SonTurkHaber.com
close
up
Menu

CHP de deprem! Aydın da ilk istifa geldi

FETÖ borsasından cezaevine giren avukatın İBB soruşturmasında Murat Ongun’un avukatı olduğu iddia edildi

THY den açıklama: Kapsamlı inceleme başlatılmıştır

Mehmet Sevigen den bomba kulis bilgisi: CHP li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu AK Parti ye geçiyor VİDEO İZLE

Gönüllüler Koalisyonundan Ukrayna da diplomatik çözüm vurgusu Dış Haberler

Etimesgut Kaymakamlığı’ndan vatandaşlara KADES uygulaması tanıtımı

Now TV muhabiri Alican Uludağ’ın Özlem Çerçerlioğlu çelişkisi Gündem Haberleri

İsrail de aşırı sağcı bakan, Netanyahu nun Batı Şeria da işgali genişletmek istediğini duyurdu

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Faruk Acar: Partiye bazı katılımlarımız olacak

AKP de helallik yarışı! Çerçioğlu hakkını helal edecek mi?

Cezaevindeki Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’den mektup var... Sözcü Gazetesi

AKP alarm zilleri: Bu işten nasıl döneriz? Sözcü Gazetesi

Kayseri Meteoroloji Katlı Kavşağı, 29 Ekim de trafiğe açılacak Kayseri Haberleri

ABD Başkanı Trump ın talimatının ardından Washington da düzenlenen operasyonlarda 23 kişi gözaltına alındı Dış Haberler

Özel in sözleri sonrası gündem oldu! Çerçioğlu hakkında çok sayıda suç dosyası iddiası

Probiyotik mi, prebiyotik mi, postbiyotik mi? Hangisi ne işe yarar? Sözcü Gazetesi

Trabzonspor da Nwakaeme şoku! Uzun süre sahalardan uzak kalacak

Resmen duyurdu! Kerem Aktürkoğlu, bugün Fenerbahçe ye imza atabilir

Güle güle Zaniolo! Transferi duyurdular

Özel in suçsuz dediği kadın bakın kimmiş! İşte o görüntüler

Tunç Soyer’in açıklaması

Tunç Soyer’in açıklaması

Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.

Tutuklu CHP’liler arasında İzmir’in bir önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de var.

Soyer, yüksek entelektüel düzeyi, sosyal demokrasiye hakimiyetinin yanı sıra belediye başkanlığı sırasında bu ideolojiye uygun projeleri uygulamaya geçirmesiyle tanınıyor.

Soyer’in tutuklanma gerekçesini İzmir’i depreme dirençli bir kent haline getirme amacıyla başlattığı kentsel dönüşüm projesi uygulamasında “hile ve desise ile toplumu aldatarak dolandırıcılık suçunun işlenmesi” iddiası oluşturuyor.

Soyer, tutulduğu İzmir 1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumu’ndan konuyla ilgili bir açıklama gönderdi.

Kamuoyuyla paylaşıyorum:

