Tankerleriyle alevleri önce onlar karşılıyor
SonTurkHaber.com, Hurriyet kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Türkiye’nin dört bir yanı bu yaz da orman yangınlarıyla mücadele ediyor. 24-26 Haziran arasında sadece İzmir’de çıkan sekiz büyük yangında on binlerce hektar alan küle döndü. Karabük’ten Hatay’a, Mersin’den Bursa’ya kadar çok sayıda şehirde alevler sadece ormanları değil, yaşam alanlarını da tehdit etti. Yetkili ekiplerin havadan ve karadan müdahalelerinin yanı sıra herkesten önce alevlere geçit vermemek için en önde duranlar bölgenin yerel halkı oldu. Kimileri kovalarla su taşıdı, kimileri bahçe hortumlarına sarıldı. İtfaiyenin hortumunu serenler, itfaiye erlerine içme suyu götürenler de yine onlardı.
İzmir’de çıkan büyük yangınlarda da ilk önleyici müdahaleyi halk belediyenin mahallelere dağıttığı su tankerleriyle yaptı. Yetkili ekiplere zaman kazandıran bu ilk hamle sayesinde ciddi can ve mal kayıplarının da önüne geçilmiş oldu.
Peki, bu köylerde bu hazırlık nasıl yapıldı? Nasıl oldu da bazı mahalleler kendi alevini kendi söndürdü? Yanıtı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2021’de hayata geçirdiği, Türkiye’de ilk ve örnek kabul edilen ‘Yangına Dirençli Köyler’ projesinde gizli. Proje sorumlusu Şerife Güzel, İzmir İtfaiyesi Kırsal Alanlar ve Orman Köyleri Yangın Müdahale Şube Müdürü. Onun deyişiyle “Sönmeyen yangın yok. Mesele nasıl önleyeceğimiz”.
Geçen hafta içi yeni tanker teslimi ve eğitimlerini yerinde izlemek için Urla’daydım. 4 mahallenin kadın muhtarı ve daha önce köyünde çıkan yangına tankeri çeken traktörü kullanarak babasıyla birlikte müdahale eden Özlem Özcan’la konuştuk. Hepsinin ortak bir amacı var; o da vatan toprağını korumak...
‘ZAVALLI HAYVANLARIN VE YÜZ YILLIK ZEYTİN AĞAÇLARININ YANIP KÜL OLMASINA KALBİM DAYANMIYOR’
Özlem Özcan
Tire, Hisarlık Köyü
◊ 18 yaşındayım. Lise eğitimimi bu yaz tamamladım, şu an üniversite sınavı tercihlerimi yapıyorum. Hedefim itfaiyecilik okumak. Daha önce veterinerlik düşünüyordum çünkü köyümüzde hayvanlarımız var, onlara faydam olur diye hayal kuruyordum. Ama sonra bir yangın çıktı ve her şey değişti...
◊ O gün karşı dağda yangın başladı. Çok hızlı yayılıyordu ama o sırada bölgede havadan müdahale yoktu. Babamla birlikte “ne yapabiliriz” diye düşündük. Köyümüze dağıtılan tankerlerden biri bizdeydi. Babam köyün azası, muhtarla haberleşip yangın bölgesine gitmeye karar verdi.
Ben de onunla gittim.
◊ Yangın alanı anlatılmaz bir kaostu. Alevler, dumanlar, hayvanların çığlıkları... İnsanlar panik halinde koşuyordu. Yangının olduğu yerde evler ve hayvan çiftlikleri vardı. Babam tankerle bölgeye girerken önce beni yanında istemedi, tehlikeliydi tabii. Ama ben bekleyemedim. İtfaiye aracı gelince önce köylülerle birlikte hortumu taşımaya başladık. Sonra ben de traktörü aldım ve tankerle su taşımaya başladım. Tankerin su basabilmesi için traktörden sürekli gaz verilmesi gerekiyor. Bu işleri çocukluğumdan beri bildiğim için rahatlıkla destek verebildim.
