Türk İş 3 üncü Bölge Başkanı: Bu yıl grevlerle geçti, mücadele devam ediyor Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Türk-İş İzmir 3’üncü Bölge Başkanlığı'nda gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Türk-İş 3'üncü Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak, işçi sınıfının karşılaştığı sorunları ve sendikal mücadelenin yıllık raporunu aktardı. Çakmak, kamu çerçeve sözleşmeleri, uzun süren grev süreçleri ve ekonomik zorluklara dikkat çekerken, özellikle Temel Conta, Dikel Tekstil ve TPI Composite gibi işyerlerindeki direnişleri ayrıntılı olarak kamuoyuna sundu.
Çakmak, “Dört yıldır görevimizin başındayız. Bu yıl çok yoğun bir dönem geçirdik. 22 basın açıklaması, 26 kamu kurumu ile toplantı, sayısız birebir görüşme ve üç büyük grev gerçekleştirdik. Sadece gündemi takip etmek bile zordu” diyerek süreci özetledi.
Basın toplantısında, Türk-İş’e bağlı sendikaların yürüttüğü grev ve direnişlere dair ayrıntıları aktaran Çakmak, Pamukkale Üniversitesi’nde 22 gün süren grevin başarıyla sonuçlandığını belirtti. Çakmak, “Pamukkale Üniversitesi’nde 22 gün süren bir grev yaptık. Başarıyla sonuçlandırdık. Gerçekten orada üniversitede büyük rantın kapısını kırarak göreve çıktık. O da, otoparkta çalışan arkadaşlarımız, getir-götür işleri yapan arkadaşlarımız hiç yok sayılıyorlardı.
Denizli'deki ikili ilişkilerimizi geliştirerek, oradaki temsilcilerimizle birlikte toplantılar gerçekleştirdik. 'Yerelde neler yapabiliriz, örgütlenmede neler yapabiliriz?' diyerek, il başkanlığı nezdinde yaptığımız toplantı sonucunda orayı hareketlendirdik. Tekstil sektörünü hareketlendirdik, üniversiteyi hareketlendirdik. Pamukkale Üniversitesi'nde ilk kez greve çıktık ve 22 gün sonra istediğimiz sonuçlara imza atarak başarıyla tamamladık, değerli arkadaşlar. Ardından, Tekgıda-İş Sendikamızın 40 yıldır örgütlü olduğu bir yerde, mevsimlik işçilerimizin ciddi sıkıntıları vardı.
Bir ay çalışsan da, iki ay çalışsan da, üç ay çalışsan da, bu insanları adeta köle düzeninde gören tütün grubu, yani üçlü koçbaşları dediğimiz yerde 45 gün grev yaptık. Burada da güzel sonuçlar aldık. Gerçekten de bu süreci ilgili şekilde takip ettiğiniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Bir boya fabrikasında 44 gün grev yaptık. Orada da güzel bir sonuç aldık. Kazanımlarımız iyi oldu. O grevin arkasını da doldurmuş olduk” diye konuştu.
"BEDELİNİ AĞIR ÖDETTİRECEĞİM"Temel Conta’daki grevin 274 gündür devam ettiğini ifade eden Çakmak, “Temel Conta’da 274 gündür grevdeyiz. Daha masaya bile oturmadı işveren. Greve çıktık ama pazarlık bile yapmadık. Ne Yüksek Hakem Kurulu’nu tanıyor, ne masaya oturuyor. Diğer tarafta, Türk Metal’in örgütlü olduğu bölümde süreci Yüksek Hakem Kurulu’na gönderdik. Orada mobbing uygulandı, işten çıkarmalar oldu, baş temsilcimiz işten atıldı. Orada basın açıklamaları yaptık. Fakat istifa edenler olduğu için, içeride grev için gerekli çoğunluk sağlanamadığından dolayı süreci Yüksek Hakem’e gönderdik.
