Tek sorun Netanyahu mu?

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava saldırılarının ardından gelen görüntüler gerçekten dayanılır gibi değil.

Her gün onlarca masum insan vahşice katledilirken ve küçücük çocuklar cayır cayır yakılırken bir şey yapamamak ve o görüntülere bakarken hissedilen acizlik, vicdan sahibi her insanın yüreğini yakıyor.

Bu arada, dolaylı ateşkes görüşmelerinin yürütüldüğü Doha’dan çelişkili haberler geliyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, “Esirlerin kurtarılması önceliğimiz. Yakında bir sonuca ulaşacağımızı ümit ediyorum.” gibi açıklamalar yapsa da gerçekte ateşkes istemiyor.

Netanyahu’ya ABD’den ve Avrupa’dan tepki var.

İsrail muhalefeti ve Gazze Şeridi’nde tutulan İsrailli esirlerin aileleri Netanyahu’yu uzun süredir eleştiriyor.

Son olarak da ABD Başkanı Donald Trump ile Netanyahu’nun arasının bozuk olduğuna dair haberler yayınlandı.

Ancak hem İsrail’deki muhalefetin ve esir ailelerinin İsrail hükümetine yönelik eleştirilerine hem de Trump ve Netanyahu arasında kriz olduğuna dair haberlere ihtiyatla yaklaşılmalı.

Çünkü İsrail Başbakanı’na yönelik eleştirilere haddinden fazla odaklanmak yanlış beklentilere ve sanki tüm sorun Netanyahu imiş gibi bir algı oluşmasına yol açıyor.

İsrailli esirlerin aileleri sadece çocuklarını sağ olarak kurtarmanın peşinde.

Onun dışında Gazze Şeridi’nin yakılıp yıkılması çok da umurlarında değil.

İsrail muhalefetinin Netanyahu’ya yönelik eleştirileri ise siyasi manevradan ibaret.

Ana muhalefet lideri Yair Lapid, aylardır Netanyahu’yu adeta yerden yere vuruyor ve hükümetin politikalarının Gazze Şeridi’nde başarısız olduğunu, Netanyahu’nun İsrailli esirleri kurtarmak için ateşkes anlaşması imzalaması gerektiğini söylüyor.

Ama “İsrail ordusu Gazze Şeridi’nde hobi için çocuk öldürüyor” diyerek gerçekleri dile getiren İsrailli bir başka muhalif lider Yair Golan’ı “İsrail düşmanlarının eline koz veriyorsun” diye azarlayan da yine Yair Lapid oluyor.

Gazze Şeridi sakinleri açlıktan kıvranırken İsraillilerin yüzde 53’ü o insanlara acil yardım gönderilmesine izin verilmemesi gerektiğini savunuyor.

İsraillilerin yüzde 13’ü fikri olmadığını söylerken, sadece yüzde 34’ü Gazze Şeridi’ne insani yardım girişine izin verilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Gazze Şeridi’ne insani yardım girişini engellemeye çalışan ve Filistinlilerin çoğalmalarını engellemek için onların “yavrularını yok etmeleri” gerektiğini söyleyen İsrailli kadın aktivist Sofia Emuna yalnız değil.

İsrail toplumunun yarıdan fazlası onunla aynı görüşte.

Netanyahu bugün istifa etse ya da ölse Gazze Şeridi sakinlerinin açlıktan kıvranarak ölmelerini isteyen soykırım yanlısı yüzde 53 daha iyi birini mi iktidara getirecek?

Kısacası, sorun sadece Netanyahu’da değil, her geçen gün daha da fanatikleşen ve azan hastalıklı İsrail toplumunun bizzat kendisinde.

Sadece Filistin değil tüm bölge için büyük bir tehlike teşkil eden o lanetli toplum, önceki gün Kudüs’te, Mescid-i Aksa’nın yanı başında zıplaya zıplaya Peygamber Efendimiz’e (sav) sövdü.

İsrail’de hükümet değişikliğinin azgın Siyonistleri dizginle/ye/meyeceğini ve işgal altındaki Filistin dışında yaşayan diğer Müslümanların da er ya da geç onlarla karşı karşıya geleceklerini görüp o güne hazırlık yapılması gerekiyor.

Diriliş Postası