◊ O yangın günlerce sürdü. Bir sönüyor, bir daha alevleniyordu. Yakınlardaki bir yerden çıkan su kaynağından destek alarak tankerle su taşıdık. O gün çok fazla alanda başka yangınlar vardı ve ekipler bölgeye bölünmüştü. Halkın ilk müdahalesi olmasaydı bugün her şey başka olabilirdi.
◊ Bu yaşananlardan sonra fikrim tamamen değişti. İtfaiyecilik bana ‘Gel’ dedi. Artık köyün gönüllülerindenim, birçok eğitim aldım, kıyafetlerimi giydiğim günden itibaren kendimi bu işe ait hissettim.
◊ Toprak sevgisi, memleketini koruma duygusu, alevlerin içinde kalan hayvanların çaresizliği... Çok etkilendim. Zavallı hayvanların hiçbir suçu yokken yanıp kül olmalarına, yüz yıllık zeytin ağaçlarının yok olmasına kalbim dayanmıyor.
◊ Yerel basın fotoğraflarımı çekmiş, sonra onlar sosyal medyada dönmeye başladı. İnsanlar “Nene Hatun’un torunu”, “Yörük kızı”, “Babasının kızı” gibi yorumlar yaptılar. Tabii çok hoşuma gitti. Babam da benimle gurur duydu. Elbette riskli bir meslek. Özellikle son dönemde yaşanan acı olaylardan sonra ailem endişeleniyor. Ama ben kararımı verdim. İtfaiyeci olmak istiyorum.
Mahallenin muhtarları iş başında
Farklı mahallelerin kadın muhtarları yangınlara hazır olmak adına birçok kurumdan afet müdahale eğitim programları alıyor. Mahalleliyle tek tek görüşüp afet planı hazırlıyor, gerektiğinde traktörün direksiyonuna geçiyor, bölgeye tankerle su taşıyorlar. Onlardan biri Zeytinler Mahallesi Muhtarı Yeliz Kaya. 20 gün önce Ildır’dan başlayan ve Zeytineli’nden denize dayanan yangına mahallesindeki gönüllülerle birlikte müdahale etti. Yangın sürecinde tankerlere tenekelerle mazot taşıdı. Güvendik Mahallesi Muhtarı Aslı Balıkçıoğlu (en solda), Zeytinler Mahallesi Muhtarı Yeliz Kaya, Torosan Mahallesi Muhtarı Aslı Evin ve Denizli Mahallesi Muhtarı Emre Erdoğan (saat yönünde).
‘AFET MÜDAHALE PLANI HAZIRLADIM’
Aslı Evin
Torasan Mahallesi Muhtarı
◊ Geçen günlerde mahallemizde bir yangın çıktı. İlk alevleri yan mahallenin muhtarı fark etti. “Senin oradan duman çıkıyor, bir baksana” dedi. Hemen koştum. Normalde köyümüzde ot yakılmasına, açık ateş yakılmasına izin vermiyoruz. Ama bir gittim ki her yer alev almış. Yangın hızla 300 metre kadar ilerlemişti, etrafındaki evler yanmaya başlamıştı. Neyse ki insanlar evlerinden çıkmıştı.
◊ Hemen mahalleliye seslendim: “Herkes evinin çevresini sulasın, soğutmaya başlayın, otları ıslatın, yangın yaklaşmasın.” Yan mahalleyle birbirimize çok yakınız, ortak bir tankerimiz var, onlar hemen tankeri getirip yangına müdahale etti. Ardından itfaiye ekipleri geldi.
◊ Vatandaşları yangın bölgesinden uzaklaştırmaya çalıştım. Duman çok fazlaydı, zehirliydi. Halkımız meraklı, duruma bakmaya geliyor, korkup çığlık atanlar, panikleyenler oluyor. Bir yandan da onları yönlendirmek bizim görevimiz. Geçen yıl itfaiyeden eğitim almıştık. Torbalı’da tanker eğitimi verilmişti ve sertifika almıştık. Artık daha bilinçliyim ve daha hazırlıklıyım.
