Su Farkındalığı Festivali’nde çocuklar suyun değerini deneyimleyerek öğrendi
SonTurkHaber.com, Dha kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Festival, QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan ev sahipliğinde, QNB Türkiye Sürdürülebilirlik Komitesi Başkanı Yeliz Ataay Arıkök, UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi Meral Mungan Arda, Habitat Derneği İcra Kurulu Başkanı Bora Caldu ve QNB Türkiye’nin Net Sıfır taahhüdüne dikkat çeken reklam filminde yer alan oyuncu Kaan Urgancıoğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. Katılımcılar atölyeleri ziyaret ederek su tasarrufu konusunda pratik bilgiler edinirken, çocuklar Su Filtreleme, Suyun Serüveni, Doğal Çanta Boyama, Deniz Atıklarından Sanat ve Biyoçeşitlilik Yer Oyunu gibi etkinliklerde uygulamalı deneyimler yaşadı.

TÜRKİYE GENELİNDE 20 ŞEHİRDE 3 BİN 600’DEN FAZLA ÇOCUĞA ULAŞILDI
QNB Türkiye, 2015 yılında kurduğu ‘Minik Eller Büyük Hayaller’ Sosyal Sorumluluk Platformu ile bugüne kadar 720 binden fazla çocuğun hayallerine ilham verdi. Platformun çevresel sürdürülebilirlik alanındaki en güçlü uygulamalarından biri olan Su ile Hayata, 7–14 yaş arası çocuklarda suyun değeri, su tasarrufu ve çevresel farkındalık konularında bilinç geliştirmeyi hedefliyor.
Afyon’dan Trabzon’a, İzmir’den Diyarbakır’a uzanan eğitimlerle çocuklar yağmur suyu hasadı, su filtreleme, su döngüsü ve evde tasarruf yöntemlerini birebir deneyimledi. Bugüne kadar 69 gönüllü eğitmenle 20 şehirden 3.600’den fazla çocuğa ulaşılan proje, saha eğitimleri, Sevgi Evleri’nde düzenlenen özel oturumlar ve web adresindeki dijital içeriklerle öğrenme deneyimini sürekli kılıyor.
‘ÇOCUKLARLA BAŞLAYAN BU GELİŞİMİN ÜLKEMİZE VE GELECEK NESİLLERE ÇOK BÜYÜK FAYDA SAĞLAYACAĞINA İNANIYORUZ’
Sürdürülebilirlik alanında öncü bankalardan biri olduklarını söyleyen QNB Türkiye Genel Müdürü Ömür Tan, "Su ile Hayat projesi aslında temel olarak çocuklarımızda suyun önemi, kaynakların kısıtlılığı ve çevre bilinci konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor. Bugün burada yaklaşık 200 çocuğumuz gün boyu bu konuyla ilgili proje ve atölye çalışmaları yapıyor. Ancak bugüne gelmeden önce 20 şehirde 3.600 çocuğumuz eğitim aldı. Onlar aracılığıyla aileleri ve çevrelerinde de çok önemli farkındalıkların oluştuğunu düşünüyoruz. Tabii bu çocuklarla ilk kez bir araya gelmiyoruz. ‘Minik Eller Büyük Hayaller’ platformuyla 2015 yılından bu yana 720 binden fazla çocuğa dokunduk. Onlarla çevre, sürdürülebilirlik, matematik gibi pek çok konuda farkındalık çalışmaları yaptık ve destek olduk. Önümüzdeki dönemde de bu desteği sürdürmeyi planlıyoruz. Çocuklarla başlayan bu gelişimin ülkemize ve gelecek nesillere çok büyük fayda sağlayacağına inanıyoruz. Bu nedenle projelerimizi devam ettirmek istiyoruz. Bankamız sürdürülebilirlik alanında öncü bankalardan biri. Çok yakın zamanda 2050 Net Sıfır hedefimizi açıkladık. Sadece kendi karbon tüketimimizi değil, paydaşlarımızın, müşterilerimizin ve çalışanlarımızın karbon tüketimleri konusunda da farkındalık yaratmak istiyoruz. Bu yolda 2050’ye kadar sıfıra ulaşmayı hedefliyoruz” dedi.
