Satın alınmış medya unsurları! Ali Koç ve Tedesco
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak duyuru yapıyor.
Aldığı her karar, hatta attığı her adım özellikle YouTube kanallarında konuşan yorumcular tarafından büyük tepkiyle karşılanan Ali Koç, yine gündemde.
Konu dün Jose Mourinho'ydu.
Bu kez yeni teknik direktör Domenico Tedesco!
Alsan kabahat yollasan kabahat!
Öyle şeyler söylüyorlar ki ağızlarından köpükler çıkarak (ki kimi Fenerbahçeli olduğunu ileri sürerek sinirlenmiş pozlarıyla bağırıp çağırıyor) hayretler içinde izliyorum.
Moda bu ya şimdi! Vur Ali Koç'a, kap reytingi!
Tedesco sanırsın ki bir garip Alman! Ya da İtalyan!
Futboldan hiç anlamıyor, topu görse bomba diye karakola götürecek bir adam!
Bu arkadaşlar her şeyi o kadar biliyorlar o kadar biliyorlar ki... Atıp tutuyorlar! Nasıl olsa karşılarında kimse yok! Dünya futbolu onlardan soruluyor.
Son olarak Ahmet Çakar'ın eleştirilerini dinledim çıktığı YouTube kanalında...
Hoca Ali Koç'a salladı da salladı!
Köy takımından çıktı, aşiret takımından girdi!
Sonra da dedi ki:
Devin Özek diye 30 yaşındaki bir adam. Bir de nasıl pompalıyorlar. Almanya'da efsane kral. Şöyle iyi böyle iyi.
Bayer Leverkusen'i şampiyon yaptı falan. Hepsi yalan. Bayer'i şampiyon falan yapmadı. Leverkusen'ın başında Alonso vardı. İyi takımları vardı.Türkiye'de böyle yapılan hataların üstünü örtmek için maalesef medya unsurları çok rahat. Satın alınan alınmış medya unsurları veya gönül bağı olan medya unsurları çok rahat kullanılıyor.
Ne demek bu şimdi? Medya unsurları satın alınmış, çok rahat kullanılıyorlar.
Anladığıma göre bunu Ali Koç'un yaptığını ima ediyor! Şaşırdım doğrusu.
Daha önce yazmıştım. Yaşadığım bir olayı o yazıdan alıntı yaparak tekrar aktaracağım. Arşivden buldum. O yazının o bölümünü burada hatırlatıyorum:
*
Ali Koç'un affına sığınarak bir olayı anlatacağım.
Kendisi "Bir elin verdiğini diğer el görmez" ya da, "kimsenin incinmemesi için sırları tutan" ekolündendir ama. Anlatmak zorundayım bunu.
Geçen yıldı sanırım. Fenerbahçe Kulübü'nden bir dostum aradı.
- Abi, dedi; Başkan bir toplantı yapmak istiyor. Seni de davet ediyor. Öyle basın toplantısı falan değil. Çekim de olmayacak. Sohbet gibi. Lütfen gelir misin?
Pek gitmem bu tür toplantılara ama dostum "Lütfen" deyince geri çeviremedim, gittim.
Başkan Fenerbahçeli oldukları bilinen bazı gazetecileri, televizyoncuları bir de Youtube yayını yapanları toplamış. İsteği hepsinden tek tek görüş almak.
Sanırım eleştirip duruyorlar ya yayınlarında, yazılarında. Doğru bildiğinizi siz anlatın o zaman demek istiyor.
Adı lazım değil, söylemeyeceğim.
Oradan biri dedi ki;
- Başkanım. Galatasaray'da Youtube yayını yapanlar destekleniyor?
Şaşırdı Ali bey;
- Nasıl yani destekleniyor?
- Yönetici .... o kanallara sponsor. Öyle destekleniyorlar. Bizde olsa...
Derken araya girdi Ali bey;
- Bunu yapıyorlar mı bilmiyorum. Sizin iddianız. Ama yapıyorlarsa bile bu sizce doğru mu?
Kısa bir sessizlikten sonra Ali bey devam etti:
- Bence doğru değil. Etik de değil. Yani ben şimdi size sponsor olacağım, siz de beni öveceksiniz öyle mi? Doğru bulmam bunu. Siz gazetecilik çerçevesi içinde benim hatalarımı eleştirmeli, olumlu yaptığım işleri de övebilmelisiniz. Öyle olmaz. Ben kendime de kulübüme de camiama da yakıştıramamam bunu. Gazeteciliğe de.
Başkan gazetecilere (!) gazetecilik dersi vermiş oldu böylece. Yüzleri kızardı başlar öne eğildi.
*
Ben gazeteciliğe 1981'in sonlarında başladım. Gazete ve televizyon kanallarında çalıştım.
Çok şey gördüm, yaşadım.
Ama böyle günleri daha doğrusu böyle gazeteciliği, yayıncılığı görmemiştim.
Önünde mikrofonu, karşısında kameraya gören herkes büyük futbol uzmanı.
Her şeyi biliyorlar!
Ali Koç veya Fenerbahçeli yöneticiler, hatta Mourinho, Tedesco kim? Futboldan da futbolcudan da teknik adamdan da en iyi onlar anlıyorlar.
Fenerbahçe dünya yıldızını transfer etse tu kaka!
Rakibi sıradan da futbolcu alsa tıpkı Maradona!
Yahu ne biliyorsun daha şimdiden adamın başarısız olacağını?
Nereden biliyorsun yetersiz kalacağını?
Mourinho gelirken alkışlamıştınız da ne oldu?
"Gönder de gönder" diyen yine siz değil miydiniz?
*
Benim görüşüme gelince...
Ben şimdiye kadar yaşadıklarımdan ders alarak diyorum; Türkiye'de başarıya aç önü açık yabancı teknik direktörler daha başarılı oluyorlar.
Avrupa'da kazanmadık kupa bırakmayan, gittiği her ülkede şampiyonluk yaşayanlar ise Süper Lig'i küçümsediklerinden önemsemiyorlar. Zaten başarıya da doymuşlar, buradaki şampiyonluk etkilemiyor.
Onun için Tedesco'nun başarılı olacağını sanıyorum.
Ezbere demiyorum bunu, ben de bir araştırma yaptım kendi çapımda.
Araştırma yapmak sadece o arkadaşlara mahsus değil ya!


