Sera’nın 50 tonu
Hurriyet sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
◊ “Dilimin Kemiği Yok” şarkısının ortaya çıkış hikâyesi nedir?
- Genel olarak bestelerimi tek bir hikâyeden esinlenerek yazmıyorum. Bazen bir tını, bazen yaşadığım bir an beni farklı bir dünyaya sokuyor ve kulağımda bir melodi canlanıyor. Dolayısıyla, şarkı yaratım sürecimde beni etkileyen duyguları tek bir başlıkta toplamam mümkün değil. Fakat bu şarkı nezdinde beni etkileyen en baskın duygu, şarkının adından da anlayabileceğiniz üzere hem samimi, hem duygusal, hem gülümseten hem de dokunaklı bir tavrının olması.
◊ “Dilimin Kemiği Yok” sözüyle neyi anlatmak istedin?
- Aşk teması üzerine yazılmış bir şarkı gibi hissettirse de aslında tek bir duygu ile sınırlı değil. Bu slogan cümle, Sera’nın 50 tonundan birini anlatıyor aslında. Biraz ironik, biraz tatlı sert, biraz sivri dilli... Hem melodik yapısı hem de sözleri ile dinleyicinin, içinden nasıl bir anlam çıkarmak istiyorsa oraya evriltebileceği bir şarkı.
EŞİM HEM MENAJERİM HEM YOL ARKADAŞIM
◊ Şarkıda Uğur Öz’le birlikte çalıştınız. Müzikal uyumunuzu nasıl tarif edersin?
- Uğur; hem eşim, hem menajerim hem de kendi müzisyenlik geçmişi dolayısıyla bu yolculuktaki yol arkadaşım. Yaptığım her beste sonrası mutlaka ona danışırım, şarkımı dinletirim. Fikrini duymak isterim. Aramızda inanılmaz bir müzikal uyum var. Kulağına ve hislerine çok güveniyorum. Bu nedenle sadece bu şarkımda değil, her yaptığım şarkıda fikrine danışacağım ilk insan o. Hem hayat arkadaşım, hem yol arkadaşım diyebilirim.
◊ Düzenleme sürecinde Serhat Cihan Dürüst’le nasıl bir yaratım süreci yaşadınız?
- Cihan, müzik kafası olarak aynı noktada buluşabildiğim ve bestelerimi rahatlıkla emanet edebildiğim bir arkadaşım. Aynı zamanda uzun zamandır sahnelerimde de birlikte çalışıyoruz. Ekibimizin hem klavyecisi hem de orkestra şefimiz. Ekipteki uyumumuz ve birbirimize tanışıklığımız dolayısıyla şarkı yaratım süreçlerinde de birlikte çalışmak bizi farklı bir noktaya taşıyor.
ŞARKIM YAZA DAMGA VURDU
◊ Klip yönetmeni Halil Turp ile nasıl bir konsept hazırladınız? Klip çekimleri nasıldı?
- Şarkılarımın klip kurgusunu aslında Uğur’la birlikte tasarlıyoruz. Şarkının tüm sürecine hâkim olduğumuz için, duygusundan yola çıkarak konsept hayalimizde doğrudan canlanıyor. Her şarkım bizi farklı bir dünyayla tanıştırıyor. Bu konuda biraz mükemmeliyetçiyiz galiba. (Gülüyor) “Dilimin Kemiği Yok” bittiği andan itibaren şarkının hissettirdiği duygu ve ambiyans, bizi tam bir yaz akşamı-meyhane-aile-arkadaş temalarına itti. Dansın ve müziğin ön planda olduğu, samimi, aşina ve “bizden” bir iş olsun istedik. Çekimlerimiz 11 saat sürdü. Yorulduk ama değdi.
◊ Bu şarkı müzikal yolculuğunda nasıl bir döneme işaret ediyor?
- Sanırım bu şarkı, müzikal yolculuğumun seviye atladığı yeni ve uğurlu bir dönemine tanıklık edecek. İnsanların “Tam bir yaz şarkısı”, “Eğlenceli ve akılda kalıcı” tarzındaki yorumları ve klipteki samimiyetle aile duygusu dinleyicilere geçti bile. Yaza böyle içten bir şarkı gerekiyordu; “Dilimin Kemiği Yok” damgayı vurdu sanki.
◊ Bundan sonraki şarkılarına dair ipucu verebilir misin?
- “Belalım” ve “Virgül” adlı bestelerimi sene sonuna kadar sizlerle buluşturmuş olacağım. “Belalım” tıpkı “Dilimin Kemiği Yok” gibi yaz kokan, içimizi cıvıl cıvıl edecek bir şarkı. “Virgül” ise hayat üzerine yazılmış sözlerden oluşuyor.
BU GÜÇ DOĞUŞTAN ARMAĞAN
◊ Şarkılarının söz ve müziklerini kendin yazıyorsun. Yazma motivasyonun ve ilham kaynakların neler?
- Bence yaratmanın, üretmenin tek bir ilham kaynağı yok. Bunun doğuştan armağan edilen farklı bir güç olduğunu düşünüyorum. Böyle bir güce sahip olmanın da çok büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Üreten kişi her zaman ölümsüzdür. Elinde herkesin sahip olamadığı bir asa var gibi hissettirir. Bu doğuştan gelen bir güç olsa bile herkesin motivasyon ve ilham kaynakları farklıdır. Ben ilk bestemi 13 yaşındayken yazmıştım. Şimdi geçmişe baktığımda üretim kabiliyetimin ne kadar geliştiğini görebiliyorum. Müzik, sadece sahne üzerinde var olmakla sınırlı değil bana göre.Gerçek bir müzisyenin sahne harici vakitlerinde de dinlemek, araştırmak, okumak, çalmak, üretmek konusunda sınırlarının olmaması gerek. Her zaman günceli takip etmek ve kendi tarzını değiştirmeden yeniye adapte olabilmek önemli. Her sektörde olduğu gibi, yetenek tek başına yeterli değil. Bıkmadan çalışmak, çabalamak ve öğrenmeye açık olmak gerekiyor. Diğer yandan, Uğur’un bana olan inancı ve desteği kariyerimdeki en büyük motivasyon kaynaklarımdan biri.
DÜŞERİZ KALKARIZ GÜÇLENİRİZ
◊ Müzik kariyerin boyunca seni en çok zorlayan
ve en çok güçlendiren an neydi?
- Kariyer; düşe kalka inşa ettiğimiz, hiç bitmeyen ve her yeni gün geliştiğimiz sonsuz bir yolculuk gibi. Anlardan nasıl bir anlam çıkarıp, nasıl yürümeye devam edeceğimiz bizim seçimimiz. Müzik kariyerim boyunca, gerek konservatuvar eğitimimdeki disiplin gerekse birçok farklı insanla yolumun kesişmesi, beni hem zorlayan hem de güçlendiren anılardan ibaret. Bu yolculuk, tıpkı emekleyen bir çocuğun ilk adımlarını attıktan sonra denge kurmanın aslında ne kadar kolay olduğunu fark etmesi gibi. Düşeriz, kalkarız, güçleniriz.