Tan sözlerini şöyle tamamladı:
“Müşterilerimize verdiğimiz kredilerin karbon emisyonlarını takip ediyor, bu alandaki azalmaları projelerle destekliyoruz. Kendi kaynaklarımızı da sürdürülebilir alanlardan sağlamaya özen gösteriyoruz. Yurt dışından sağladığımız fonların yaklaşık yüzde 30’u sürdürülebilir kredilerden oluşuyor. Proje finansman portföyümüzün de yüzde 37’si yine sürdürülebilir kredilerden oluşmakta. Dolayısıyla bu konuya çok önem veriyoruz. Önümüzdeki dönemde hem ülkemizin rekabet avantajı hem de dünyamızın sürdürülebilirliği açısından çalışmalarımızı artırarak sürdüreceğiz.”
‘ÇOCUKLARA KAZANDIRILAN HER ALIŞKANLIK, YARININ TOPLUMUNU ŞEKİLLENDİRİYOR’
Habitat Derneği İcra Kurulu Başkanı Bora Caldu ise “Su ile Hayata projesiyle çocukların suyun değerini erken yaşta kavramalarını sağlarken, aslında sürdürülebilir bir gelecek için en güçlü adımı atıyoruz. Çünkü biliyoruz ki çocuklara kazandırılan her alışkanlık, yarının toplumunu şekillendiriyor. Bugün ulaştığımız binlerce çocuk, yarın hem ailelerine hem de çevrelerine ilham olacak. Önümüzdeki dönemde hedefimiz, projemizde su farkındalığını yalnızca çocuklarla sınırlı bırakmayıp aileleri, okulları ve yerel yönetimleri kapsayan, kalıcı bir toplumsal dönüşüm hareketi haline getirmek” diye konuştu.
‘SUYLA İLGİLİ FARKINDALIK ERKEN YAŞLARDA OLUŞURSA YAŞAMIN İLERİKİ DÖNEMLERİNDE AZALMIYOR’
UNDP Türkiye İklim Değişikliği ve Çevre Portföy Yöneticisi Meral Mungan Arda da “Proje aslında çocuklara suyun korunmasının önemini ve suyun etkin kullanımının nasıl olacağını anlatan önemli bir çalışma. Suyla ilgili farkındalık erken yaşlarda oluşursa yaşamın ileriki dönemlerinde azalmıyor. Sonradan oturması kolay bir farkındalık değil. Ancak erken yaşlarda bu bilinci kazanan çocuklar, hayatları boyunca suyu koruma ve etkin kullanma noktasında son derece bilinçli oluyor. Projenin amacı da tam olarak bu” ifadelerini kullandı.

‘BUGÜN BURADA ÇOCUKLARIN GÖZLERİNDEKİ MERAK VE ENERJİ BANA BİR KEZ DAHA UMUT VERİYOR’
Festivalin özel konuğu Kaan Urgancıoğlu ise şu ifadeleri kullandı:
“Su, hayatın özü ve yokluğu bize yaşamın ne kadar kırılgan olduğunu hatırlatıyor. Dünyada pek çok çocuk temiz suya erişemezken, biz çoğu zaman musluktan akmasını doğal kabul ediyoruz. Oysa suyu kaybettiğimizde geri kazanabileceğimiz bir B planımız yok. Bu nedenle musluğu kapatmak, tabağımızda yemek bırakmamak ya da yağmur suyunu değerlendirmek gibi küçük görünen alışkanlıklar aslında geleceğimizi koruyan büyük adımlar. QNB Türkiye’nin Net Sıfır vizyonunu anlattığı filmde de hissettiğim buydu, küçük adımlar birleştiğinde büyük bir dönüşüm yaratabiliyoruz. Bugün burada çocukların gözlerindeki merak ve enerji bana bir kez daha umut veriyor.‘’
Banka tarafından yapılan açıklamada şu bilgilere yer verildi:
“QNB Türkiye, 2050 yılına kadar Net Sıfır hedefine ulaşma taahhüdü verdi. Bu vizyon, emisyonların azaltılmasının yanı sıra düşük karbonlu yatırımların desteklenmesini, yeşil ekonomiye geçişinin hızlandırılmasını ve şeffaf raporlamayı kapsıyor. Su Farkındalığı Festivali, bu stratejinin çocuklarla buluşan somut örneklerinden biri olarak, erken yaşta kazanılan su bilincinin hem bireysel alışkanlıklara hem de toplumun iklim direncine katkı sağlayacağını bir kez daha ortaya koydu.”


