Tunç Soyer in avukatları her şeyi tek tek anlattı: Ve söz savunmanın
Halktv kaynağından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com açıklama yapıyor.
İstanbul başta olmak üzere CHP’li belediyelere yönelik operasyonların bir ayağı da İzmir’e uzandı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturma kapsamında, önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya tutuklanarak İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne gönderildi.
Soruşturma; Sayıştay raporları, mülkiye müfettişi incelemeleri ve bilirkişi raporlarına dayanıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, iştiraki İZBETON ve taşeron firmalar eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla başlatılan soruşturmada asıl odak noktası, İzmir’de Tunç Soyer döneminde başlatılan “Halk Konut” kooperatif modeliyle yürütülen kentsel dönüşüm projeleri.
Savcılık, TCK’nın 158/1 maddesi uyarınca “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla Tunç Soyer hakkında dava açtı. Dosyada süreçte usulsüzlükler yapıldığı ve kamu zararına yol açıldığı iddia edildi.
Soyer'in avukatları sürece ilişkin bir rapor hazırladı. Avukatların hazırladığı raporda bilirkişi raporlarının da önemli kısmının işlemleri usul ve yasaya uygun bulduğu, usulsüz görülen işlemlerin ise hileli değil en fazla idari hata sayılabileceği söylendi. Raporda, "Mevcut dosyada hile ve desise ile aldatıldığı iddiasında bulunan tek kişi yoktur. Temin edilen menfaat ile ilgili tek bir belge yoktur. Dolayısıyla suçun unsurları oluşmadığı için suç yoktur. Dava hukuksuzdur" denildi.
"SÜRECİN TEKRAR BAŞLATILMASI GEREKİYOR"Halk Konut’un başlatılmasının nedenin kentsel Dönüşüm süreçlerinin, müteahhitlerin ihalelere girmemesi olduğunu ve bunun ardından yaşanan 30 Ekim İzmir depremi olduğu söylendi.
Müteahhitlerin İZBB’nin açtığı kentsel dönüşüm ihalelerine belediyenin kat karşılığı payını düşürmek için yıllardır girmediğini belediyenin müteahhitlerin baskısından kurtulmak için belediye şirketi İZBETON ihalelere girdiğini ve bu öngörüldüğü gibi müteahhitlerin de ihalelerle tekrar ilgilenmesini sağladığına dikkat çekilen raporda, "Ancak İZBETON kurumsal kapasitesi inşaatları yapmaya yeterli değildi o nedenle kooperatifler ile temlik anlaşmaları (kat karşılığı inşaat) yapılarak süreç canlandırıldı. Daha sonra kooperatiflerin çalıştıkları alt taşeronlarla inşaatlar başlatıldı. Yaklaşık 1 yıldır kentsel dönüşüm durdurulduğu için giderek büyüyen bir kamu zararı vardır. Süreçlerin tekrar başlatılması gerekmektedir. Başlatılmaması önünde aşılamayacak hukuki bir engel yoktur. Çünkü 3 kurumsal yapı da ayaktadır. (Kooperatifler, İZBETON, İZBB) Dolayısıyla süreç devam ettiği takdirde hem binlerce insanın mağduriyeti ortadan kalkacak hem de 59 kişinin tutuklu olduğu dava konusuz kalacaktır" denildi.
Raporda, "Bir deprem şehri olan İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde yaşanan deprem sonrasında birçok bina yıkılmış ve hasar almıştır. Özellikle orta hasarlı binaların yenilenmesi için kamu tarafından verilen bir destek mekanizması olmadığından İzmir Büyükşehir Belediyesi bu konuda çalışma başlatmıştır. Dilber Apartmanı olarak bilinen sembol yapılardan birkaçında uygulanan yöntemin başarılı olması üzerine daha geniş bir çalışma başlatılmış ve kooperatifler eliyle kentsel dönüşüm konusunda kararlar alınmış ve uygulanmıştır. Bu kararların yerindeliği idare hukuku sınırları içinde her zaman tartışılabilir ancak kararların suç konusu sayılıp ceza hukuku alanına taşınması tümüyle hukuka aykırıdır" ifadeleri yer aldı.