"KENTSEL DÖNÜŞÜM
‘Bir işi yapmanın bir, yapmamanın bin sebebi vardır’ derler.
İzmir’de ‘Kentsel Dönüşüm’ benim için tam da böyle bir mesele oldu. Kentsel dönüşüm süreçlerini akışına bırakmak ve bu konuda ‘bir şey yapmamak için çok sebebim vardı.’ Bu sebepleri kullansam belki siyaseten eleştirilecek ama ‘şimdi yargılanmayacaktım.’ Hepsini değil ama bir – iki tanesini yazayım.
1) İzBB’nin ‘2010 yılında başlayan’ kentsel dönüşüm alanlarında 2015 yılından beri ihaleye çıkılıyordu. Bunlara katılan olmuyor, İzBB de 3-5 ay sonra tekrar ihale yapıyor, yine kimse katılmayınca bu süreçler sür-git devam ediyordu. 2019’da göreve geldiğimde her alan için birçok ihaleye çıktık, sonuç aynı oldu. Ben de görev süremi pekala sonuç vermeyen bu ihaleleri yapmayı sürdürerek, ‘ihaleye çıktım ama kimse katılmadı’ diyerek tamamlayabilirdim.
2) Konut imalatı ve kentsel dönüşüm işinin ‘daha çok hükümetin – TOKİ’nin işi olduğuna dair toplumsal algıya yaslanarak hükümet yapsın bana ne diyebilirdim.’ (Galiba hala böyle düşünceler var.)
3) Pandemi ve depreme rağmen, görev sürem içinde, ‘Metro’dan tramvaya, tarımdan turizme birçok alanda çok büyük adımlar atmıştık. Kentsel dönüşüme girişmesek, kamuoyu nezdinde görev onayı açısından büyük bir eksiklik hissedilmeyebilirdi.’ Ama benim vicdanımda işini yapmamış olmanın yarası ilelebet kalırdı.
Daha birçok sebep sıralayabilirim ama bir tek sebep bu işe el atmama yetti; DEPREM.
Ben bu satırları yazarken yine deprem oldu, yine ihmaller gün yüzüne çıktı. Bu sebeple önce biraz hafıza tazelemeye ihtiyaç var.
30 Ekim İzmir depremi bildiğimiz gerçeği tokat gibi bir kez daha yüzümüze çarptı; İzmir bir deprem şehri ve maalesef yapı stoğu da çok eski. Aslında göreve başladığım ilk aylarda farkında olduğum bu gerçeklik nedeniyle İzBB bünyesinde Deprem ve Afet Daire Başkanlığı’nı kurdurmuştum. Henüz depremle yüzleşmemiştik ama depremi yaşayınca ‘derhal’ bu Daire Başkanlığı’na ‘200 milyon lira aktarabildik’ ve bu Daire Başkanlığını kurarak ne kadar doğru bir iş yaptığımızı idrak ettik. İlerleyen yıllarda Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığını da bu birime bağlayarak bütüncül bir yaklaşım izledik.
İzmir’e 70 mil uzaklıkta Ege Denizi’nde meydana gelen bir deprem İzmir’de 118 can aldıysa, İzmir merkezli bir depremde çok daha büyük kayıplar yaşanabileceği ihtimali kabusum’ haline geldi. Bu düşünce ve bu kabus, deprem dirençli bir kent yaratma ve kentsel dönüşüm konusunu ‘ilk önceliğim’ haline getirdi, belediyenin tüm diğer projelerinin önüne geçti.
İzmir’i dirençli bir kent haline getirme, can kurtartma ‘kastı’ ve kararlılığı daha sonra Cumhuriyet Savcılığı tarafından ‘hile ve desise’ ile toplumu aldatarak işlenen dolandırıcılık suçunun unsuru olarak kabul eden bir iddianame ile tutuklandım, cezaevine girdim.
Peki bu noktaya nasıl gelindi?
Olayın insani, siyasi, teknik ve hukuki 4 boyutu var.
Hukuki boyutuyla ilgili olarak, avukat arkadaşlarım, duruşma günü, 19 Eylül’de yapılacak savunmayı hazırlıyorlar. Ben burada insani, siyasi ve teknik boyutlarıyla ilgili bazı hususları sizlerle paylaşmak istiyorum. Önce sizi sürecin başlangıcına, 30 Ekim depremi sonrasına götüreceğim.

30 EKİM DEREMİNİN İNSANİ BOYUTU

Depremin ilk anlarından itibaren İzmir Büyükşehir Belediyesi ve özellikle

İtfaiye Daire Başkanlığımız çok başarılı bir sınav verdi. O kara günleri yaşayanlar bilirler, deprem alanında enkazlara ilk müdahaleyi bizim ekiplerimiz yaptı ve hemen ardından ilk akşam yüzlerce çadırın kurulumunu gerçekleştirdik.

Ertesi sabahın ilk saatlerinde, İzmir’in bütün fırınlarından temin ettiğimiz,

gevrek, boyoz ve poğaçaların dağıtımını yaptık. Tüm İzmirliler seferber oldu

ve büyükşehir belediyesinin koordinasyonuyla depremzede vatandaşların acil

ihtiyaçları karşılandı.

