SÖZCÜ yazdı Beştepe duydu Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Askerlik Şubesi Başkanlığı’ndan askere çağrı pusulası geldiğinde hiç zaman kaybetmediler. Birliklerine teslim oldular. “Acemi eğitimlerini” tamamladıktan sonra çoğu, terörün bir dönem alabildiğine yaygın olduğu Güneydoğu’daki askeri birliklere gönderildi. Kimisi Şırnak Gabar’da kimisi Ağrı Dağı’nda, kimisi Hakkari’nin Kazan Vadisi’nde, sınır boylarında, hatta sınır ötesinde görev yaptı. Belki ilk defa gözün gözü görmediği zifiri karanlıklarda korku nedir bilmeden görev yaptılar. Sırt sırta, omuz omuza mücadele verdiler. O mücadeleler şehitler, gaziler verilerek kazanıldı.
Bacaklarından, kollarından, vücutlarından o dağlara oluk oluk kan aktı. Kimisi gözünü kaybetti, kimi parmaklarını. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nda gazilerle yapılan toplantıda iki gözünü de mayın patlaması sonucu kaybeden er gazi, “Kızımı gelinlik içinde bile göremedim” dediğinde Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’ın, yardımcılarının, oradaki bürokratların da gözleri dolmuştu. Hepsinin öyküsü farklı. Onlara nasıl vahşet uygulandığını bilmeme rağmen, yazmaya yüreğim el vermedi.

BAKANLIKTA EYLEM
Er gazilerin özlük haklarıyla ilgili istekleri yeni değil. Belki 30 yıldır onların sorunu var. Ancak son üç yıldır haklarını daha çok arar oldular. Geçen pazartesi 22 gazi, Aile Bakanı ile görüştü. İstekleri hep aynıydı, “Er gazilerin emsali olsun” istiyorlardı. Ancak o görüşmede gerilim yaşandı. Gaziler, bakanın üst perdeden konuştuğu izlenimine kapıldı. “Eylem yapacağız” dediler. Bakanın, “Yapabilirsiniz” demesiyle oradan ayrıldılar.
İlginçtir, bakan görüşmesini “Terörsüz Türkiye’ye destek” olarak açıkladı. Açıkçası gazilerin gündeminde TBMM’de komisyonda görüşülen “Terörsüz Türkiye” ile ilgili değil, özlük haklarıyla ilgili talepleri vardı. Olayın farklı yönlere çekilmesini istemediler. Nitekim, bakanın sosyal medya paylaşımına itirazları oldu. Bakan da paylaşımını silmek zorunda kaldı.
Haklarını alana ya da bu konuda kesin söz verilene kadar bakanlık binası önünde perşembe günü oturma eylemi başlattılar. Eylem gece-gündüz devam edecekti. İlk gün eylemi duyan olmadı. Perşembe gecesi gaziler çimlerde, battaniyelerinin üzerine uzandıklarında bakanlığın fıskiyeleri çalıştırıldı. Çoğu protezli olan gaziler daha fazla ıslanmamak için güçlükle kalkıp suyun ulaşamadığı yerlere kaçıştı. Belki kasıt yok, sulama otomatik olarak devreye girmiştir ama o gece yaşananlar gazileri çok üzdü. Gaziler arayıp yaşananları bildirdi.
Tabii ki gazilere destek olacaktık. Niçin eyleme başladıklarını, geceyi nasıl geçirdiklerini öğrenecektim. Onlar anlattı, ben konuyu köşeme taşıdım. Arkadaşımız Yavuz Alatan da fotoğraflı olarak konuyu gündeme getirdi.
YALNIZ BIRAKMADIK
SÖZCÜ, gazilerimizin bakanlığın önünde nasıl bir muamele ile karşılaştığını manşetten duyurdu. Çok mutlu oldular. Gazetemizin sahibi Burak Akbay’a, Genel Yayın Yönetmenimiz Kenan Kurtkaya ve diğer arkadaşlarımıza da teşekkürlerini ilettiler.
Cuma gecesi yine yanlarına gittim. Konuştuk. Sabah da yanlarındaydım. Çay yapmışlardı, simit almışlardı. “Sonuç alana kadar eylemi sürdüreceğiz” dediler. Gazilerimizi SÖZCÜ Ailesi olarak yalnız bırakmadık. Er gazilerin anlattıklarını saray da duydu. Cumhurbaşkanı Vekili Cevdet Yılmaz, 5 kişilik bir heyetin belirlenmesini istedi. Bu isimlerle bugün saat 11.00 de sarayda görüşeceğini bildirdi.
ŞİMDİLİK MEMNUNLAR
Gaziler kendi aralarında isim belirledi. U.B., Rızvan Akçay, Yavuz Papağan, Feridun Özcan ve Lokman Aylar, er gazilerin isteklerini anlatacak. Gaziler davetten memnun oldular. Konuştuğum ve beni arayan gaziler, “Açıkçası SÖZCÜ gazetesinde bizimle ilgili haberler çok ses getirdi. SÖZCÜ Ailesi’ne teşekkür ediyoruz. Yazmasaydınız bizi yine kimse duymayacaktı. Ayrıca NOW TV de bizimle ilgili haber yaptı. Onlara da teşekkür ediyoruz” dediler.

