Tanrıkulu ndan Silivri isyanı
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak haber yayımlıyor.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Silivri’de tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bazı belediye başkanlarını ziyaret etti. Ziyaretin ardından konuşan Tanrıkulu, Türkiye’nin olağanüstü bir dönemden geçtiğini vurguladı.
Tanrıkulu şöyle konuştu:
“Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Milletvekili olarak mesaimizin önemli bir kısmı maalesef cezaevlerinde, adliyelerde, emniyet müdürlüğü önde geçiyor. Bu tablonun kendisi aslında Türkiye'de demokrasinin de olmadığının göstergesi. Hani milletvekili ne yapacak? Yeri her hafta bu cezaevi mi? Veya adliye mi? Veya emniyet müdürlüğü mü? Ya parlamentoda olacağız, ya da seçim çevremizde olacağız. Ama biz mesaimizin önemli bir kısmını burada Adalet ve Kalkınma Partisi siyasi kararıyla yürütülen bu soruşturmalar nedeniyle tutuklu olan dostlarımızı, arkadaşlarımızı ziyaretle geçiyoruz.
Bizler de avukatız. İyi üniversitelerde okuduk. İyi avukatlık yaptık. Avukatlık örgütlerinde çalıştık. Ceza davalarına girdik. Olağanüstü dönemlerde avukatlık yaptık. Sıkı yönetim, devlet yönetim mahkemeleri, özel yetkili mahkemeler, darbe döneminden sonra olan sual dönemlerinde avukatlık yaptık ama böyle bir dönemdeki gibi yargıyla karşılaşmadık. Olağanüstü hukuksuz davranan, adaleti yok sayan bir yargı sistemi var Türkiye'de. Maalesef.”
Tanrıkulu, ceza soruşturmalarının usulsüz şekilde yürütüldüğünü belirterek, iddianame hazırlanmadığını vurguladı:
"Şimdi bir ceza soruşturmasını yaparsınız. Seçilmiş insanlara karşı da yaparsınız. Ama o seçilmiş insanlara karşı bir soruşma yaparsanız şüpheliyi gözaltına aldığınız anda demek ki onunla ilgili olarak bütün deliller toplanmıştır. En son onu gözaltına alırsınız. Ondan bilgi almaya çalışırsınız veya elinizdeki bilgileri ona sorarsınız. Peki, İBB'de soruşturma böyle mi yapıldı? Hayır. 5 aydan fazla süredir arkadaşlarımız tutuklu ama ortada bir iddianame yok.
Her gün yeni bir operasyon, yeni gözaltılar, yeni itirafçılar, onlarla bir soruşturma dosyası da kullanmak isteniyor. Bu görüntünün kendisi bu soruşturmanın adil yapılmadığının göstergesi. Adil bir soruşturma süresi yok. Savunma hakkına gösterilen bir özen yok. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına gösterilen bir özen yok. Özel yaşama gösterilen bir özen yok. Seçime ve seçilme hakkına gösterilen bir özen yok. En basit usul kurallarına gösterilen bir özen yok. Neden bunları söylüyorum?"
if (!$ISMOBILE) : ?>include(__DIR__.'/320x100.php');?>
Farklı dosyaların da hukuka aykırı biçimde aynı soruşturmaya dâhil edildiğini belirten Tanrıkulu şöyle devam etti:
"Mesela Zeydan Karalar. Kendisiyle ilgili iddia 2016 yılına ilişkin, Adana Seyhan Belediyesi'ne ilişkin burada gözaltına alındı, burada tutuklu. Soruşturma dosyasının burada ne işi var? Bakın bu tek başına bu usulü işlemler nasıl hukuka aykırı yapıldığını gösteriyor. Yine aynı şekilde Aykut Erdoğdu. Kendisiyle ilgili iddia milletvekili dönemine ilişkin. Peki usul yasamızda emredici olarak kural var. Milletvekillerinin milletvekili dönemlerinde işlediği suçlarla ilgili soruşturma Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılır. Emredici kural. Dolayısıyla bu soruşturma dosyasının Ankara'ya göndermesi lazım.
Kent uzlaşısı dosyası. Resul Emrah Şahan, Mehmet Ali Çalışkan, Ebru Özdemir... Bu arkadaşlarımız tutuklu. Niçin tutuklu? İttifak yaptıkları için. DEM - Yeşil Sol Parti'yle ittifak yaptıkları için tutuklu. Peki şiddete başvurmuşlar mı? Hayır. Terörle ilgili bir iddia var mı? Hayır. İddia seçimde ittifak yapmış olmaları ve tutuklamaya sevk yazısında Kürtlerin temsilini sağlamaları.
Peki, dün biz o komisyonda ne yaptık? Komisyon üyesi olarak söylüyorum. Ne yapıyoruz komisyonda? Türkiye'de Kürtler silaha şiddete başvurmadan sosyal yaşamda, siyasal yaşamda olsunlar. O komisyon asıl bunu yapıyor. Peki bu arkadaşlarımız niçin hapiste? Bu nedenle hapiste? E o zaman iddianameye niye yazılmıyor? Neden yazılamıyor? İtirafçı yok, başka bir şey yok. 7 tane şüpheli var"
Tanrıkulu, İmamoğlu’nun da aylardır iddianamesiz tutuklu olduğunu hatırlattı ve iktidara çağrı yaptı:
“Ekrem İmamoğlu dahil olmak üzere. Aradan geçmiş 5 ay henüz iddianame ortada yok. Ve biz komisyonda Türkiye'de barış sürecini konuşuyoruz. HDK'dan dolayı birçok arkadaşımız, belediye meclis üyelerimiz, belediye başkan yardımcılarımız, gazeteciler, sendikacılar hapiste. Buradan bir kez daha Adalet ve Kalkınma Partisi'ne sesleniyorum. Bu siyasal mühendislikten vazgeçin. Yargıya verdiğiniz talimatları geriye alın. Türkiye böyle ne barışla ne demokrasiyle ne de adalette buluşamaz. Burada görevlendiren memurlar yargıç değiller, savcı değiller. Sizin siyaset günlerinize uygun yargı mühendisliği yapıyorlar. Bundan vazgeçin.”


