Tüm istismar iddialarına rağmen çocuk ile görüşüyor! Adliye çalışanı baba serbest
Halktv sayfasından elde edilen bilgilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuru yapıyor.
Halk TV'de Remziye Demirkol'un konuğu olan Gazeteci Gökçer Tahincioğlu kan donduran bir istismar iddiasını aktardı.
Olayın Gazipaşa ve Alanya adliyelerinde cereyan ettiğini belirten Tahincioğlu, sürecin annenin şüpheleriyle başladığını aktardı.
Tahincioğlu'nun aktardığına göre, anne ile baba anlaşmalı olarak boşanma sürecindeyken, anne kızının anlatımlarından şüphelenerek bir pedagogla görüşüyor.
Pedagog, çocuğun yaşına göre normalin dışında anlatımları olduğunu tespit ederek "çok ciddi buluyor" ve annenin "suç duyurusunda bulunması tavsiyesinde bulunuyor".
Bu süreçte çocuk okulda da huzursuzluklar yaşamaya başlıyor ve okul değiştiriyor.
Tahincioğlu çocuğun yeni öğretmenlerin de anneye "çizdiği resimler, anlatımları bize normal gelmiyor. Bu çocuğun bir göstermeniz lazım" diyerek endişelerini dile getirdiğini ifade etti.
Bunun üzerine anne de çocuğu bir psikoloğa götürüyor ve buradan da "yazılı olarak çocuğun anlatımlarının vahim olduğu belirtiliyor" ve tekrar suç duyurusunda bulunma tavsiyesi alıyor.
ADLİYE ÇALIŞANI BABAYA ÇOCUĞUNU İSTİSMAR ETTİĞİ İDDİASI İLE SUÇ DUYURUSUAnne, elindeki pedagog ve psikolog raporları, kendi görüşmeleri ve çocuğun çizimleri gibi birçok delille birlikte babasının çocuğunu istismar iddiası ile suç duyurusunda bulunuyor.
Tahincioğlu, Adli Tıp'a sevk edilen süreç ve babanın 'adliye çalışanı' olması nedeniyle yaşanan süreci şöyle dile getirdi:
"Anne bunun üzerine bu raporlarla beraber suç duyurusunda bulunuyor ve ek olarak da birçok delil sunuyor, çocukla kendi yaptığı görüşmeler, çocuğun çizimleri, anlatımları vesaire. bu sırada dosya İstanbul Adli Tıp'a da gidiyor. O Çünkü hani bu rapor isteniyor bu rapor ortada bir rapor ve doğal aslında Adli Tıp'ın ortada bir rapor vermesi. Yani tamam diyor, raporlarla desteklenmelidir vesaire ama ek kanıtlara ihtiyaç vardır diye. fakat bu hani pozitif yönde veya negatif yönde kullanılabilir. Çünkü annenin elinde hem pedagog hem psikolog raporları var. Öğretmenlerin anlatımları var. Kimi tanıklar var. Anne suç duyurusunda bulunuyor ve fakat boşandığı eşi adliye çalışanı ve oradan o nedenle de özel olarak üstüne düşüyor."TÜM RAPORLARA RAĞMEN TAKİPSİZLİKTahincioğlu, tüm rapor ve anlatımlara rağmen istismar iddiası için 'takipsizlik' kararı verildiğini anlattı:
"Çok vahim, çok ağır bir iddia ama adil bir soruşturma yürütülmesini istiyor, etkili bir soruşturma yürütülmesini. Ancak çok kısa sürede takipsizlik kararı çıkıyor"Takipsizlik kararı sonrası çocuğun babayla görüşme hakkı doğuyor.
Tahincioğlu, annenin boşanma aşamasında "benim nezaretimde görüşebilirsiniz diye, çünkü endişeli" şartını koşturduğunu ancak bu şartın kaldırıldığını ve babaya "yalnız görüşme hakkı tanındığını" belirtti.
Bu görüşmelerin ardından çocuk yeniden istismar şüphesini akla getirecek ifadeler kullanmaya başladığını belirten Tahincioğlu, bunun üzerine de annenin suç duyurusunda bulunduğunu belirtti.
İSTİSMAR İDDİASINA İKİNCİ TAKİPSİZLİKTahincioğlu, Alanya Adliyesi hakkındaki son dönemdeki bazı iddiaları da hatırlatıp şunları aktardı:
Şu ana kadar bir müfettiş bile görevlendirilmediği bilgisini paylaşan Tahincioğlu, annenin suç duyurusunun işleme konulduğu bilgisini aldıklarını belirtiyor.
Tahincioğlu, takipsizlik kararları nedeniyle çocuğun babası ile görüştüğünü bu yüzden annenin büyük bir endişe yaşandığını da vurguladı.
TAKİPSİZLİK KARARLARININ NEDEN SKANDAL OLDUĞUNU TEK TEK ANLATTIRemziye Demirkol'un neden iki defa takipsizlik verilen bu olayla ilgili şüphelerin olduğunu sorması üzerine de Tahincioğlu,şunları ifade etti:
Şimdi benzer birkaç davayı Hanım anımsayalım. Sadece çocukların çizimleri, yani uzman eşliğindeki kimi çizimleri, kimi beyanları bir dava açılmasına yeterli göründü.Biz Türkiye'de işte Elmalı Davası vardı. Günlerce bunu konuştuk, çocukların çizimlerini konuştuk. ya da hani biraz daha geriye gidiyorum.Sadece çocuğun vahim anlatımlarını, bu yaşta bir çocuğun bu konularda bilgi sahibi olması mümkün değildir gerekçesiyle dava konusu yapıldığını gördük.Ancak savcılıktan en azından annenin beklediği, nasıl ki bu kadar küçük bir yerde kendi imkanlarıyla pedagog, psikolog bulup çocukla görüşmesini sağlamışsa, sadece evrak üzerinde Adli Tıp'ın yaptığı bir incelemeden öteye gidip savcılığın belki çocukla ilgili özel önlemler alması, belki kendisinin özel uzmanlar eşliğinde tekrar tekrar dinlenmesini sağlanması, çektiği video kayıtlarındaki beyanlarının ayrıca bir kez daha değerlendirilmesi.1. suç duyurusunda bunlar yapılmamış ve çok hızlı biçimde takipsizlik verilmiş.2. suç duyurusunda annenin çok daha somut bir iddiası var, baş başa görüşme sırasında küçük kız döndüğünde vahim iddialarda bulunuyor tekrar.Tabii bunları detaylı anlatmak mümkün değil ama burada polislerin bir tane kamera görüntüsüne dayanarak yani bu iddiaların olması için kapalı bir alan olması gerekir.Polis, "Hayır, bahçede oynamışlardır. Başka bir şey yoktur" diyor. Annenin iddiası da "ben gidip bizzat 2. bir girişi olduğunu, kameraların burayı görmediğini kanıtladım. En azından buna bakılabilir. Buna bile bakılmamış durumda" diyor.Ve bu işlemlerin çok hızlı oldu bittiye getirildiği inancında. Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda da çok somut olarak bu olguları ortaya koyuyor zaten.ama maalesef şu ana kadar herhangi bir işlem yapılmış değil. Anayasa Mahkemesi kararı ve Adalet Bakanlığı bu konuya el atarsa, müfettişlerin hazırlayacağı rapor belirleyici olacaktır.