Yüksek Hakem Kurulu’ndan gelen kararı bile tanımıyor, kanunsuz bir adam. Şimdi de benim hakkımda dava açmış. Bugün öğleden sonra gidip ifade vereceğim. Markaya zarar verdiğim, basın açıklamalarında, televizyonlarda yüksek sesle konuştuğum ve her yerde bunu anlattığım için dava açılmış. Hiç önemli değil. Ben bu davalara alışığım. Bunun da üstesinden geleceğimize inanıyoruz. Kendisi kanun tanımıyor, sendika kanununu tanımıyor, toplu sözleşmeyi tanımıyor. Emekçiye verdiği değeri hiçbir şekilde kabul etmiyor. Onları köle düzeninde görüyor. Bize de dava açıyor. Bunun bedelini de kendisine ağır ödettireceğim” dedi.
İzmir Serbest Bölge'deki Alman menşeli Dikel Tekstil’de yaşanan örgütlenme sürecini de anlatan Çakmak, “İşçileri iki saat içinde üye yaptık, hemen yetki için başvurduk. Ancak işten çıkarmalar başladı. Şu anda 232 gündür orada direnişimiz sürüyor” şeklinde konuştu.
TPI Composite adlı Amerikan menşeli firmada ise 119 gündür grev sürdüğünü belirten Çakmak, grevin ekonomik sorunlara dönüştüğünü, şirketin çekildiğini ve mal sahibi tarafından işletmeye haciz konduğunu açıkladı. Çakmak, “2 bin 300 işçinin mağdur olmaması için şirketin devam etmesi adına yoğun çaba harcıyoruz. Sürekli yetkililerle görüşüyoruz. Ay sonunda çözüm bekliyoruz” dedi.
"KAZANAN YİNE EMEKÇİ OLDU"İZENERJİ ve İZELMAN’daki sözleşme süreçlerine de değinen Çakmak, DİSK, Hak-İş ve Türk-İş arasında yaşanan gerginliğin işçilerin moralini bozduğunu dile getirdi. Çakmak, "İzmir’deki toplu sözleşmelerde DİSK, Hak-İş, Türk-İş kendi içlerinde yapmış oldukları toplu sözleşmeleri, herkesin birbirine yakın olmasından dolayı bir dayatma söz konusu oldu. Bu dayatma özellikle DİSK’te daha fazla hissedildi. DİSK sahaya indi, sahada farklı şeyler yaşandı. Söylemler çok kötüydü. Her iki tarafın da söylemi kötü oldu. Bu durum işçinin ücretinin Türkiye genelinde konuşulur hale gelmesine neden oldu.
Bu da bizi çok üzdü. Ücretlerimizi sahada konuştular. Buna karşı da dirençle, direnişle cevap verdik ve kazanan yine emekçi oldu. Kazanan yine emek tarafı oldu. Çünkü bir tarafta on bir günlük bir grev, diğer tarafta 368 kişi işten atıldı, sonra tekrar işlerine iade edildiler. Bugün yine 127 arkadaşımız ne kapsamda çıkarıldı daha net değil, öğrenmeye çalışıyoruz. Bu durum İZENERJİ ve İZELMAN’da yaşandı. Ama gel gelelim ki henüz bir sonucu yok. Ne zaman açıklanacak onu da bekliyoruz. Bu süreç işçi sınıfının ve bizim moralimizi tamamen bozdu” dedi.
Çakmak, konuşmasının sonunda hayat pahalılığına ve yetersiz ücret politikalarına yönelik de eleştiriler yöneltti. “22 bin lira maaşla bir aile geçinemez. Ben de 4 kişilik bir aileyim, 2 bin 900 lira internet ve telefon faturası ödüyorum. Kira 20 bin lira. Bu nasıl geçim?” şeklinde konuştu.
Üniversite öğrencilerinin barınma sorunlarına da değinen Çakmak, özel yurt fiyatlarının 25 bin liradan başladığını, emekçi ailelerin çocuklarının eğitim alma şansının giderek azaldığını söyledi.
İŞÇİYE GÜVENCE SAĞLANMALIÇakmak, "Bugün bu ülkede 9 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor. Bir tık üstüyle birlikte bu sayı 13 milyona çıkıyor. Toplam çalışan 17 milyon. İşçi, çiftçi kazanamazsa, bu ülke kalkınamaz. Artık çalışma hayatına yönelik köklü yasal reformlar gerekiyor. Sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalı, işçiye güvence sağlanmalı" ifadesini kullandı.


