“Siz Terörsüz Türkiye istemiyor musunuz?” Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan bilgilere göre, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
Dün Mustafa Kemal Atatürk’ün Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkışının 106’ncı yıldönümünü ve 19 Mayıs Bayramı’nı gururla kutladık.
Her yerde coşku ve heyecan vardı.
Bu onurlu bayramı kutlarken, bir yandan da içimizde, engel olmadığımız bir burukluk hissediyorduk.
“Terörsüz Türkiye” derken, terör örgütü PKK’nın bildirisindeki densiz, can sıkıcı ifadeler huzursuzluk yaratmıştı!
İktidar bunlara sessiz kaldı ama toplum olarak bizler hakaret içeren sözleri hazmedemedik!
Lozan Antlaşması’nı ve Türkiye Cumhuriyeti’ni hedef alan, Türkiye’yi 100 yıldır soykırım yapmakla suçlayan, silah gücüyle istediklerini elde edip başarıya ulaştıklarını anlatan PKK, Anayasa’yı da değiştirip, içine bazı etnikçi, bölücü ifadeler sokulmasını istiyor!
Böyle haddini bilmeyen davranışla, öfkeyle, kinle, 1924 Anayasası’nı suçlamakla, Lozan’ı yırtıp atmak arzusuyla barış sağlanır mı?
Biz bu haklı itirazlarımızı dile getirdiğimizde hemen bir saldırıyla karşılaşıyoruz:
“Siz terörsüz Türkiye istemiyor musunuz?”
Ne biçim soru bu?
Terörsüz Türkiye kim istemez ki?
Terörsüz Türkiye’yi herkesten çok istiyoruz ama PKK gibi ciğeri beş para etmez bir terör örgütünün küstahlığı karşısında ezilmek istemiyoruz.
PKK, koca Türkiye Cumhuriyeti’nin karşısında at sineği kadar küçücük bir şeydir.
Herkes haddini bilmeli!
★★★
PKK kendisini feshetti, silah bırakma kararı aldı. İyi, güzel...
Peki, ya PKK’nın Suriye kolu? O da kendini feshetti mi? Hayır!
PKK örgütü PYD / YPG olarak varlığını sürdürecek.
PKK’nın Suriye uzantısının sınırımızda, burnumuzun dibinde yaklaşık 100 bin silahlı militanı bulunuyor.
Kapalı kapılar ardında neler konuşuluyor? Bilmiyoruz!
Ülkede şeffaflık yok! Her şey gizli yürütülüyor.
Anayasa’dan “Türk” adının çıkarılacağı dedikoduları bile var!
Böyle bir şeyi milletin kabul etmesi mümkün değil!
★★★
Dün 19 Mayıs’ı coşkuyla kutladık. İyi, güzel de...
Atatürk’e ve onun devrimci ruhuna lâyık olabildik mi?
Aklın ve bilimin ışığında ilerliyor muyuz?
Geleceğe umutla bakan bir ülke yaratabildik mi?
İşte bu sorular, zehirli birer çengel gibi aklımıza takılıyor!
“Yolsuzluk, terörden beter!”İktidar yandaşı bir yazar hiçbir kanıta dayanmadan “Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor!” diye kafadan atınca, Şarkıcı Mahsun Kırmızıgül buna sosyal medya hesabından tepki gösterdi:
“Biz ‘Hepimiz kardeşiz’ diyerek bu ülkede insanlar ölmesin, analar ağlamasın diye her alanda dil döküyoruz. Ama şunu bilin: Terörden daha büyük bir sorunu var bu ülkenin... O da YOLSUZLUK!” dedi.
Yandaş yazarın hedefinde olan sanatçılar şunlardı:
Mahsun Kırmızıgül, Sezen Aksu, Cem Yılmaz, Kadir İnanır, Özcan Deniz, Halit Ergenç, Lale Mansur, Müjde Ar, Nur Sürer, Şahan Gökbakar.
Tek itiraz eden sanatçı olan Mahsun Kırmızıgül şu ifadeleri kullandı:
“Sokağa çıkın, insanlara dokunun. Milletin anası ağlamış, anası!
Bir avuç hırsız, hâlâ bu ülkenin kaynaklarını göz göre göre çalıyor ve yiyip bitiriyor.
Bu denli büyük yolsuzluk ve adaletsizlik olduğu sürece bu ülke asla iflah olmayacak!
Yolsuzluk yapan her kimse, en büyük teröristtir!”
Çalarken neşelenenler!Temel müziğe merak salmış, keman dersleri almaya başlamış... Arkadaşları sormuşlar:
“Çalarken mi neşeleniyorsun, yoksa neşeli olduğun zamanlar mı çalıyorsun?”
O sıralarda TV’lerde görevden uzaklaştırılan bazı siyasetçilerin yolsuzlukları tartışılmaktadır.
Temel hemen taşı gediğine koyuyor:
“Ben o siyasetçilerden değilim ki, çalarken neşeleneyim!”
GÜNÜN SÖZÜ
Açığa çıkmayan sır yoktur. Sırları ancak ölüler saklayabilir!



