Trump ne delidir, ne de aptal Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Kişi başına yıllık milli geliri kabaca 80 bin dolar olan 340 milyon nüfuslu Amerika Birleşik Devletleri, eski gücünden kaybetmiş olsa da halen dünyanın “dayısı” olmayı sürdürüyor. Bunun temel sebeplerinin başında, silahlı kuvvetlerinin çok güçlü olması ve Amerikan milletinin ezelden beri “savaşmaktan çekinmemesi” gelir. Diğer bir sebep de Amerikan dolarının açık ara dünyanın en büyük “rezerv para birimi” olmasıdır. ABD’nin güçlü yanı gibi duran bu iki özelliği, aynı zamanda onun en büyük iki zafiyetidir. Trump bunun farkına varan daha doğrusu bu iki özellikten vazgeçmek gerektiğine inanan bir başkandır. Bugünkü yazımda bu konuyu irdeleyeceğim. Çin her bakımdan olmasa da altyapıda ve sanayide ABD’yi geçmiştir. Ancak Çin’in kişi başına milli geliri hâlâ ABD’nin üçte biri kadardır. Çin’in önceliği bunu artırmaktır. Dolayısıyla Çin savaşmak istememekte, dayılığı bir süre daha ABD’ye bırakmakta beis görmemektedir. Hatta bana göre, bunu ABD ekonomide gerilesin diye bilhassa yapmaktadır. Sonuç olarak önümüzdeki on yıllarda başpehlivanlık güreşi ABD ile Çin arasında cereyan edecektir denilebilir. Bu müsabakada Çin daha şanslıdır.
IMF DEVALÜASYONLARA ENGEL OLSUN DİYE KURULMUŞTUR
Keynes’i en iyi anlamış iktisatçı diye bilinen Mülkiye profesörlerinden ve sosyalist siyasetçi Sadun Aren (1922-2008) benim de ODTÜ’de iktisat hocamdı. Kendisinden üç yıl ders aldım. Üstümde hakkı vardır. O yıllarda Demokrat Parti iktidardaydı. 1955’ten beri ülkede döviz sıkıntısı yaşanıyordu. 4 Ağustos 1958’de “İktisadi İstikrar Tedbirleri” uygulanmaya başlandı. İhracatı artırmak ve ithalatı azaltmak amacıyla TL %68 devalüe edildi. Doların fiyatı 2.83 TL’den 9.02 TL’ye çıktı. Sadun Hoca bu konuyu işlerken “Biliyor musunuz, Keynes IMF’in işleyiş sistemini, ülkeler devalüasyon yapmak zorunda kalmayacak şekilde dizayn etmiştir” dedi. Halbuki biz devalüasyonu IMF istedi diye duymuştuk. O günden bugüne 67 yıl geçti. Türkiye kendine göre çok gelişti, ama hâlâ rüyasında devalüasyon gören insanlar ülkesi olmaktan kurtulamadı. Bu kabustan kurtulmanın tek yolu “cari fazla” veren ülke olmaktır.
ABD DOLARI DEVALÜE OLMALIDIR
ABD dünyanın dayısı hatta kabadayısıdır. Ama Keynes’in IMF tasarımını bozup, sistemi kendine uydurduğu için, yılda 1 milyar dolara yakın cari açık vermektedir. ABD doları küresel rezerv para olduğu için de bu açığı “dolar ihraç ederek” kapatmaktadır. Bu, bir saadet zinciridir. Her an kopabilir. Daha doğrusu kopartılabilir. ABD dolar ihraç edemez hale gelirse, ABD yurt dışındaki 585 askeri üssünün giderlerini karşılayamaz. Hem iktisadi hem de askeri güç bakımından Çin’in gerisine düşer. Delidolu Trump işte bu riski ortadan kaldırmak için harekete geçmiştir. Gümrük tarifelerini yükseltmesinin amacı budur. Hedefi, dış ticaret açığını iyice daraltmaktır. Ayrıca Avrupalılara savunma harcamalarınızı artırın. Artırın ki; biz de savunma harcamalarımızı kısabilelim, demektedir. Trump, topladığı gümrük vergileriyle bütçe gelirlerini artırmaya başlamıştır. Bir süre sonra ticaret açığı da daralmaya başlayacaktır. Eğer başarabilirse, Trump ABD ekonomisinde “yapısal reform” yapan başkan olarak tarihe geçecektir. Başaramazsa, ABD dolarının devalüe olması kaçınılmaz hale gelecektir. Tasarruflarını dolara yatırmış devletler, kişi ve kurumlar bundan zarar görecektir. Bitcoin, altın ve emlak fiyatları neden artıyor sanıyorsunuz?
SON SÖZ: Her yiğit, biraz deli olur.


