Tadına bakmak için servet ödüyorlar Sözcü Gazetesi

Doğal besin takviyeleri arasında son yıllarda öne çıkan arı sütü, yalnızca faydalarıyla değil, fiyatıyla da adından söz ettiriyor. Gramı neredeyse altınla yarışan bu özel maddeye ulaşmak hem zahmetli hem de pahalı. Peki, arı sütü neden bu kadar değerli?

KOVANIN KRALİÇESİNE ÖZEL, İNSANA ŞİFA KAYNAĞI

Arı sütü, işçi arıların yalnızca genç larvaları ve kraliçe arıyı beslemek için salgıladığı, beyaz ve yoğun kıvamlı bir maddedir. Arı kolonisinde her birey bal ve polenle beslenirken, sadece kraliçe arı ömrü boyunca arı sütü tüketir. İşte bu yüzden arı sütü, doğada hücre yenileyici, bağışıklık güçlendirici ve enerji verici etkileriyle ün kazanmıştır.

ÜRETİMİ ALTINDAN DEĞERLİ

Arı sütü üretmek, sıradan bir bal hasadına benzemez. Bir kovandan ancak birkaç gram arı sütü elde edilebilir. Üreticiler, arılara kraliçe arı varmış gibi sahte yumurtlama koşulları oluşturarak, arı sütünü larva gözlerinden tek tek toplar. Bu süreç hem yoğun emek hem de yüksek hassasiyet gerektirir. Ayrıca ürünün bozulmaması için soğuk zincirle taşınması zorunludur.

FİYATIYLA DİKKAT ÇEKİYOR

2025 itibarıyla saf arı sütünün Türkiye’deki kilo fiyatı yaklaşık 45.000 TL. Perakende satışlarda ise 10 gramlık bir kavanoz bile 900 ila 1000 TL arasında alıcı buluyor. Yani bir çay kaşığı kadarlık doz, bazı marketlerde haftalık alışveriş bütçesini aşabiliyor.

TALEP YÜKSEK AMA ÜRÜN SINIRLI

Yüksek fiyatına rağmen, bağışıklık sistemi için doğal destek arayanlar arı sütüne büyük ilgi gösteriyor. Ancak üretimi sınırlı olduğu için her talebe karşılık vermek mümkün değil. Arı sütü genellikle sporcular, kronik yorgunluk yaşayan bireyler, doğal anti-aging etkisi arayanlar tarafından tercih ediliyor.

HER GÜVENİLİR GÖRÜNEN ÜRÜN SAF DEĞİL

Diyetisyenler ve uzmanlar, piyasada arı sütü adı altında satılan birçok ürünün aslında saf arı sütü içermediğini ya da bal ve polenle seyreltilmiş olabileceğini vurguluyor. Ambalajsız veya soğuk zincirsiz ürünlerin tüketilmesi ise hem etkisiz hem de sağlıksız olabilir.