Sinan Ateş davasında dosyalar birleşiyor
T24 kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'e ilişkin bazı bilgileri öldürülmeden önce temin etmek suçlarından yargılanan sanıkların davasında karar çıktı. Mahkeme, görülen davanın, ana dosyadan ayrılan ve MHP’li avukat Serdar Öktem ve eski Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ın dosyasıyla birleştirilmesine karar verdi.
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’e ilişkin bazı bilgileri katledilmeden önce temin etmek, cinayetin ardından da olaya karışanların gizlenmesine yardımcı olmakla suçlanan 8 kişi hakkında açılan davanın ikinci duruşması Ankara 34’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde dün görüldü.
2 sanık duruşmaya katılmadıCumhuriyet'te yer alan göre; tutuksuz sanık eski polis memuru Talha Atalay, duruşmada hazır bulunurken, diğer tutuksuz sanıklar Ülkü Ocakları Başkan Yardımcısı Burak Kılıç, Ankara Ülkü Ocakları İl Başkan Yardımcısı Suat Yılmazzobu ise duruşmaya katılmadı. Sanıkların avukatları ise duruşma salonunda yer aldı. Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş ile ablaları Selma ve Sevda Ateş duruşmaya katılırken, Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş ise duruşmaya katılmadı.
Duruşma başında mahkeme hâkimi; ana davanın görüldüğü Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin gerekçeli kararının gönderildiğini belirtirken; sanık Kılıç’ın hasta olduğu için duruşmaya katılamayacağı bildirilen dilekçesi de mahkemeye sunulduğunu açıkladı. Bu açıklamaların ardından tarafların açıklamalarına geçildi.
"Dün sokaklarda gövde gösterisi yapıyordu"Duruşmada ilk söz abla Selma Ateş’e verildi. Selma Ateş, Kılıç’ın mazeret dilekçesine yönelik, “Dün bütün gün sokaklarda gövde gösterisi yapıyordu. Rahatsızlanması doğaldır. Sinan Ateş’i katlettikten sonra o vicdan azabıyla nasıl rahatsız olmasın! Hepsinin cezasını çekmesini istiyorum. Kardeşimi 3 kuruş için katlettiler, savunanlar da 3 kuruş için savunuyor. Bize ne yaşattılarsa onlarda aynısını yaşasın” dedi.
"Allah o Ülkü Ocakları'nı yerle bir etsin"Selma Ateş’in ardından konuşan abla Sevda Ateş ise “Adalet yerini bulsun. Sadece bekliyoruz ama umudumuz yok, bu da kayıtlara geçsin” ifadelerini kullandı. Anne Saniye Ateş de “Hepsinden davacıyım. Asıl bunların tasmasını tutanlardan davacıyım. Benim çocuğumun kimseye zararı yoktu, günlerce benim oğlumu niye takip ettiler? Niye çocuklarıyla tehdit ettiler. Benim oğlum 7 yaşında girdi o Ülkü Ocakları’na. Allah o Ülkü Ocakları'nı yerle bir etsin. Allah o Devlet Bahçeli’nin belasını versin. Adalet istiyorum” diye konuştu.
Dosyanın birleştirilmesi talep edildiAile fertlerinin ardından, katılanlar vekili avukat Şeyda Şahin’in beyanlarına geçildi. Av. Şahin, “Adli kontrol tedbirlerini sanıklar ihlal ediyor. Dolayısıyla ihtara rağmen adli kontrol kararlarına riayet etmeyen tüm sanıklar hakkında tutuklama talep ediyoruz. Mahkemeniz aksi kanaatteyse adli kontrol tedbirlerinin en ağır şekilde uygulanmasını istiyoruz” dedi.
Suikast davasının parçalı dosyalarla görüldüğünü vurgulayan Av. Şahin, “Eylemin bir bütün olması ve bu eyleme katkı sunan herkese ceza hukuku anlamında bu eylemin iştirakçisidir. Dolayısıyla da tek suç ve fiili bağlantı nedeniyle bu dosyaların birlikte görülmesi gerekmektedir. Bu cübbenin hakkını verebilmek adına böyle bir olayda ‘fiili ve hukuki bağlantı yoktur’ yorumunu ben kabul edemiyorum. Bu yüzden biz sayın mahkemenizden resen birleştirme kararı verilmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. Diğer katılan vekilleri de dosyanın Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dosyayla birleştirilmesini talep etti.
Savcı mütalaa verdiKatılanlar vekilinin ardından dosya savcısı, mütalaasını açıkladı. Savcı, mazeret bildirmeden katılmayan sanıklar hakkında bir sonraki duruşmaya zorla getirilmesi kararının verilmesini talep etti. Savcının mütalaasının ardından sanıkların ifadesine geçildi. Tek katılan sanık olan Atalay savunmasında; “Görevimi kötüye kullandığıma dair bir görüşmem ve bilgi alış verişim olmamıştır. Tolgahan Demirbaş ile hayatın olağan akışı içinde trafik cezaları ile konuşurken bu konu gündemde olduğu için kendi aramızda bir konuşma gerçekleşmiştir. Herhangi bir art niyet yoktur” dedi.
"Hükme esas alınamaz"Sanık vekillerinin savunmasına geçilirken, anne Saniye Ateş rahatsızlandığı için salondan çıktı. Sanık Burak Kılıç’ın avukatı, “Benim müvekkilim bu dosyada sadece Tolgahan Demirbaş’ın telefonlarından çıkanlar nedeniyle yargılanıyor. Ancak bu evrak dosyada yok. Müvekkilimin cep telefonu incelemesinde de başkaca delil olabilecek bir şeye rastlanmamıştır. Müvekkilimin beraatini talep ediyorum” dedi. Sanık Suat Yılmazzobu’nun avukatı ise müvekkilinin 2 günlük dinlenme raporunu mahkemeye sunmasının ardından, “Müvekkilimin yargılanmasının tek nedeni Tolgahan Demirbaş’ın telefonundan çıkanlar. Ancak bu deliller hukuka uygun elde edilmemiştir. Hükme esas alınamaz. Bu yüzden biz burada savunma yapmaya gerek görmüyoruz. Bu dosya başından çürüktür. Derhal beraatini talep ediyoruz” savunmasında bulundu.
Dosyaların birleştirilmesine karar verildiTarafların beyanlarının tamamlanmasının ardından mahkeme, kararını açıkladı. Mahkeme, dosyanın Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ana dosya ve dosyadan ayrılıp, halen Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam eden MHP’li avukatı Serdar Öktem ve eski Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal’ın dosyasıyla birleştirilmesine karar verdi. Ancak birleştirme taleplerinin daha önce Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilmemesi gerekçesiyle verdiği birleştirme kararının yerinde olup olmadığının incelenmesi için dosyanın ortak yüksek görevli mahkeme olan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 5’inci Ceza Dairesi’ne gönderilmesine de karar verdi. Hâkim, yargılamaya birleşen Ankara 32’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edilmesine hükmederek davayı kapattı.


