‘Sen hayırdır lan!’
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Sosyal medyada Cumhur İttifakı’na destek veren Avukat Burak Bekiroğlu, “Sen hayırdır lan!” cümlesini muhaliflere karşı belki de yüzlerce kez kullanmıştır.
Misal, Sinan Ateş Davası’nda Ayşe Ateş’e…
CHP lideri Özgür Özel’e, eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na…
Veyahut İBB soruşturmasında Ekrem İmamoğlu’na karşı…
Aynı postayı Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a koyunca 24 saatten daha az bir sürede cezaevine gönderildi.
Tunç’un HSK zaferi
Bekiroğlu’nun tutuklanmasının arkasında yargıdaki hakimiyet mücadelesi ve Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) seçimleri yatıyor.
Bakan Tunç, İstanbul Grubu ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek, HSK’da söz sahibi olmak için kıyasıya çalıştı.
Kazanan, Tunç oldu.
“AK Parti hükümetlerinin en kudretli Adalet Bakanı” diye söz ediliyor Tunç’tan.
Gürlek, kurula son dakikada ancak bir üye sokabildi.
İstanbul Grubu’nun, görevlerinde kalmasını istediği Halil Koç ve Mehmet Akif Ekinci, HSK’ya veda ediyor.
Hac yolunda telefon
Bekiroğlu, X’te Bakan Tunç ile avukat kardeşi Yahya’yı eleştirirken, HSK seçimlerinde karşı kutupta yer alma motivasyonla hareket etmiş olabilir mi?
Evet, mümkündür.
Fakat Tunç kardeşlerle ilgili bir sırrı ifşa ediyor değildi.
Benim birçok TV programında ve köşe yazılarımda değindiğim bir gerçeği yineledi.
Olay şu:
Avukat Yahya Tunç’un 1454 kez ByLock kullandığı, FETÖ’cü dernekte yönetici olduğu, sohbetlere ve yurt dışı gezilerine katıldığı, Bank Asya’da hesabı bulunduğu halde bakan ağabeyi sayesinde yargının pençesinden kurtarıldığını yazdı.
Yalan mı?
El hak, doğru!
Eleştiri ‘içeriden’ geldiği için Tunç’un hiddetlendiği, hacca gitmek üzere uçağa binerken telefona sarılarak, “Gereğini yapın” dediği iddia ediliyor.
Bekiroğlu, 31 Mayıs sabahı gerçekleştirilen İBB soruşturmasının beşinci dalgasını destekleyici paylaşımlar yaparken...
İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı aynı dakikalarda kendisi hakkında iftira ve kamu görevlisine hakaretten gözaltı kararı yazıyordu.
Kaçma şüphesi olmadığı halde evinde gözaltına alındı.
Bakan Tunç, hem İstanbul Grubu'nun hükmettiği Anadolu hem de Akın Gürlek'in yönettiği İstanbul Cumhuriyet başsavcılıklarına "Patron benim" demiş oldu.
Kime ‘Sen hayırdır lan’ dedin
Bekiroğlu’na düşünce ve ifade hürriyeti kapsamında kalan paylaşımları soruldu.
Örneğin:
“Cumhurbaşkanı'nın kendilerine bahşettikleri makamın gücünü kötüye kullanarak, FETÖ derneklerinde üye / yönetici olanları refere ederek, bazı makamlara getiren bürokratlar var. Bak, seni uyarıyorum. Ben FETÖ denildiğinde beynine kan gidenlerdenim. Senin o makamını da plan projelerini de yollarını da yemem. Sen hayırdırrrrrr lan!’ şeklindeki paylaşımda sözü edilen bürokratlardan kim veya kimleri kastettiği, kim veya kimlere ‘Sen hayırdır lan’ dediği soruldu.”
Kastetse ne yazar, kastetmese ne…
Suç mu?
