Sinem’in öldürülmeden 2 saat önce anneannesine gönderdiği fotoğraf ortaya çıktı Sözcü Gazetesi

Olay, 31 Temmuz’da saat 22.30 sıralarında, Beşikdüzü ilçesi Adacık Mahallesi'nde meydana geldi. Hakkında uzaklaştırma kararı olan, ilçede dolmuş şoförlüğü yapan Ali Eren Somun, boşanma aşamasındaki 2 yıllık eşi gemi kaptanı adayı Sinem Somun'un evine gitti.

Ali Eren Somun, evde tartışıp, arbede yaşadığı eşine tabancayla ateş etti. Bacağından ve sırtından yaralanan Sinem Somun, hayatını kaybetti. Birinci kattaki dairenin balkonundan atlayarak olay yerinden kaçarken, tabancayla yeniden ateş edip, görevli bekçi E.E.’yi de kasığından yaralayan Ali Eren Somun, polis ekipleri tarafından motosikletle kaçtığı Sinop’ta ormanlık arazide kurduğu kamp çadırında yakalandı. Tanınmamak için saçlarını, sakalını ve kaşlarını kestiği tespit edilen Ali Eren Somun, tamamlanan gözaltı sorgusunun ardından sevk edildiği hakimlikçe ‘kasten öldürme’ ve ‘nitelikli kasten yaralama’ suçlarından tutuklandı. Staj yaptığı gemide kaptanlığa başlama hazırlığında olan Sinem Somun, Giresun’un Eynesil ilçesinde gözyaşlarıyla toprağa verildi.

Kabri çiçeklerle donatılan Sinem Somun’un, cinayetten 2 saat önce sahilde bir restoranda bir araya geldiği arkadaşlarıyla yemek yerken gülümsediği anlara dair çekilen son fotoğrafını anneannesi Gülnaz Topaloğlu’nun cep telefonuna mesaj atıp ‘boşanma dilekçem Ali’ye ulaştı. Ölümüm onun elinden olacaksa ne yapayım?’ dediği ortaya çıktı.

Ölümü, ailesi ve yakın arkadaşlarının yanı sıra kenti yasa boğan Sinem’den geriye, düğün görüntüleriyle sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar kaldı.

DHA’nın ulaştığı düğün görüntülerinde, çifte, aileler ve davetlilerin horon ve dansla eşlik ettiği yer aldı.

Torunu Sinem Somun ile yaptığı son telefon görüşmesini anlatan Gülnaz Topaloğlu, “Ben torunumun öldürüldüğü gün 21.00 sıralarında onu aradım. O gece olaydan önce arkadaşıyla yemek yerken bana fotoğraf attı. Telefonda konuştuk. Bana, ‘Ali Eren eve girer, arkamdan gelir diye korktum. Yemek yemek için lokantaya geldim. Boşanma dilekçem eline geçti. Ölümüm onun elindense ne yapayım? Adacık Mahallesi’nden gelirse ölüm gelir. Bu gece rahat bir uyku uyu, bende gidip rahat bir uyku çekeceğim’ dedi. Ben de ‘Dilekçen onun eline geçtiyse o seni bu gece öldürür, ben seni Ali Eren öldürsün diye mi büyüttüm? Kendine dikkat et, arkadaşlarınla eve git’ dedim. İçime bir sıkıntı bastı. Kalp krizi geçiriyorum sandım. Arkadaşı beni aradı Sinem’e ulaşamadığını söyledi. Ben de aradım, ulaşamadım. İçimin darlığının sebebiymiş meğer kızımızı öldürmüş. Benim içime o acı vurmuş. O gece olaydan saatler önce arkadaşıyla yemek yerken bana fotoğraf atmışlar. Çocuğumun son fotoğrafı da bu oldu. Onu vuranın en ağır cezayı almasını istiyorum. Ben torunumu çok seviyorum. Onsuz bir gün bile yaşayamam diye her gün ağlıyorum. Ali Eren, ağır bir ceza alırsa, içim ancak rahatlar. Kanının yerde kalmasını istemiyorum” dedi.

Sinem Somun’un annesi Derya Topaloğlu, "Kızım 1,5 senedir tehdit ediliyordu. Bir akşamüstü yanıma gelip, ‘Ben çalışıp, senin kızına bakmak zorunda değilim, çok şımarık yetirmişsin’ dedi. Sinem her şeyi duydu, odada ağladı. Kızım gemiye gitti, orada da kızımı tehdit etmiş, kızım da sosyal medyada soyadını Topaloğlu diye değiştirmiş. Kızım Mersin-Kıbrıs arası gemide çalışıyordu. Ali Eren kalktı, Mersin’e yanına kadar gitti. Kızım nereye giderse o da peşine gitti. Yakasına yapışmış, alnına silahı dayamış. Kızıma can korkusu vurmuş. Kızım, Ali’yi sakinleştirmeye çalışmış. ‘Ben iyilikten boşanmak istiyorum. İş kötüye gitmesin diye uğraşıyorum. Köye gelsem anneannemle dedemi rahatsız edecek. Onlara bir şey söyleme’ dedi. Kızımı öldürdü, tabutla kapıya getirtti. Kendi gitti çadır kurdu. Benim Sinem’im bir daha geri gelmez. Benim kızım karıncayı ezmezdi” diye konuştu.