Trump Harvard ın yabancı öğrenci almasını yasakladı: Öğrenciler ve kurumlardan tepkiler var Agos

Trump yönetimi uzun süredir açıkça savaş açtığı Harvard Üniversitesi’nin uluslararası öğrenci kaydetme yetkisini iptal etti. Harvard Üniversitesi ise "hukuka aykırı" diye tanımladıkları bu kararın karşısında mücadeleye devam edeceklerini açıkladı.

ABD'nin prestijli üniversitesi Harvard, uzun süredir Trump'ın hedefinde. Gerekçe ise okulun Filistin'e destek eylemlerine ev sahipliği yapması, öğrencilerin mezuniyet törenleri başta olmak üzere her fırsatta Trump yönetimi ve ABD'yi İsrail'e silah sağladığı gerekçesiyle eleştiren eylemler yapması. Trump- Harvard Üniversitesi cephesindeki son gelişme ise  ABD İç Güvenlik Bakanlığı'nın, Harvard Üniversitesi’nin uluslararası öğrenci kaydetme yetkisini iptal etmesi oldu.

Trump yönetimi, Filistin’e destek gösterileriyle öne çıkan Harvard Üniversitesinin uluslararası öğrenci kabul programını “ilgili yasalara uymadığı” gerekçesiyle durdurdu. ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Harvard Üniversitesine mektup göndererek aldıkları kararı okula bildirdiklerini açıkladı. Bakan Noem, X hesabından paylaştığı açıklamasında, “Harvard Üniversitesinin Öğrenci ve Değişim Programı sertifikasının derhal geçerli olmak üzere iptal edildiğini bildiriyorum” ifadesini kullandı.

Harvard, uluslararası öğrencileri resmi olarak üniversiteye kabul edip öğrenci statüsü kazandırabiliyordu. Bu kayıt süreci, öğrencilerin F-1 vizesi alabilmesi için yasal bir zorunluluk. Sertifikanın iptali, Harvard’ın artık yeni uluslararası öğrenci alamayacağı anlamına geliyor.

Trump yönetimi, aralarında Harvard'ın da olduğu birçok üniversiteyi, başta Filistin'e destek için düzenlenen kampüs protestoları ile çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık programlarını gerekçe göstererek federal fonlarını dondurmakla tehdit etmişti.  ABD kültür kurumları ve üniversite yönetimleri uzun süredir Filistin’in işgaline yönelik taraflı tutumları nedeniyle eleştiriliyor. Ekim 2023’ten bu yana  yana üniversite öğrencileri Filistin’e destek gösterileri düzenlerken polis bu eylemlere sert müdahalelerde bulunuyor. İkinci kez başkan seçilen Donald Trump yönetimi İsrail’e koşulsuz destek vereceğini vurgularken Filistin’e destek gösterilerini "antisemitik eylemler" olarak tanımlıyor.

Bu süreçte, Adalet Bakanlığı, Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanlığı, Eğitim Bakanlığı ve Genel Hizmetler İdaresi (GSA) ortaklığıyla "Antisemitizmle Mücadele Görev Gücü" kurulmuştu. Ayrıca Trump yönetimi, Harvard'a sağlanan 2,2 milyar dolarlık fonun ve 60 milyon dolarlık sözleşme bedelinin dondurulmasına karar vermiş, üniversite de federal hükümetin fonları dondurmasının hukuka aykırı olduğunu savunarak bu kararı engellemek üzere dava açmıştı.

Öte yandan Mart ayının sonunda Osmanlı tarihçisi Cemal Kafadar, Harvard Üniversitesi'nin Ortadoğu Çalışmaları Merkezi'ndeki direktörlük görevinden alınmış, kararın gerekçesi, merkezin İsrail-Filistin meselesine dair etkinlikleri nedeniyle antisemitizmle suçlanması olarak açıklanmıştı.

Harvard: Mücadele edeceğiz

Harvard Üniversitesi, akademik ve araştırma misyonunu baltaladığını belirttiği yönetimin bu “hukuka aykırı” uygulamasına karşı mücadele edeceğine söz verdi. Harvard Üniversitesi Siyasal Bilgiler Profesörü Ryan Enos, CNN’den Brianna Keilar’a yaptığı açıklamada, yönetimin üniversitenin yabancı öğrenci kabulünü engellemesini “rezalet” olarak nitelendirdi.

“Bu, Trump yönetiminin otoriter eylemlerine dair bir başka örnek,” diyen Enos şöyle devam etti: “Amerika Birleşik Devletleri’nde başkan, yalnızca birinin siyasi görüşlerini beğenmediği için onu cezalandıramaz. Burada olan, Başkan’ın Harvard’ı hedef alması çünkü onunla aynı fikirde olmadığını düşünüyor. Bu, tamamen siyasi bir intikamdır.”

Almanya’da bir radyo programında kararı değerlendiren Almanya Araştırma Bakanı Dorothee Baer, “Umarım ABD hükümeti bu kararı geri alır. Ne genç nesil için ne de özgür dünya için pozitif bir sinyal değil” ifadelerini kullandı:“Şu anda bile ABD’nin dışında Çin ve Hindistan dahil olmak üzere birçok farklı ülkeden Avrupa’ya gelmek isteyen öğrenciler olduğunu görüyoruz. Burayı seçmelerinin sebebi basit, burada özgürlüklerinin farklı şekillerde garanti edildiğini görüyorlar.”