Bir diğer soru ise şöyle:
“Bakanmış, benim senin gibi bir bakanım olamaz, sözlerinden kastettiğiniz bakan kimdir?”
Diyelim, Bakan Tunç'u kastediyor.
N’olacak?
Bekiroğlu, ifadesinde, şöyle diyor:
“Çıkan haberlerde Yahya Tunç hakkında soruşturma yürütüldüğü, ByLock görüşmesinin olduğu halde ceza verilmediği… Bu nedenden Adalet Bakanına vermiş olduğum tepkidir.”
Tanıdık savcı
Bakan Tunç ve kardeşine “Sen hayırdır lan” dediği için; muhalif bir gazeteci, hukukçu, siyasetçi ya da sosyal medya kullanıcısının hemen her gün tattığı yargı rutinini Bekiroğlu’na da yaşattılar.
AK Parti’den milletvekili adayı olmuş bir avukatın Gezi Parkı Davası’na bakan mahkemeye üye olarak atanması skandalının benzeriyle karşılaştı.
Savcısı, avukatlıktan gelmeydi.
AK Parti Sultanbeyli Kurucu İlçe Başkanıydı.
2014 yılında AK Parti’den ilçe belediye başkan adayı olmuştu.
Bakan Tunç, komşu Pendik’in kurucu ilçe başkanıydı.
Tunç ve Bekiroğlu’nun savcısı o günlerden tanışıyor olmalı.
Hatta Bekiroğlu’na göre savcı, Bakan Tunç’un kardeşi Yahya ile de arkadaş.
Bekiroğlu, şunları söylüyor:
“Savcıya daha önceden kendisini tanıdığımı söyledim. Yahya beyin arkadaşı olduğunu kendisi söyledi.”
Bekiroğlu, “Ben baskının farkındayım. Yazdığım şeyler Yılmaz beyin ağrına gitmiştir. Bu nedenle burada olduğumu biliyorum” diyerek, adliyenin baskı altında alındığını savunuyor.
‘Lan’ suçu
Bir muhalif için ne kadar tanıdık sözler değil mi?
Fakat Bekiroğlu, şaşkındı.
Çünkü Ümit Özdağ ‘tarifesini’ Bekiroğlu’na da çektiler.
Ola ki iftira ve hakaret suçlaması tutuklanmasına yetmez diye halkı kin ve düşmanlığa tahrik’i ekleyip İstanbul Anadolu 9. Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk ettiler.
Bekiroğlu, “23 yıllık avukatım, böyle iftira suçu görmedim!” dedi.
İşitenler varsa diye hukuku hatırlattı.
“X’lerim birleştirilerek, suç uydurulmuştur. ‘Lan’ mı hakaret? İlk defa bu suçlardan sevk görüyorum. Bakan eleştiriye katlanmalıdır."
Bekiroğlu, bilmiyor olabilir.
“Lan” ifadesi, kim tarafından ve kime karşı söylendiğine göre hareket olarak görülüyor.
Misal, Bağımsız Türkiye Partisi lideri Hüseyin Baş, Erdoğan’a “Lan” dediği için yargılanıyor.
İkinci ‘Lan’ sanığı ise belli ki Bekiroğlu olacak.
İmamoğlu’nun hesabını kapattırdı
Bekiroğlu, halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve iftiradan tutuklandı.
Neyse ki ‘insaflı’ davrandılar.
Silivri’ye değil, Maltepe Cezaevi’ne koydular.
İmamoğlu’nun sosyal medya hesaplarının kapatılmasına önayak olan Bekiroğlu’nun Tunç'la ilgili paylaşımlarına erişim engeli getirildi.
Cezaevindeki ilk sabahında 10. Yargı Paketi kabul edildi.
Bakan Tunç, oldukça mutluydu:
Şöyle dedi:
“Vatandaşlarımızın adalete olan güvenini en üst noktaya taşıyacak, Türkiye Yüzyılı’nı Adaletin Yüzyılı yapacağız.”


