Sinema salonlarında on yılın en sessiz dönemi: Bilet fiyatları düzenlenmedikçe seyirciyi arttırmak zor
T24 sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com haber yayımlıyor.
Türkiye'de sinema salonları, son 10 yılın en sessiz dönemini yaşıyor. 2025'in ilk yarısında sinema izleyici sayısı 15 milyon 442 bin 888'e gerileyerek, son on yılın en düşük seviyesine indi. Bu sayı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28, 2015'e kıyasla ise yüzde 172 oranında düşüş anlamına geliyor. Sinema yazarı Ali Ulvi Uyanık, izleyici kaybının başlıca nedenleri arasında pandemiyle değişen alışkanlıklar, gelişen ev sinema teknolojileri ve dijital platformların yükselişini gösteriyor. Uyanık'a göre bir diğer kritik sorun ise bilet fiyatları. Uyanık, "Bilet fiyatları düzenlenmedikçe seyirciyi artırmak zor," dedi.
"Yeni kuşakta sinemaya adım atamayanlar var"Hürriyet'ten Fulya Soybaş'a konuşan Uyanık şunları söyledi:
"Toplam seyirci sayısı diyoruz ya... Aslında 15 milyon 442 bin 888 toplam seyirci değil, biletleme sayısı. Yani bir kişi belki 3-4 kez bilet aldı ve sinemaya gitti, bunu bilemiyoruz. Dolayısıyla ‘gerçek' seyirci sayımız maalesef 15 milyonun da altında aslında.
Bunun en önemli sebeplerinden biri salgın. Salgınla sinemaya gitme alışkanlıkları da rafa kalktı. Ses ve görüntü sistemlerinin de gelişmesi ile dijital platformlara yöneldi seyirci.
Her şeye rağmen sinemaya gitmek isteyen bir kitle var tabii. Fakat biletler çok pahalı. Toplam izleyici sayısı azalmış ama hasılat da geçen yıla göre yaklaşık yüzde 7 oranında arttı, 3 milyondan fazla. Bu da gösteriyor ki enflasyonu da hesaba katınca, son yılların en pahalı sinema biletini alıyoruz. Büfe de bir o kadar pahalı. Özellikle gençler... Yeni kuşakta sinemaya adım atamayanlar var. Dolayısıyla bilet fiyatları düzenlenmedikçe seyirciyi arttırmak zor.
En fazla izlenen filmlere bakalım bir de! Rafadan Tayfa-Kapadokya, Minecraft, Sihirli Annem, Şampiyonlar, Kardeş Takımı, Kirpi Sonic. Bu 15 milyon bileti sırtlayan, çocuk ve ergenlere yönelik filmler. Yani anneler, babalar kendi gitmemiş, AVM'de çocuklarını filme sokmuşlar. Buraya bir de parantez açalım. Hollywood stüdyoları pandemi sonrası film çekmekten vazgeçmedi ama Türkiye'de bazı stüdyolar, önceki yıllarda iyi hasılat yapan yerli filmlerin yapımcıları maalesef havlu attı, dijital kanallara iş yapıyorlar. Bu yıl gidip de acayip hayran kaldığın, ana akım yerli film var mı? Benim yok. Konu, içerik bakımından kaliteli yapım eksiliği var. Öyle ki bu sebeple geçmiş yılların en iyi filmleri giriyor yeniden vizyona. Bergen, Düğün Dernek, Aile Arasında, Müslüm girecek mesela yakında. İşletmeciler de pek bir şey yapmıyor. Aksine maliyetleri kıstılar, ‘az kişi gelsin, koltuklarım eskimesin ama kasam da dolsun' mantığındalar. Karanlık oynatıyor filmi, ışıktan kısıyorlar mesela. O yüzden de insanlar, ‘evimde oturur, pırıl pırıl seyrederim' diyorlar.
Yazının tamamı için