Gazi erlerimizin her birinin ayrı öyküsü var. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’a gidecek gaziler arasında bulunan Feridun Özcan’ın birliği, 12 Aralık 2005 tarihinde Şırnak’ın Gabar Dağı’nda 60-70 kişilik bölücü terör örgütü PKK’lıların saldırısına uğradı. O saldırıda dört askerimiz şehit oldu. İki askerimiz de yaralanmışı. Yaralılardan birisi Feridun Özcan’dı. Yaralı olmasına rağmen direniyordu. Sonunda hainler el bombası attı. Ardından taramayı sürdürdüler. Ağır yaralanan Feridun’u “Öldü” diye bırakıp gittiler. Feridun Özcan, er gazi olarak yaşamını sürdürüyor.

Gazi Feridun Özcan’a, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’dan ne gibi taleplerde bulunacaklarını sordum. Şunları anlattı:
“İstediğimiz açık ve net. Rütbeli ve rütbesiz gazi ya da şehitlerimiz arasındaki ayrımcılığın kaldırılmasını istiyoruz. Er olan gaziler, yaralandığı tarihten itibaren emekli memur olarak değerlendiriliyor. Emeklinin hali ortada. Bizim de 21/A maddesine göre bir maddeye bağlanmak. Uzman onbaşı, çavuş emsaline bağlanıyor. Gazi maaşı en düşük olan uzman onbaşıdır. Biz de emsal olarak uzman onbaşı maaşı istiyoruz. Örneğin, 2005 yılında gazi olarak emsal uzman onbaşılığa bağlansaydım maaşım bugün 80 bin lira olacaktı. Kira yardımı, orduevi imkanlarından da yararlanacaktım.”
Cevdet Yılmaz’a gidecek gazilerden birisi de Muş’lu Yavuz Papağan. 18 Eylül 2012’de askeri konvoyla askeri birliğine giderken, Bingöl’ün çıkışında pusuya düşürüldüler. O gün 10 askerimiz şehit oldu. Yavuz Papağan ise ağır yaralandı. Omuriliği büyük ölçüde hasar gördü. Ameliyatlar birbirini izledi ama Yavuz, artık yaşamını tekerlekli sandalyede sürdürecekti.
Bilkent Rehabilitasyon merkezinde okçuluğa başladı. Avrupa şampiyonu oldu. Çok sayıda ödüller aldı. Paris Olimpiyatları’nda Türk Milli Takımı’nı temsil edenler arasında yer aldı. Papağan’a, “Cumhurbaşkanı Yardımcımızdan ne isteyeceksiniz” diye sordum. Şu yanıtı verdi:
“Bizler vatan görevine Milli Savunma Bakanlığı’nın yazısı üzerine gittik. Rütbeli gazilerimiz nasıl emsal maaşı alıyorsa, er gazilere de emsal ve özlük hakları diğer gaziler gibi verilmeli. Terörle Mücadele kapsamında er gazi olarak bundan faydalanmak istiyoruz. Bu konuyu üç yıldır gündeme getirmeye çalışıyoruz. Ancak bizi oyaladılar. Er gazi olarak kullandığımız tıbbi malzemelere çok ciddi paralar ödüyoruz.”
‘Sesimizi duyurdunuz’Rızvan Akçay, 26 Temmuz 1995’de Hakkari’nin Kazan vadisinde bölücü örgüt mensuplarıyla girişilen çatışmada sol dirseğinden vuruldu. Dişleri kırıldı. O da ameliyatlar geçirdi. Akçay, “Sesimizi duyurdunuz. Külliyeden çağrıldık. İnşallah bir sonuç alırız. Sizlere çok teşekkür ederiz. Biz vatan için canımızı vermeye hazırız. Ancak, Devletimizin er gazileri, diğer gazilerimizden ayırmamasını diliyorum” dedi.
Saraya gidecek heyette bulunan bir er gazi ise adının açıklanmasını istemedi. İsteklerinin er gazi maaşının uzman onbaşı emsaline bağlanması olduğunu belirtti, “Er gazinin statüsü, emsali olmadığı için malulen emekliyiz. Milli Savunma Bakanlığı statü vermeli, böylece geçim sıkıntımızı hafifletmeli. Örneğin 1997’de iki gözünü de çatışmada tamamen kaybeden gazi engelli er 40 bin lira alırken, bir uzman onbaşı ise en az 70 bin lira alıyor. Onlara da helal olsun. Biz de durumumuzun düzeltilmesini talep ediyoruz. İnşallah bugünkü görüşmeden olumlu bir sonuç çıkar.”
Tüm Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Başkanı Lokman Aylar da gazilerle birlikte gidecek. Gaziler gelişmeleri bekleyecek. Cumartesi günü saat 24.00 civarında gelen haber üzerine gaziler evlerine döndü. Bakalım, gazilerimizin istekleri yerine getirilecek mi, bekleyip görelim.


