Suriye’de felaket senaryoları çöktü, normalleşme hızla ilerliyor

Suriye’de kâbus senaryoları gerçekleşmedi. Suriye, Türkiye’nin de verdiği destekle hızlı bir şekilde normalleşme sürecine girdi.

Suriye Cumhurbaşkanı Ahmet Şara, önce bölgedeki ülkeleri ziyaret etti, ardından Fransa’ya gitti. En sonunda ise ABD Başkanı Trump ile görüştü. Amerika Birleşik Devletleri de Suriye’ye karşı uyguladığı yaptırımları kaldıracağını açıkladı.

Suriye ile ilgili ortaya atılan felaket senaryoları gerçekleşmedi; aksine, Suriye’nin hızlı bir şekilde istikrara kavuşacağını söyleyebiliriz.

Bu felaket senaryolarının bir kısmı Suriye’yi yakından takip etmemekten ve tanımamaktan, bir kısmı ise kötü niyetliydi.

Geçmişten beri Türkiye’de Suriye ile ilgili yürütülen propagandada, “Ne işimiz var Suriye’de?” diyen bir kesim olduğu gibi, Türkiye’nin Suriye’ye müdahil olmasının Türkiye’nin başına büyük işler açacağını iddia edenler de mevcuttu.

Peki, Türkiye Suriye’ye müdahil olmasaydı ne olacaktı? Esas o zaman Türkiye bedel ödeyecekti; fakat bu kesimler bu soruya cevap veremiyorlardı.

Hatırlayın, bu propagandalar öncelikle Türkiye’nin Suriye’de etkin olmasını istemeyen dış mihraklar tarafından devreye sokuldu.

Bu argümanlar ilk olarak FETÖ tarafından kullanıldı. FETÖ, “Türkiye Suriye’de DEAŞ’a yardım ediyor” propagandasını desteklemek amacıyla MİT TIR’ları operasyonunu gerçekleştirdi.

Yine FETÖ’nün o dönemde yürüttüğü propagandalarda, Türkiye’nin uluslararası mahkemelerde yargılanacağı gibi absürt iddiaların gündeme getirildiğini biliyoruz.

Daha sonraları Türkiye 15 Temmuz sonrası Suriye’de askerî müdahalelere başladıktan ve özellikle İdlib operasyonu sonrasında, Türkiye’de bir kesim “İdlib Afganistan’a dönecek, Türkiye’nin sınırında Pakistan-Afganistan sınırı gibi bir bölge oluşacak, burası radikallerin kaynağı hâline gelecek, buradan Türkiye’ye yönelik terör saldırıları olacak” gibi sahadaki gerçeklikle uyuşmayan, Türk toplumunu paralize etmek ve korkutmak amacı taşıyan birçok propagandayı devreye soktu.

Ne İdlib Türkiye’ye yönelik bir tehdit hâline dönüştü ne de Türkiye’ye yönelik bir radikalleşme merkezi ya da Suriye’de bir radikalleşme odağı oluştu. Aksine, İdlib’de kurulan düzen ve Türkiye’nin de yönlendirmesiyle Suriye devrimi başarıya ulaştı.

Esed rejimi devrildikten sonra da bütün bu olup biten İsrail’in oyunu olarak sunuldu.

İran propagandasının bir devamı olarak ve Türkiye’nin Suriye yönetimiyle mesafe koymasını isteyenler bu propagandayı sürdürdüler.

Bütün bu felaket senaryolarının ve propagandaların aksine, yukarıda da belirttiğim gibi, Suriye hızlı bir şekilde normalleşiyor ve İsrail-İran ikilisinin Suriye’yi istikrarsızlaştırmak üzere yaptığı bütün girişimlerin başarısızlığa uğradığını görüyoruz.

Dolayısıyla Türkiye’de bu propagandayı yürütenlerin entelektüel sorumluluk gereği geçmişteki analizleriyle yüzleşmeleri gerekiyor.

Prof. Dr. Enes Bayraklı / Diriliş Postası