri Bakanı Rubio çıtayı yükseltti:
“Herkes Trump’la konuşmak istiyor. Bugün bile toplantılarımız sürüyor ve liderler bu görüşmelere dahil olmak için adeta yalvarıyor.”
Rubio’nun sözlerinin ardından, Erdoğan ile Trump arasında gerçekleşecek görüşme öncesi İletişim Başkanlığı Fox News’e resmi bir açıklama gönderdi:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaşların sona ermesine ilişkin değerlendirmesi, çeviri sırasında anlam kaybına uğramıştır. Erdoğan, röportajda savaşların sona erdirilmesinin ciddi zorluklar ve maliyetler içerdiğini vurgulamış, Başkan Trump’ın bu konudaki çabalarını takdir etmiştir.”
Sahiden mi? Yemin edin!
Dinlediniz mi bilmiyorum.. Üstüne çevirmenin sesi geldiği halde Erdoğan’ın konuşması gayet net anlaşılıyor. Ve Erdoğan orada hiç de Burhanettin Bey’in iddia ettiği şeyleri söylemiyor.
Bir insan nasıl böyle bir U dönüşüne tenezzül eder? Bir yalana, ne adına katılır?
* * *
Bana göre, İİT üyelerinin Trump ile buluşması sonrasında da yandaş medyaya böyle bir not gitti. ABD’ye “GÜVENOYU” gibi zirve bildirisinde, “UMUDUMUZ TRUMP” anlamındaki ifadeler itinayla silindi.
Üstüne Trump - Erdoğan görüşmesinin son anda basına kapatıldığı haberi gelince, anlaşıldı: “Çok da şeetmeyelim” demişler.
Mesele ticaretten öteye gitmesin.
Zaten Özgür Özel’in ortaya çıkardığı Dolmabahçe mini zirvesinde de Gazze değil, Boeing, F35, doğalgaz alım garantisi gibi, bize 50 milyar dolara falan patlayacak ticaret konuşulmuştu değil mi?
Demişken..
Memduh Bayraktaroğlu, ZANKA kanalında çok uzun süredir tanıdığı Erdoğan’ın son hallerini anlatırken ilginç bir noktaya dikkat çekti:
“Erdoğan İngilizce, Trump Junior da Türkçe bilmediğine göre buluşmada en az iki kişi daha vardı. Onlardan birinin sızdırmış olma ihtimali var mı acaba?”
Ülkenin derin menfaatlerinin konuşulduğu bir görüşmede resmi bir kaydın olmaması, daha önce de olduğu gibi, büyük skandal.
Ama yıllar boyunca öyle alıştırılmışız ki üzerinde durmadık bile.
Beyaz Saray zirvesi basına kapatılınca yine içerde ne olup bittiğini bilemeyeceğiz.
Neyse ki Trump çenesini tutamaz da anlatır herhalde..
Nitekim toplantı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlarken de tutamadı!!
Erdoğan’la ilişkisi sorulduğunda bombaları patlattı:
“Çok iyi bir ilişkimiz var. Rahip Brunson'ı serbest bıraktı. 35 yıllığına hapse atılmıştı, bunu durdurması gerekiyordu; onu aradım ve kendisini serbest bıraktı. Bunu asla unutmam. Arkadaşlığımız haksız bir şekilde sürgünde olduğum dönemde bile devam etti ki hileli seçim sonucuydu" dedi. Hemen ardından gülümseyip işaret parmağıyla Erdoğan'ı göstererek, "HİLELİ SEÇİMLERİ HERKESTEN DAHA İYİ BİLİR” diye ekledi.”
Erdoğan ise, çevirmenin bu sözleri aktarmasını beklerken gülümsemeye gülümsemeyle karşılık verdi.
*. *. *
Gazetecilerin önünde böyleyse içerde kim bilir pazarlık nasıl yapıldı!!
Neler hangi üslupla konuşuldu!!
“DÜNYANIN EFENDİSİ” olduğunu düşünmek nasıl bir şey acaba?
Ülkelerinde milyonları din adına korkutarak diz çöktüren liderlerin, onun karşısında uslu çocuklara dönüşmesini izlemek nasıl bir histir?
Geçenlerde bir örneğini gördük:
Dünyadaki savaşları birer birer bitirdiğini övünerek anlatırken sözü Azerbaycan ve Ermenistan’a getirdi. Ama iki ülkeyi şöyle anarak:
“ABARBEYJAN İLE ALBANİA..”
Hadi Azerbaycan ismine dili dönmedi diyelim.
Ermenistan’ı nasıl Albania, yani “ARNAVUTLUK” yaptı?
Trump legolarla oynayan devasa bir çocuk gibi..
O dünya ile oynuyor..
Erdoğan da burada yasalarla, hukukla, hayata dair bildiğimiz her şeyle!!
Yazıyı bitirirken vereceğim örnek buna dair neler neler anlatacak!
“TMSF tarafından el konulan Can Medya’nın Habertürk ve Show TV’sine kayyım olarak Yeni Şafak’tan İbrahim Paşalı ve Sabah’tan Hakan Hastaoğlu atandı.”
Basın özgürlüğünde 180 ülkenin yer aldığı listede 159. sıraya gerilememiz.. Irak, Sudan ve Pakistan’ın arkasına düşmemiz boşuna mı!
Ama olsun! Erdoğan Trump ile NİHAYET BULUŞTU YA..



