Savaşın eşiğinde 12 dakika Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Saat: 02.43.
Baltık’ın üstünde gece henüz kurumamış. Düşük irtifada nem, yüksek irtifada buz gibi bir berraklık. Vaindloo Adası hizasında ekranda önce tek bir iğne ucu titriyor. Sonra üç ayrı yankı... Operatörün parmağı konsolun üzerinde adeta asılı kalıyor.
Üç Rus MiG‑31’i hızla ilerliyor. Uçuş planı yok, transponder (elektronik plaka) kapalı, kule teması yok.
Estonya hava trafik kontrolünde kırmızı hat yanıp sönüyor: “Track üç hedef... Heading doğu-güneydoğu...”
Finlandiya tarafında acil reaksiyon ışığı (QRA) yanıyor. Uçakları yakıt/mühimmat yüklü halde kalkışa hazır bekleyen nöbetçi pilotların görev odaları kırmızı ışıkla aydınlanıyor.
Pilotlar koşuyor. Göğüs kemerleri ‘şak’ diye kilitleniyor. Yer ekibi “chocks out” (Takozlar çıkarıldı) diye bağırırken F-18’lerin motoru homurtudan kükremeye geçiyor.
İlk temas Finlandiya Körfezi üstünde... Uzakta üç siyah MiG jeti.
Radyo çağrısı standarda uygun ama ton buz kesmiş: “Bilinmeyen uçuş, burası NATO hava devriyesi. Kontrollü hava sahasına giriyorsunuz. Kimliğinizi belirtin ve talimatlara uyun!”
Mavi ışık gibi bir sessizlik. Karşılık yok. Saniyeler uzuyor. F-18’ler menzil ve açı ayarlarken kokpit camında kıyı şeridi ince bir bıçak gibi görünmeye başlıyor: Estonya.
★★★
MiG’ler Estonya FIR hattını aşıyor.
Bu kez, NATO’nun Baltık Denizi’ndeki kritik denizaltı altyapısını korumaya odaklı İtalyan F-35’leri havalanıyor.
Bir F-35, sessiz sensörleriyle ısı izlerini yakalıyor; diğeri uyarı mesafesinde kalıyor. Komut bu kez daha sert tekrarlanıyor: “Şimdi rotanızı iki-yedi-sıfır’a çevirin!” (Batı’ya)
Kokpitlerde nabız hızlanıyor. Akılda tek soru var. “Ya onlar kilit açarsa?” (Savaş uçağı, radarını veya füze sistemini hedefe sabitlerse)
Eller tetiğe yakın, dudaklar suskun. F-35 yan pozisyona girip MiG’lerin kanat altını tarıyor. Kaç füze var, açıkta mı gizli mi? Cevap yok.
Üçüncü ve son uyarı yapılıyor. Eğer yine uyulmazsa, angajman yani “radar kilidi açma” ve ateş hakkı doğacak.
MiG’ler birden burnunu çeviriyor. Metalin keskin dönüşüyle gökyüzü mavileşiyor. İtalyan F-35’leri, onlara sınır dışına kadar eşlik ediyor. Tek kelime cevap yok.
★★★
Ve bunlar olurken kronometreler 12 dakikayı gösteriyor.
NATO hava sahasında, haritada ince bir kıymık gibi görünen Estonya’nın üstünde tam 12 dakika.
12 dakika; bir savaş jetinin, şehirlerin üstüne yürüyebileceği kadar uzun bir süre.
★★★
Ama bu masum bir uçuş değil; bir refleks ölçümüydü.
10 gün önce Polonya semalarında yaşananlar da öyleydi. 20 Rus dronu Polonya hava sahasına sarktı. Varşova F-16 ve F-35 devriyelerini kaldırdı, bazı dronlar düşürüldü.
Estonya vakasında dikkat çeken ayrıntı ise ihlalin senaryosuydu. Rus pilotlar yalnızca radarları değil, prosedür eşiğini de test etti.
NATO’nun “Kaç uçak kalkmalı, Hangi ulus devralmalı, Patriotlar devreye girmeli mi, Girerse sivil uçaklar hava sahasından nasıl boşaltılmalı (hava savunma sistemleri bir yolcu uçağını yanlışlıkla hedef olarak algılayabilir)” gibi çok uluslu koordinasyon adımlarını sınadı. Putin, harekât zincirini değil ittifakın alışkanlıklarını da yokladı.
Kural şu: Eğer her ihlalin karşılığı her seferinde aynıysa, bir sonraki ihlalin süresi uzar. Estonya’daki 12 dakika, Polonya’daki 20’yi aşkın dron, bunun işaretidir.
★★★
Tam bu iklimde, İstanbul’dan bir uyarı geldi; üstelik İngiliz gizli servisi MI6 Başkanı Richard Moore’dan.
Moore, Putin’in müzakereye niyetinin olmadığını, “bizi oyaladığını” ve sahada yavaş ama aşındırıcı bir strateji güttüğünü söyledi.
Bu sözler, Doğu kanadındaki ‘eşik testleri’nin anlamını berraklaştırıyor.
Bunlar birer provokasyon değil, tükenme ve alışma operasyonları... “Her gün bir santim daha.”
Moore’un İstanbul’da, Karadeniz ve Rusya’ya yakın bir sahnede verdiği bu mesaj, Avrupa’ya ve Trump’a dönüktü:
“Sabır denemelerine kapılmayın; müzakere illüzyonuna güvenmeyin.”


