Sibel hemşire sesiyle hastaların ruhuna şifa oluyor
Halktv sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Ankara'daki Gaziler Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 5 yıldır görev yapan 25 yıllık hemşire Sibel Gürbüz, tedavi gören hastalara sadece tıbbi bakım sunmakla kalmıyor, söylediği türkülerle onların yeniden konuşmasına, hayata tutunmasına da yardımcı oluyor.
Küçüklüğünden bu yana müziğe ilgisi olan Gürbüz, konuşma yetisini kaybeden hastalarla şarkılar ve türküler eşliğinde iletişim kurarak, onların yeniden konuşmalarına katkı sağlıyor. Sibel Gürbüz, gaziler başta olmak üzere depremzedelere ve beyin hasarı sonrası tedavi gören hastaların ruh halini yükseltmek ve iyileşme süreçlerine katkıda bulunmak amacıyla müziği bir iletişim aracı olarak kullanıyor.

Gürbüz, meslek hayatında yoğun bakım ve acil servislerde çalıştığını ancak rehabilitasyonda çalışmanın farklı bir yeri olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Rehabilitasyon; hastaların daha çok ilgiye, şefkate ihtiyacı duyduğu, işi yüreğinizle yapmanız gereken bir bölüm. Empatiyle, sevgiyle yaklaşmak gerekiyor burada hastalara. Onların dilinden iyi anlamak gerekiyor. Ben kendi hayatımda da şarkıları, türküleri çok severim. Buradaki hastalarımız genelde çok uzun süre hastanede yatıyorlar. Aylarca burada kalıp, hastane personelinden başka kimseyle diyalog içinde olmadıkları oluyor. Böyle bir durumda ben onların enerjisi yükselsin diye her zaman odalarına böyle şarkı, türkü söyleyerek giriyorum. İsimlerine uygun şarkılar, türküler varsa hemen onları görür görmez o şarkıları söylemeye başlıyorum. Onlar da bana eşlik ediyorlar."

Sibel Gürbüz, beyin hasarı alan hastaları da olduğunu ifade ederek, şöyle dedi:
"Yani konuşamıyor bu hastalar ama beynimizin konuşma merkeziyle şarkı, türkü, melodi merkezi farklı yerlerde olduğu için benimle birlikte türkü söyleyebiliyorlar. Kelime çıktısı konuşarak yok ama ben bir iki üçü saydıramıyorsam hastaya 'Bir mumdur, iki mumdur' şeklinde sayı saydırabiliyorum. Burada ailelerin de yaşamı çok değişiyor. Sadece hastalar değil yani hasta yakınlarıyla, onlara bakan refakatçilerle iletişim içinde olmak da çok önemli. Bu hem insan olarak benim ruhumu, gönlümü besliyor hem de insanlara küçücük dokunabiliyorsam, işte buradan çıkıp gittiklerinde 'Bir türkücü hemşire hanım vardı, bize şöyle türküler söylüyordu' diyebiliyorlarsa ne mutlu bana."
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>

Gürbüz, burada çalışmaya başladığı ilk yıl konuşamayan bir hastayla şarkı ile iletişim kurduğunu anlatarak, "Bir anda hastada kelime çıktısı olmaya başladı. Sonra şarkının devamını söyledikçe o bana eşlik etmeye başladı. Yani insanlar konuşamıyor ama ben şarkı söylediğim zaman bana eşlik etmeye çalışıyorlar. Bazı hastalarımız konuşamıyor ama şiir gibi söylüyor. Melodi çıkartamıyor. Bazısı ses çıkartamıyor, melodi çıkartıyor" ifadelerini kullandı.

Ardından 12 Mayıs Hemşireler Günü'ne dikkat çeken Sibel Gürbüz, hemşireliğin çok kutsal bir meslek olduğunu söyleyerek, şöyle konuştu:
"Ben insanları da bütün canlıları da çok sevdiğim için bu mesleği seçtim. Yani bir canlının hayatına en iyi nasıl dokunabilir, nasıl faydam olur diye seçtim bu mesleği. Sağlık sektörünün önemli bir halkası hemşirelerdir. Hemşirelik mesleği, sadece bilgi ve beceriyle yapabilecek bir iş değil. Hemşirelik insanın yüreğini ortaya koyup yapabileceği bir iş. Bir kere sevgi dolu bir yüreğinizin olması lazım. Çelik gibi sinirlerinizin olması lazım. Yani yüreğimizin sevgi dolu olması lazım en önemlisi bu. Bir daha bu dünyaya gelsem yine hemşire olmak isterim. İyilik yapmak istiyorsanız, bu dünyada insanların gönlünde bir iz bırakmak istiyorsanız hemşirelik bence mükemmel bir meslek. Ben hep iyilik iyidir, iyilik iyileştirir diyorum."





