Savaş enflasyonu artırsa da kamu zamları yapılacak Sözcü Gazetesi
Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İsrail’in İran’a saldırmasıyla başlayan çatışmalar, şiddeti artarak, devam ediyor. Bunun tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enflasyon oranlarını artırıcı etki yaratması kaçınılmaz. Haziran ayında Merkez’in faiz indirim ihtimali kalmadı ama ekonomi yönetiminin artacak kur ve enflasyon baskısını nasıl idare edeceği yakından izlenecek.
Dünya petrol ticaretinin yüzde 20’sine hizmet veren Hürmüz Boğazı’nın kapatılmasının ardından, bugünden itibaren petrol fiyatlarında yeni artışlar bekleniyor. Altın ve petrol fiyatlarında yüzde 10’ların üzerine çıkan artışlarla birlikte tüm küresel emtia fiyatlarında da önemli artışlar yaşanıyor.
Artan petrol fiyatları nedeniyle benzin ve motorine yapılan zamların, bir-iki gün içinde yeni zamlarla süreceği anlaşılıyor. 75 dolara çıkan brent petrolün varil fiyatının 120-150 dolarlara kadar çıkacağı konuşulmaya başladı. Kısacası, çatışma kısa sürede bitmezse, petrol fiyatlarının 100 doları aşması kaçınılmaz görünüyor.
Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadelesinde, tahminlerin altında kalan petrol fiyatları nedeniyle, son aylarda önemli kazancı oldu. Ancak şimdi işler tersine dönüyor. Yüzde 30’un altına inmeyi başarı sayacak bir yönetim var. Ancak akaryakıt fiyatlarındaki artışın devamı halinde, enflasyonun yüzde 30’un altına inmesi ihtimali iyice azalacak.
Dünya fiyatlarındaki artıştan gelecek zorunlu akaryakıt zammına, temmuz ayı başında otomatik ÖTV zammı da eklenecek. Son iki yıldır ocak ve temmuz başlarında, geçmiş 6 aylık üreteci fiyat artışı kadar, otomatik ÖTV zammı yapılıyor. Ocak başında bu nedenle benzin ve motorine 3’er TL zam yapılmıştı. İlk 5 aylık üretici fiyat artışının yüzde 12.92 olduğunu gözönüne alırsak, temmuzda akaryakıt ÖTV’sine yüzde 14-15 zam yapılacağını söyleyebiliriz.
Peki, ekonomi yönetimi enflasyon hedefleri içinde kalmak için, temmuz ayı başında yapılacak otomatik ÖTV zammını öteleyebilir mi? Zaten bıçak sırtı giden ekonomik dengeler nedeniyle, ekonomi yönetiminin böyle bir esnekliğe sahip olmadığını söyleyebiliriz. Yani, dünya petrol fiyatları yüksek seyretse bile temmuzda ÖTV zammının da yapılması kaçınılmaz görülüyor.
BÜTÇE AÇIĞI ZATEN YÜKSELDİ
Çünkü enflasyon hedefindeki zorluklar yanında bütçe hedefleri de zora girdi. Özellikle beklentilerin üzerinde büyüyen faiz harcamaları nedeniyle, ekonomi yönetiminin yıl sonunda hedeflediği, bütçe açığının milli gelire oranının yüzde 3’e indirebilmesi mümkün gözükmüyor. En iyi ihtimalle bu oranın, kamu zamları yapıldığında, yüzde 4 civarına inebileceği tahmin ediliyor.
Bu nedenle, savaş uzun sürdüğü takdirde, petrol fiyatları enflasyonun yüzde 30’un altına inmesine büyük bir engel oluşturacak. Aynı bütçe sorunu nedeniyle, sadece akaryakıt ÖTV’si değil, temmuzda otomatik gelecek tüm kamu zamları kaçınılmaz gözüküyor.
Sadece enflasyon değil, savaş nedeniyle döviz talebinin artması ihtimalinde, yönetim üzerinde kur baskısı da yaşanacak. Yine enflasyon hedefi nedeniyle, eskisi kadar yüksek olmasa da, ekonomi yönetiminin mevcut rezervlerinden satış yapıp, kurları tutması gerekecek.
Bu yaşanan tehlikeli tablonun en önemli nedenlerinden biri, durup dururken çıkarılan 19 Mart krizi. Bakan Mehmet Şimşek, “Artık iç ve dış şoklara karşı ekonomimiz daha dayanıklı” dese de, durum öyle değil.
Dalgaların büyüdüğü bir denizde, kaptanlara güvenin kalmadığı, rotanın şaştığı bir gemide, sallanarak yol alıyoruz.