Günlerce geliştirerek sürdürdüğümüz lojistik desteklerin ardından asıl büyük

başarımız ‘Bir Kira Bir Yuva’ kampanyamız oldu. Bu kampanya ile asıl sorun

olan barınma sorununa çok büyük bir kaynak yarattık. Çadırlarda kalan

binlerce insanın 5 aylık kira bedelini karşılayacak ve tamamı karşılıksız

bağışlarla oluşan bir finansman ortaya çıkardık.

‘Kastımız’, evleri yıkılan çadırlarda kalan insanları kış ağırlığını hissettirmeden,

başlarını sokacakları bir yuva ile buluşturmaktı. Bunu Türkiye’de eşi benzeri

görülmemiş bir hızla başardık ve depremden henüz bir ay geçmişti ki, 30

Kasım günü son çadırları söktük. Hilton Oteli’nin büyük hissedarıyla anlaşarak,

otelin odalarını ve Uzundere’de inşaatı henüz tamamlanmış belediye

konutlarını Meclis Kararı alarak, tüm konutların mobilyalarını a’dan z’ye tefriş

edip depremzedelerin kullanıma açtık. (Bunları biraz da ‘kasıt’ daha iyi

anlaşılsın diye hatırlatmak istiyorum.)

İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar Dairesi ve ilgili birimler, çok kısa sürede, çok

önemli bir çalışma yaptılar ve depremden etkilenen bölgeler için ‘K’ sınırları

oluşturup %20 imar artışını planladılar, bunu Meclis’ten oybirliğiyle geçirdik.

Fakat %20 imar artışı, orta hasarlı binaların yeniden yapılması için gereken

müteahhitlik hizmetlerini yani binaların yeniden inşasını karşılayacak bir

kazanım yaratmaya yetmiyordu. Müteahhitler daha yüksek hizmet bedeli

talep ediyorlar, mal sahipleri de evlerine yeniden kavuşmak için istenilen o

bedelleri karşılayacak güce sahip olmadıklarından çaresizlik yaşıyorlardı.

Maalesef İZBETON’un veya Belediyeye bağlı herhangi bir şirketin de özel

şahıslara müteahhitlik hizmeti vermesi kanunen mümkün değildi.

İşbu noktada, Türkiye’de örneği görülmemiş bir çözüm ürettik. Belediye

şirketleri, belediye mevzuatının sağladığı bir ayrıcalıkla kooperatiflerden

ihalesiz ürün alabiliyor ve yine istisnai olarak kooperatiflere hizmet

sunabiliyordu.

Bu istisnai düzenlemeden istifade edebilir miydik? Araştırdık, evet

yapabilirdik. Ancak bu süreci başlatabilmenin ön koşulu, dönüşüm yapılacak

binanın istisnasız tüm maliklerinin kat mülkiyetinden feragat etmesi ve

tamamının arsa hissedarına dönüşerek bir yapı kooperatifi kurması

gerekiyordu.

Böylece, İZBETON ve herhangi bir belediye şirketi o binanın yapım işinde

maliyetin %1’i gibi sembolik bir rakamla onlara teknik danışmanlık yaparak

müteahhitlik hizmeti verebilir hale geliyordu. %20’lik imar artışı ile kazanılan

ilave dairelerin geliriyle de çok düşük maliyetlerle yeni evlerine kavuşacak bir

imkan bulmuş oluyorlardı. (Nice bozuk komşuluk ilişkilerinin bu vesileyle

düzeldiğini duydum.)

Bakmayın şimdi böyle yapılamaz denilerek durdurulan ve iddianameye konu

edilen inşaatlara, onlarca apartman bu zorlu süreçleri aşmayı başardı ve adına

‘Halk Konut modeli’ dediğimiz kentsel dönüşümde kooperatifçilik sürecini

böylece başlattık.

Halk Konut Modeli’ni aynı zamanda kentsel dönüşümde

çevreci bir proje olarak da tasarladık. Halk Konut binaları yeşil çatı, güneş

enerjisi kullanımı, sünger bina şeklinde projelendirildi.

