Tatil hilesi, hayalet seyahat, rehine bahanesi: İsrail, İran ı nasıl tuzağa düşürdü?

İsrail Jeruselam Post Gazetesi, İsrail güvenlik kaynaklarından ulaştığı bilgilere göre, İran’a düzenlenen şafak vakti operasyonunun hazırlık sürecinde stratejik bir yanıltma kampanyasının devreye sokulduğunu belirtti. Güvenlik kabinesinin toplantı duyurusunu rehineler konusunda yapılacak tartışmalar olarak açıklayarak Tahran’ı yanlış yönlendirdikleri ifade ediliyor. Bu şekilde İran’ın dikkatinin dağıtılması ve sürpriz unsuru kullanılmak istendi .

Kabine toplantısının içeriğiyle ilgili detaylı planlara sadece sınırlı sayıda kişi erişebildi. Başbakan Benjamin Netanyahu, Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Mossad Direktörü David Barnea ve üst düzey güvenlik yetkilileri gibi seçkin kişiler nihai operasyon ayrıntılarıyla bilgilendirildi. Toplantıya katılan tüm bakanlar “Shomer Sod” (gizliliğin koruyucusu) adında katı gizlilik taahhütnameleri imzaladı.

İsrail Başbakanlık Ofisi, operasyona hazırlık olarak kamuoyuna yanıltıcı bilgiler sunan üç ana safha yürüttü.

1. Tatil yalanı: Netanyahu’nun yardımcıları, basına Başbakan’ın Galilee’de ailesiyle vakit geçireceğini ve önümüzdeki Salı günü oğlu Avner’in düğününde bulunacağını duyurdu. Böylece büyük bir askeri saldırı ihtimalini zayıf göstermeye çalıştılar .

2. Washington heyecanı: Aynı şekilde, Dermer ve Barnea’nın Cuma günü Washington’a gidecekleri, ABD heyetiyle İran-ABD müzakere zirveleri düzenleyecekleri bilgisi yayıldı. Oysa bu görüşmeler tamamen hayali idi ve operasyondan günlerce önce her iki yetkili de İsrail’delerdi .

3. Sızdırma taktiği: Kamuoyuna ABD eski Başkanı Donald Trump ile Netanyahu arasında İran’a saldırı konusunda anlaşmazlık yaşandığına dair dem sayılabilecek “alıntılar” sızdırıldı. Bu durum İran’ı diplomatik bir sürtüşme yaşandığı ve ciddi aksiyon alınmayacağı şeklinde yönlendirdi .

Operasyon, iç politikada İsrail’in ordu çağrı yasası üzerine süregelen gerilim ekseninde gerçekleştirildi. Rehinelerini serbest bırakma görüşmeleri bahanesiyle erken saatlerde gerçekleştirilen bu saldırının, İran’ın nükleer kapasitesine yaklaşması üzerine dikkat dağıtarak zaman kazanmayı hedeflediği belirtiliyor. Channel 12 muhabiri Amit Segal, “12 Nisan’da Trump İran’a müzakere için 60 gün verdi. Bugün 61. gün” ifadesiyle ideal zamanlamanın bu sürece denk geldiğini vurguladı.

İsrail savunma yetkilileri, operasyonun etkisini en üst düzeye çıkarmak ve İran’ın nükleer eşik yaklaşımını yavaşlatmak amacıyla “sürpriz faktörü”nün hayati önem taşıdığını belirtiyor. Bu sayede hem anlık avantaj sağlanmış hem de İran üzerindeki baskının devamı için kritik zaman kazanılmış oldu. Özetle, İsrail, rehineler bahanesiyle kamuoyunu yanıltıp diplomatik yol izlediği algısını yükselterek İran’a yönelik sabah erken saatlerde beklenmedik bir askeri operasyon düzenlemiş oldu. Bu strateji, hem sürpriz etkisi hem de İran’ın nükleer kapasitesi üzerindeki baskıyı sürdürebilme amacı taşıyor.