◊ Mahallemizde inşaat firmaları da var. Dedim ki: “Bir afet durumunda bana kepçe, traktör, kamyon verebilir misiniz?”
Hepsi isteğimize olumlu yaklaştı. Şimdi bir afet planı hazırlıyorum. Firmaların ve kişilerin telefon numaralarını içeren bir kriz iletişim listesi oluşturuyorum. Beş farklı sitenin yöneticileriyle de konuştum. Yangın söndürme tüpleri var mı, hidratları çalışıyor mu, kovaları hazır mı, çevredeki kuru otlar temizlendi mi? Eksikleri tespit edip tamamlıyoruz. Böylece bir yangın çıktığında nerede hidrat var, kim nasıl müdahale edebilir diye hızlı plan yapabiliyorum. Yakında itfaiye ekiplerimiz gelip tüm mahalleliye eğitim verecekler.
◊ Mahallem ormanlık bir alanda. Yalnızca 11 ev var ama çevresi oldukça riskli. Geçen yıl da bir yangın atlattık. O
zaman da hemen vatandaşlara “Acilen suları hazırlayın, soğutmaya başlayın” dedim. Kaçış yollarını tarif ettim. Bu tür yönlendirmeler panik yerine sakinliğe katkı sağlıyor. Yangın sonrasında mahalleli gelip “Muhtarım hep yanımızdaydınız, destek oldunuz” dedi, o da bana yetiyor...
‘KÖYDEKİ ÖĞRETMENDEN İMAMA HERKESE EĞİTİM VERİYORUZ’
Şerife Güzel
İtfaiye Orman Köyleri ve Kırsal Alan Yangınları Müdahale Şube Müdürü
◊ 2021’de kurulduk. Bu müdürlük Türkiye’de bir ilk. Şimdi diğer iller de bu projeyi hayata geçirmeye başladı, elimizdeki her türlü veriyi onlarla da paylaşıyoruz. Bizim amacımız kırsalda farkındalık, önleme ve
ilk müdahale zincirini güçlendirmek.
◊ İzmir’in 30 ilçesi ve 1.296 mahallesi var, bunun 600’ü kırsal mahalle olarak geçiyor. 2025 yılı bitmeden bu 600 mahalleye yangın tankeri dağıtmayı hedefledik. Şu an 596 tanker aktif kullanılıyor. Örneğin Menderes yangınında, itfaiye araçlarından önce bu tankerler müdahale etti ve yangının yönünü değiştirdi. Yoksa şu an can kayıplarından bahsettiğimiz başka bir tabloyu konuşuyor olabilirdik.
◊ Sadece tanker dağıtımı yapmıyoruz. Araçlar muhtarlara teslim edilirken her mahallede 2 gönüllü seçildi. Şu an 1.700’den fazla gönüllümüz var. Gönüllülere yangına yaklaşma kıyafeti, kullanım eğitimi verildi. Riskli köylerde ‘Yangına Dirençli Köyler’ projesi başlattık. Bu projede köydeki öğretmenden imama, kahveciye kadar herkesin bir afet anında itfaiye ve jandarma gelene kadar nasıl aksiyon alması gerektiğini öğretiyoruz.
◊ Son bir ayda Çeşme, Seferihisar, Ödemiş, Kısıkköy gibi noktalarda peş peşe yangınlar çıktı. Geçen yıl haziranda 20 civarında olan orman yangını sayısı bu yıl aynı dönemde 80’e yaklaştı. Yüzde 90’ı insan kaynaklı. Bu yüzden asıl işimiz yangın öncesi halkı bilinçlendirme. Sönmeyen yangın yoktur, mesele yangınları nasıl önleyeceğimiz.