Şimdi yargılandığımız kooperatif modelinin ilk örneği olan Halk Konut

uluslararası alanda da takdir gördü. 2022 yılında Dünya Bankası’ndan Halk

Konut modeli için 344 milyon dolarlık, 5 yıl ödemesiz, 25 yıl vadeli, 0.69 faizli

bir kredi bulduk. Hazine garantili olan bu kredi hazine onayı olmadığı için

kullanılamadı. Sonrasında Bakanlık benzer bir krediyi kendi alarak İzmir’in de

dahil olduğu 5 pilot şehre paylaştırdı.

Yine aynı şekilde 2023- 2024 yılları arasında Fransız Kalkınma Ajansı (AFD)

“Halk Konut” modeline yeşil kentsel dönüşüm projesi kapsamında bu sefer

hazine garantisi olmadan yani hükümet onayı gerekmeden kullanabileceğimiz

bir kredi vermeyi kabul etti. Konunun takibi görev sürem bittiği için tarafımdan

yapılamadı.

Sonuç olarak iktidar bu başarılı uygulamaları ve bu uygulamaların

yurtdışında gördüğü ilgi ve desteği adeta durdurmak istercesine

belediyelerin kentsel dönüşüm projelerinde uluslararası finansman

kullanamayacağını 2025 yılı yatırım programında tekrar ortaya koydu.

Dirençli bir İzmir için;

• ODTÜ öncülüğünde 10 üniversitenin katılımıyla karada ve denizde

deprem risklerini tespit ederek, Türkiye’nin en kapsamlı

mikrobölgemele ve depremsellik çalışmasını başlattık. İzmir’de 100

kilometre yarıçapında belirlenen alan üzerinde 200m’ye 200 m karelajlar

halinde yapılan sondajlarla tüm diri fayların haritalandırıldığı bu çalışma

ile tarihinde ilk defa İzmir’in fay haritası güncellendi.

Deprem sonrasında yapılacak çalışmaları belirlemek ve takibi için

yaptığımız ortak akıl buluşmalarında Prof. Dr. Naci Görür ve pek çok

bilim insanı Türkiye’deki tüm kentlerin İzmir’i örnek alması gerektiğini

ifade etti.

• Eş zamanlı olarak İnşaat Mühendisleri Odası ile Yapı Stoğu envanteri

çalışmaları başlattık. Bu çalışmalar kapsamında 100 bin üzeri binanın

deprem karnesini çıkarttık. Ayrıca 30 ilçede talebe dayalı yapı ön

inceleme çalışması başlattık gelen talepler doğrultusunda binaların

kontrolünü sağladık.

• Tüm bu çalışmaları belediye bünyesinde yapabilmek için kalıcı bir çözüm

olarak Egeşehir Laboratuvarını kurduk. Egeşehir beton, kaya ve zemin

incelemelerinde ihtiyaç duyulan 50 ayrı deney ve test yapılabilen bir

kurum haline geldi.

Ne olduğunu iyi niyetle anlamak isteyenler ve başarılı örnekler var mı diye

soranlar için bir örneği paylaşmak istiyorum. İnşası tamamlanan ilk kooperatif

örneklerinden biri olan Dilber Apartmanı sakinleri görev sürem bittikten

sonra, beni ve ailemi yeni taşındıkları evlerine davet ettiler. Tek tek her birinin

evine misafir olduk. En büyük sürpriz ise bina önünde toplu fotoğraf çekimi

sırasında ortaya çıktı. Apartmanın adını değiştirmişler, Soyer Apartmanı

yapmışlar. Gözyaşları içinde yaşadığım gururu asla unutmayacağım.

Buraya kadar anlattıklarım hem sürecin nasıl başladığını hatırlatmak hem de

şikayetçi ve mağdurlara “kasıt” ile ilgili fikir vermek içindi.

SİYASİ BOYUT

30 Ekim 2020 depreminden 18 gün sonra, kangren olmuş bu hayati konu ile

ilgili tarihi bir adım attık ve oybirliğiyle bir Meclis kararı aldık. Kentsel

dönüşüm alanlarında bundan sonra 6306 Sayılı Kanun’un 8. Maddesi uyarınca

işlerin yürütülmesine karar verildi. Bu Meclis Kararı ile İzmir Büyükşehir

Belediyesi ve İZBETON arasında yapılan Protokol ve Özel Teknik Şartname

oybirliğiyle kabul edildi.

