Tüm dünya peşinde! Savaşlar yeni nedeni... En büyük 2. NTE rezervi Türkiye de
Haber7 kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.

GİRİŞ 30.05.2025 10:40 GÜNCELLEME 30.05.2025 10:40
İlk Yorum Yapan Sen Ol
Facebook'ta Paylaş X'te Paylaş
“Nadir Toprak Elementleri ve Türkiye: Jeopolitik Satrançta Yeni Dinamikler ve Aktörler” başlıklı analizde, NTE’nin sadece teknolojik üretimin değil, aynı zamanda jeopolitik güç mücadelesinin de belirleyici unsurlarından biri haline geldiği vurgulandı.
Akademi tarafından hazırlanan analize göre, NTE’ler günümüzde yalnızca elektrikli araçlar, rüzgar türbinler ve elektronik cihazlar için değil; savunma sanayisinin kritik platformları için de vazgeçilmez hale gelmiştir. Analizde, 2024 yılında 325 milyar dolara ulaşan kritik mineraller pazarının, 2040 yılında 770 milyar dolara ulaşacağının altı çizilmektedir. Öte yandan, NTE temelli elektronik ve motor sanayisinin halihazırda 1 trilyon doları aştığı belirtilmektedir.
ÇİN’İN “ÜRET, KISITLA, LİSANSLA” MODELİ VE FİYAT GÜCÜAkademinin dikkat çektiği bir diğer önemli unsur ise Çin’in küresel NTE piyasasındaki baskın konumudur. Çin, 2024 itibarıyla küresel NTE cevher üretiminin %61’ini, rafinasyon ve ayrıştırmanın ise %92’sini tek başına üstlenmiştir. Bu kapsamda, yalnızca 2024 yılında 300 bin ton NdFeB kalıcı mıknatıs üretmiş; ABD’nin bin ton olacak hedef hacmini yaklaşık 300 kat aşmıştır. 4 Nisan 2025’te yedi NTE’ye yönelik ihracat lisansı zorunluluğu getirilmesi, Pekin’in “üret, kısıtla, lisansla” modelini güçlendirdiği ve küresel fiyatlama üzerinde etkili konumunu sürdürdüğünü ortaya koymaktadır.
Akademinin altını çizdiği değerlendirmelerden biri de ABD’nin bu stratejik kaynaklara olan yüksek bağımlılığıdır. 2020-2023 arasında ihtiyaç duyduğu NTE’lerin %70’ini Çin’den ithal eden ABD, ağır NTE’de tamamen dışa bağımlıdır. Bir F-35 savaş uçağı için yaklaşık 410 kg, Arleigh Burke sınıfı destroyer için 2,36 ton ve Virginia sınıfı denizaltı için 4,17 ton NTE gereksinimi olduğu belirtilerek, herhangi bir arz kesintisinin ABD’nin caydırıcılık mimarisi üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceği belirtilmiştir.
Analizde vurgulanan bir diğer önemli başlık ise ABD’nin Çin bağımlılığını azaltmaya yönelik girişimleridir. 30 Nisan 2025 tarihli ABD-Ukrayna Mineral Anlaşması ile daha önceki 500 milyar dolarlık geri ödeme planı yerine “yarı yarıya ortak fon” modeli benimsenmiştir. Böylece Ukrayna’nın sahip olduğu %5’lik küresel rezerv potansiyeli ABD için stratejik bir alternatif tedarik hattı oluşturmuştur. Ancak rezervlerin %40’ının Rusya’nın işgali altındaki bölgelerde olduğu ve savaşın altyapı üzerindeki yıkıcı etkilerinin kısa vadede üretimi sınırlayacağı da not edilmiştir. Grönland’daki disprosyum ve terbiyum açısından zengin yataklar ise ABD açısından ağır NTE açığını kapatacak bir diğer stratejik öncelik olarak değerlendirilmektedir.
Milli İstihbarat Akademisi’nin hazırladığı analizde Türkiye’nin sahip olduğu kaynaklara özel bir bölüm ayrılmıştır. Eskişehir/Beylikova’daki 694 milyon tonluk rezerv, Türkiye’yi Çin’den sonra dünyanın en büyük ikinci NTE sahası konumuna taşımaktadır. Yıllık 10 bin tonluk pilot tesisin faaliyete geçmesinin ardından, Türkiye’nin hedefi yıllık 570 bin tonluk saflaştırma kapasitesine ulaşarak bu alanda Avrupa başta olmak üzere yakın bölgenin “başat aktörü” haline gelmektir.
Analizde, Türkiye’nin önümüzdeki on yıllık süreçte yalnızca rezerv sahibi değil, aynı zamanda katma değer üreten bir aktöre dönüşmesi için üç eksenli bir strateji sunulmaktadır. Bu strateji:
JORC/UMREK uyumlu doğrulama süreçleri,Ölçeklenebilir rafinasyon altyapısı ve ileri manyetik alaşım Ar-Ge’si,
Döngüsel geri kazanım hatlarının entegrasyonunu içermektedir. KÜRESEL SANTRAÇTA DENGELERİ BOZAN HAMLE
Analize göre, NTE artık sadece ekonomik bir meta değil; jeopolitik bir kaldıraç ve stratejik silah haline gelmiştir. Bu bağlamda, küresel tedarik zincirinin çeşitlendirilmesi, yeni üretici ve işleyici aktörlerin (Türkiye, Ukrayna, Grönland) hızlı bir şekilde sisteme entegre edilmesi zorunlu hale gelmiştir. Küresel rekabetin artık yalnızca madende değil; rafineri, mıknatıs ve ileri teknolojili üretim halkalarında derinleştiği ifade edilmektedir.
KAYNAK: HABER7
Fuat Öner Haber7.com - Sorumlu Müdür/Yayın Koordinatörü

Editör Hakkında 1989 İstanbul doğumlu olan Fuat Öner, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi İnternet Gazeteciliği-Yayıncılığı ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi İşletme bölümlerinden mezun oldu. Marmara Üniversitesi Sosyal Medya Yönetimi’nde yüksek lisans Eğitimini tamamladı. Medya sektörüne 2008 yılında adım atan Öner, Star TV ve Habertürk gazetelerinde çeşitli görevler üstlendi. 2012 yılında Kanal7 Medya Grubu'na haber editörü olarak katılan Öner, şu anda Haber7.com'da Yayın Koordinatörü olarak görev yapmaktadır. Evli ve bir çocuk babasıdır.
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
GÖNDER


