Sıra şiddetsiz Türkiye de

Terörsüz Türkiye... İnşaAllah sabote edilmez, örtük hesaplara kurban verilmez fakat Dünya -meli, -malı'larla yönetilmiyor. Gücünüz yoksa yükselen tek şey feryadınız oluyor. Türkiye coğrafyanın kaderini değiştirebilecek mi? Değiştirecekse de bu kesinlikle askeri ve ekonomik gücüyle olacak. Bunlarsız güç, motorsuz araba...

Sıradaki hedef ŞİDDETSİZ TÜRKİYE olmalı.  Zira toplum olarak korkunç bir noktaya gelmiş bulunuyoruz. Konuyla ilgili medya haberleri bize, kötü kokuya ve bulaşıcı hastalıklara yol açan toplumsal atık-çöp misali pek çok yerde toplanmayı bekleyenler olduğunu söylüyor. Her seferinde vicdanımız başka türlü kanıyor. Yetkili kurumların müdahalesi şimdiye kadar sonucu değiştirmedi.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, diğer ilgili kurumlar çoğu zaman olaylar medyaya yansıyınca harekete geçiyor. Hukuk sistemi caydırıcı olmaktan uzak, bürokratik prosedürler ve yavaş ilerleyen süreçler suçluları daha da cesaretlendiriyor. Şiddeti engelleyecek etkili ve sürekli denetim mekanizmaları bir türlü işlevsel hale gelemedi.

Bataklığı kurutmaya çalışmaktan ziyade enerjisini sinek avlamaya harcayan bir mücadele politikamız var. Ekran şiddetini dahi önlemekten hâlâ çok uzağız. Bu mesele ilgili kurumların arada bir ağızlarında çiğnedikleri sakıza döndü. Kamuoyunun tepkisini yumuşatmaya dönük açıklamalar algı yönetiminden ibaret kalıyor.

Bu nedenle çaresiz bir biçimde olayları sıradanlaştırmaktan ya da birkaç günlük öfke ile geçiştirmekten öteye gidemiyoruz. Bu konuda topyekûn bir seferberliğe ihtiyaç var. Sıfır Atık Projesi'nde olduğu gibi. Şiddetin failleri de toplumsal atık muamelesi görmeli. Toplumun bu konudaki bilinç ve duyarlılığı kendi haline bırakılmamalı. Zorlanmalı. Dört bir taraftan kuşatılmalı.

Sayın Emine Erdoğan Hanımefendi'ye sesleniyorum. ŞİDDETSİZ TÜRKİYE seferberliği ancak sizin himayenizde ete kemiğe bürünebilir. Aile yılı logosunu antetli kağıtlarına basmaktan öte geçemeyen bu hantal yapıyı ancak siz harekete geçirebilirsiniz. Şiddet bizim ortak sorunumuz. Birilerinin projektörleri yönelttiğine veya görmezden geldiğine bakmayın. Şiddet görmeyen, şiddete uğramayan bir kesimimiz yok. Bu konuda umuda değil çözüme ihtiyacımız var. Bazen umut çekilen acıların süresini uzatan en büyük kötülük haline geliyor.

Aşağıdaki liste, "SIFIR ŞİDDET, SIFIR TOLERANS" seferberliği için gerekli motivasyonu yeterince oluşturuyor.

Sevgili-partner şiddeti, üvey anne-baba şiddeti, öz baba-anne şiddeti, erkek şiddeti, kadın şiddeti, ergen şiddeti, akran şiddeti, maganda şiddeti, doktor şiddeti, hasta yakını şiddeti, öğretmen şiddeti, öğrenci şiddeti, çocuk bakıcısı şiddeti, hasta bakıcısı şiddeti, yaşlıya yönelik şiddet, bakıma muhtaç kişiye yönelik şiddet, özel gereksinimli çocuk ve yetişkinlere yönelik şiddet, amir-yönetici şiddeti, çalışan şiddeti, göçmen şiddeti, göçmenlere yönelik şiddet, ırkçı şiddet, dinci şiddet, ideolojik şiddet, inanca ve ırka yönelik şiddet, sokak şiddeti, kibir örneğinde simgesi şiddet, doğrudan şiddet, dolaylı şiddet, örgütlü şiddet, örgütsüz şiddet, aile içi şiddet, aile dışı şiddet, akraba şiddeti, komşu şiddeti, yaşam tarzı şiddeti, ekran şiddeti, gündüz kuşağı programları şiddeti, dizi şiddeti, sanal şiddet, köpek şiddeti, hayvanlara yönelik şiddet, doğaya yönelik şiddet, STK şiddeti, hileli gıda yoluyla bedensel şiddet, fahiş kira şiddeti, yanar-döner etiket şiddeti, işini düzgün yapmak dışında her mahareti sergileyen esnaf-usta-teknik eleman şiddeti. Atladığım varsa yorum kısmında belirtebilirsiniz.

Prof. Dr. Hakan Aydın / Haber 7