Protokol, İZBETON’a kat karşılığı inşaat anlaşması (temlik) yapma hakkı

veriyordu. İZBETON’un inşaatları tek başına kendi yapma kapasitesi olmadığı

için, inşaatlar İZBETON ile kooperatifler arasında yapılan sözleşmeler ile

sürdürüldü.

Bu model ile bir tek müteahhit ile yapılan anlaşmada örneğin 500 birim

müteahhidin, 500 birim hak sahiplerinin olacakken, 500 ortaklı bir kooperatif

ile yapılan sözleşme kapsamında 500 kişi bir yandan kendisine bir yandan da

hak sahiplerine ev yapıyor.

1000 kişinin istikbali 1 müteahhidin keyfiyetine değil 500 kişinin kendi içinden

seçeceği denetlenebilir, hesap sorulabilir bir yönetime bırakılıyor.

Kooperatiflerle yapılan sözleşmeler dışında, İZBETON’u diğer kentsel

dönüşüm ihalelerine sokmaya başladığımız için ihalelere girmekte nazlanan

müteahhitler, ihalelere girmeye başladılar.

Nitekim, Ege Mahallesi Kentsel Dönüşüm projesi İZBETON değil bir başka

müteahhit tarafından alındı. 674 bağımsız birimi kapsayan bu proje, İzmir’in

en yoksul sosyal gruplarından roman vatandaşların güvenli ve konforlu

evlerine kavuşmasını sağlayacak.

Esasen ihaleleri sürdürüyor olmamız bile, “kastımızın” yurttaşları evlerine

kavuşturmak ve kentsel dönüşümü bir an önce tamamlamak olduğunu ortaya

koymuyor mu?

Kentsel dönüşüm yapma kararlılığımızla ve dirençli bir kent yaratma

maksadıyla;

- Geçmiş dönemde ihalesi yapılmış Örnekköy 1. Etap İnşaatı başlanıp

bitirildi, Ağustos 2020’de 143 bağımsız birimin anahtar teslimi yapıldı.

- Örnekköy 2. Etap’ta ihaleye çıkıldı, ihaleye teklif gelmesi üzerine

inşaatlar tamamlandı, Kasım 2023’te 190 bağımsız birimin anahtar

teslimi yapıldı.

- Uzundere’de 2. Etap göreve geldiğimde kaba inşaatının yarısı

tamamlanmış değildi, inşaatları tamamladık, Kasım 2020’de 476

bağımsız birimin anahtar teslimini hak sahiplerine yaptık.

Bizden önceki 7 yılda 341 bağımsız birimin anahtar teslimi gerçekleştirildiği göz

önüne alındığında kentsel dönüşüme önemli bir ivme kazandırdığımız açıkça

görülecektir.

Bu ivmenin başka bir göstergesi, kentsel dönüşümde kooperatifçilik

modeliyle kent bütününde yeni bir yol açtık ve 5.560 bağımsız birimin

yapılması için yeni bir imkan yarattık.

Bu noktaya elbette İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin tüm Türkiye’ye örnek,

liyakatli, cesur ve başarmak iradesi taşıyan kadroları ile gelindi.

Ve hiç kuşkusuz bugün benimle birlikte hapis yatan İzmir Büyükşehir Belediyesi

Genel Sekreteri Barış Karcı, İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya,

yardımcıları Hüseyin Şimşek, Alphan Bozan ve yönetim kurulu üyeleri Gürhan

Özata, Levent İşler, Sertaç Dölek ve Sevcan Tınaztepe ayrıca bir teşekkürü hak

ediyorlar. Her biriyle gurur duyuyorum. Aynı cezaevinde bulunduğum CHP İl

Başkanımız Şenol Aslanoğlu’nun ve Cihangir Lübiç’in masumiyetlerine

inanıyorum.

Her birinin en yakın zamanda özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum.

Peki hukuksal temelleri sağlam, alınan Meclis kararlarıyla meşruiyeti

tescillenmiş kooperatifçilik modeli neden durduruldu ve dolandırıcılık

suçlamasına nasıl dönüştü?

