Sibel Güler i katilinden pişkin savunma! Oğlu her şeyi anlattı: Cinayetten sonra af dilenmiş
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Olay 12 Şubat’ta Esenyurt Akçaburgaz Mahallesi 3002. Sokak’ta meydana geldi. Gece saatlerinde Sercan Güler'in bağırışlarını duyan akrabaları, Güler ailesinin evine girdiklerinde Sibel Güler'in nefes almadığını fark etti. İhbar üzerine adrese gelen acil sağlık ekibi, Sibel Güler'in hayatını kaybettiğini belirledi.
Hayatını kaybeden kadının eşi Sercan Güler, polis tarafından gözaltına alındıktan sonra çıkarıldığı adli makamlarca tutuklandı. Yapılan otopside Sibel Güler'in 'boyun baskısı ve el ile ağzının kapatılması' nedeniyle hayatını kaybettiği tespit edildi. Soruşturma kapsamında sanık Sercan Güler hakkında Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından hazırlanan raporda, sanığın işlediği öne sürülen fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamadığı ve bu fiil ile ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olduğu belirtilerek 'akli dengesinin yerinde olmadığı' tespit edildi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede ise, sanık Sercan Güler'in 'Eşe karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis ile cezalandırılması talep edildi.
Olayla ilgili açılan davanın ilk duruşması bugün Bakırköy 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşma salonunda tutuklu sanık Sercan Güler, hayatını kaybeden Sibel Güler'in ailesi ve taraf avukatları hazır bulundu.
OTOPSİ RAPORUNU YALANLADIDuruşmada savunma yapan sanık Sercan Güler, "Eşim kendi kendine öldü. Aramızda tartışma, kavga olmadı. Ben eşimin yanında yatıyordum. Uyanınca nefes almadığını fark ettim. Şok yaşadım. Kendimden geçtim. Bağırıp, çağırmaya başladım. Evde çocuklar da vardı. Karşı dairede oturan annem, ağabeyim ve ablam uyandı. Evimize gelip 112’ye haber verdiler. Otopsi raporunda yer alan, 'Boyun baskısı ve el ile ağız kapatma nedeniyle ölüm' beyanı doğru değil. Ben sadece parmağımla nefes alıp almadığını kontrol ettim. Otopsi de çıkan boyun baskısı o yüzden olabilir. Olay anına dair bir şey hatırlamıyorum. Akli dengem yerinde değil. İlaç kullanıyorum. 5 ay Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yattım" dedi.
Duruşmada tanık sıfatıyla ifade veren çiftin çocuklarından N.Y.G. ise, "Ben kardeşimin ağlama sesine uyandım. Salona geçtim. Babam kardeşime sussun diye çikolata verdi. Babam o zamanlar yeni namaza başlamıştı. Benim tabletimi alıp namaz kılmak için mutfağa geçti. Sonra küçük kardeşim ağladı. Ben de anne diye seslendim, ama cevap yoktu. Ardından babam mutfakta kendi kendine bağırmaya başladı. 'Kurban olduğum Allah’ım suçumu affet' diye bağırıyordu" dedi.
"SERCANI SECCADENİN ÜSTÜNDE GÖRDÜM"Olay günü bağırış seslerini duyup eve gelen Serdar Güler ise, "Ben seslere uyandım. Evden çıkıp aşağıya inerken 'Allah-u Ekber' diye bir ses yükseldi. Eve girdiğimde Sercan'ı seccadenin üstünde gördüm. Sinir krizi geçiriyordu. 'Allahım niye böyle oldu. Bana yardım et' diye bağırıyordu. Annem geldi. Annemi görünce, 'Anne yatak odasına git' dedi. Annem odayı açamadı. O sırada odanın anahtarının Sercan’ın avucunda olduğunu gördüm. Avucunu açıp anahtarı aldım. Anneme fırlattım. Annem odayı açar açmaz, çığlık attı. Yatak odasına girdiğim zaman Sibel’in cansız bedenini gördüm. Sibel’in ağzında yemek kaşığı vardı" dedi.
"TEKRAR AKIL SAĞLIĞI RAPORU ALINMASINI TALEP EDİYORUZ"Sibel Güler'in anne ve babasının avukatı Kenan Babahan, "Sanığın akli dengesi yerindedir. Daha önce de eşinin çalışmasını istemediği için kıskançlıkları olmuştur. Özellikle maktulün ablası, kardeşinin sanık nedeniyle çok kez zor durumda kaldığını söylemiştir. Biz akıl sağlığı raporunun tekrar alınmasını talep ediyoruz" dedi.
DURUŞMA ERTELENDİTarafları dinleyen mahkeme heyeti, sanık hakkında tekrar akıl sağlığı raporu alınması talebini reddederek, eksik hususların tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi.