Bu sorunun teknik yanıtlarını son bölüme bırakacağım ama burada sadece iki

hususa değineceğim.

4-TÜİK inşaat maliyet endeksi verilerine göre 2024 yılında 2020 yılına göre

inşaat maliyetleri %681 oranında, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği

Bakanlığı’nın her yıl tebliğ olarak yayınladığı yapı yaklaşık birim

maliyetleri ise %1047 oranında artmıştır.

• Maaliyetlerdeki büyük artışa ek olarak, bazı kooperatiflerin iç işleyişi ile

ilgili bazı sorunlar gecikmelere ve aksamalara sebep oldu.

Ayrıca 2023 yılında Örnekköy’de kooperatif eliyle yapılan bir binanın

inşaatında İzmir Büyükşehir Belediyesi kontrolörleri tarafından inşaat

alanında yapılan tespitte 300 m2 bir tabliye betonunda hatalı imalat

tespit edildi. Verdiğim talimatla yapılan yıkım nedeniyle bu inşaat

özelinde bir gecikme yaşandı.

Bu hususlar dışında, inşaatların gecikmesine sebep olan hukuki veya teknik

hiçbir sebep yoktur. O nedenle, Temmuz 2024’te İZBETON’un kooperatiflere

gönderdiği tek taraflı fesih yazısı ile inşaatların durdurulması büyük

mağduriyetler ortaya çıkardı.

18 Kasım 2020’de alınan Meclis Kararı ile başlatılan Kentsel Dönüşüm

süreçlerinin, bu süreçler boyunca İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON

tarafından yapılan iş ve işlemlerin hiçbir hukuki eksikliğinin bulunmadığını,

yapılan tüm işlemlerin mevcut yasalar ve Meclis kararları ile meşru ve hukuki

olduğunu ve bunlara bağlı olarak haklılığımızı 19 Eylül’de yapılacak duruşmada

ortaya koyacağız. Burada sürecin siyasi boyutunu anlatmak için günlüğün

başına döneceğim.

TUİK’in yayınladığı “Yapı Kullanma İzin Belgesi İstatistikleri”ne göre, 2002

yılında kooperatifler tarafından imal edilip yapı kullanma izin belgesi almış

binaların sayısı toplamın %31,97’si iken bu oran 2024 yılında %1,15’e düşmüş.

Özel sektör ise 2002’de %66,71’iken 2024 yılında %93,10’a çıkmış.

AKP hükümeti, inşaat sektöründe kooperatifçiliği bitirmiş ve özel sektörün çok

büyük bir ağırlık kazanmasına sebep olmuştur.

• Adına ister Gayrimenkul Sertifikası densin ister başka bir isim bulunsun

amaç vatandaşı konut sahibi yapmak değil sektördeki müteahhitler için

finansman yaratmaktır.

• Bizim Modelimiz “rantsal değil kentsel dönüşümdür.” Bizim

modelimizde müteahhit karı yoktur ve kooperatif üyeleri kendi

inşaatlarının inşaat maliyetlerini mümkün olan en düşük seviyeye

düşürme imkanına sahiptir. Kooperatif yönetimi, üyeler arasından

seçildiği için ve hesap verilebilirlik açısından bir müteahhide göre çok

daha güçlü bir biçimde denetleme imkanı sunduğu için “Rantı” ortadan

kaldırır.

• Modelimizde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin de İZBETON’un da

kasasından bir para çıkmamakta, aksine İZBETON, hak sahibi olarak

kooperatiflerden yap-işlet-devret modeli nedeniyle düşük bir miktar da

olsa kazanç elde etmektedir.

• Sonuç olarak; Modelimiz halktan yanadır ve müteahhit karını, rantı

ortadan kaldırır. Gayrimenkul Sertifikasındaki reklamda söylendiği gibi,

gerçek anlamıyla vatandaşın “küçük paylarla büyük yatırım”

yapmasının önünü açar.

Bu projenin durdurulmasının kimi memnun etmiş olabileceğinin cevabını ve

bugün gelinen ortamda yaratmış olduğu olumsuz sonuçların

değerlendirilmesini sizlere bırakıyorum.

Kooperatifler, halkın kendi kaderini ekonomik anlamda tayin edebileceği en

güçlü dayanışma modellerinden biridir. Görev sürem boyunca ekonomik

demokrasiyi güçlendirmek için üreticiyi ve tüketiciyi karar alma süreçlerine

dahil eden kooperatifçiliği destekledim.

Refahın adil paylaşılması için;

ulaşımda İZTAŞIT’tan tarımda kooperatiflere verilen desteğe,

kadınların kooperatiflere katılımının desteklenmesinden

sokak toplayıcılarının kooperatifleşerek güçlenmesine kadar

birçok alanda sosyal demokrat belediyeciliğin gereği olarak bu modelin

yanında yer aldım, savundum ve destekledim.”

Daha fazla bilgi ve son haberler için SonTurkHaber.com'ı takip edin.
seeGörüntülenme:98
embedKaynak:https://halktv.com.tr
archiveBu haber kaynaktan arşivlenmiştir 15 Ağustos 2025 05:13 kaynağından arşivlendi
0 Yorum
Giriş yapın, yorum yapmak için...
Yayına ilk cevap veren siz olun...
topEn çok okunanlar
Şu anda en çok tartışılan olaylar

CHP de deprem! Aydın da ilk istifa geldi

13 Ağustos 2025 15:08see268

FETÖ borsasından cezaevine giren avukatın İBB soruşturmasında Murat Ongun’un avukatı olduğu iddia edildi

14 Ağustos 2025 00:05see174

THY den açıklama: Kapsamlı inceleme başlatılmıştır

13 Ağustos 2025 15:44see160

Mehmet Sevigen den bomba kulis bilgisi: CHP li Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu AK Parti ye geçiyor VİDEO İZLE

13 Ağustos 2025 09:55see115

Gönüllüler Koalisyonundan Ukrayna da diplomatik çözüm vurgusu Dış Haberler

14 Ağustos 2025 02:49see114

Etimesgut Kaymakamlığı’ndan vatandaşlara KADES uygulaması tanıtımı

14 Ağustos 2025 15:42see114

Now TV muhabiri Alican Uludağ’ın Özlem Çerçerlioğlu çelişkisi Gündem Haberleri

14 Ağustos 2025 12:41see113

İsrail de aşırı sağcı bakan, Netanyahu nun Batı Şeria da işgali genişletmek istediğini duyurdu

14 Ağustos 2025 16:01see113

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Faruk Acar: Partiye bazı katılımlarımız olacak

13 Ağustos 2025 14:57see113

AKP de helallik yarışı! Çerçioğlu hakkını helal edecek mi?

13 Ağustos 2025 16:58see113

Cezaevindeki Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’den mektup var... Sözcü Gazetesi

15 Ağustos 2025 05:02see112

AKP alarm zilleri: Bu işten nasıl döneriz? Sözcü Gazetesi

13 Ağustos 2025 08:46see112

Kayseri Meteoroloji Katlı Kavşağı, 29 Ekim de trafiğe açılacak Kayseri Haberleri

13 Ağustos 2025 14:52see111

ABD Başkanı Trump ın talimatının ardından Washington da düzenlenen operasyonlarda 23 kişi gözaltına alındı Dış Haberler

13 Ağustos 2025 07:38see111

Özel in sözleri sonrası gündem oldu! Çerçioğlu hakkında çok sayıda suç dosyası iddiası

14 Ağustos 2025 08:33see111

Probiyotik mi, prebiyotik mi, postbiyotik mi? Hangisi ne işe yarar? Sözcü Gazetesi

14 Ağustos 2025 05:48see111

Trabzonspor da Nwakaeme şoku! Uzun süre sahalardan uzak kalacak

13 Ağustos 2025 22:47see110

Resmen duyurdu! Kerem Aktürkoğlu, bugün Fenerbahçe ye imza atabilir

14 Ağustos 2025 05:24see110

Güle güle Zaniolo! Transferi duyurdular

13 Ağustos 2025 15:03see109

Özel in suçsuz dediği kadın bakın kimmiş! İşte o görüntüler

14 Ağustos 2025 15:53see109
newsSon haberler
Günün en taze ve güncel olayları