Türkiye 50 yıllık kamburundan kurtuluyor! Gözler PKK nın silah bırakacağı günde...
Haber7 sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
GİRİŞ 09.07.2025 17:45 GÜNCELLEME 09.07.2025 17:45
İlk Yorum Yapan Sen Ol
Facebook'ta Paylaş X'te PaylaşHaber7-ÖZEL
İmralı’da tutuklu bulunan PKK elebaşı Abdullah Öcalan 11 Temmuz Cuma günü beklenen silah bırakma süreci öncesinde video mesaj yayınladı.
27 Şubat günü yapılan çağrı sonrasında Mart ayına fesih kongresi düzenlenmiş ve sürece ilişkin yeni atılacak adımlara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Öcalan, "Silahın değil, siyasetin ve toplumsal barışın gücüne inanıyorum. Ve sizi de bu ilkeyi hayata geçirmeye çağırıyorum" dedi.
1999 yılında Türkiye’ye getirilen ve İmralı adasında tutuklu bulunan Öcalan yayınladığı mesajda,"27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısını savunmaya devam etmekteyim. “PKK, bir zamanlar dayandığı ayrı bir devlet kurma hedefinden ve ulusal kurtuluş savaşı stratejisinden vazgeçmiştir. Mekanizmalar kurulsun, silahları bırakın" dedi.

İlk etapta 20-30 kişilik bir PKK’lı grubun silah bırakması beklenirken sürecin MİT tarafından yakından takip edileceği biliniyor.
PKK’ya yönelik ikinci silah bırakma çağrısı ve örgütün beklenen silah teslimine ilişkin Haber7’ye özel değerlendirmelerde bulunan Akademisyen Hüseyin Şeyhanlıoğlu, STK Genel Başkanı Rasim Aslan, Gazeteciler Nihat Nasır, Ahmet Ay ve Faruk Önalan, Diyarbakır Annesi Ayşe Biçer, Eski Milletvekili ve şehit annesi Oya Eronat ve Ömer Vehbi Hatipoğlu kritik değerlendirmelerde bulundu.
Ömer Vehbi Hatipoğlu, sürecin aksamadan, şova dönüştürülmeden tamamlanması gerektiğini ifade ederek, "Terör örgütünün kendisini feshettiği ilan etmesi sevindirici bir haberdir. Ancak ben temkinli bir iyimserlik içinde karşılıyorum. Umarım terörsüz Türkiye sürecinde önemli bir adım olur. Bunun şova dönüştürülmeden, silah bırakarak, koşul taşımadan gerçekleştirilmesini ümit ediyorum.
Devletin attığı adımlarla bitmek üzere olan, CIA ve MOSSAD’ın kontrolünde girmiş PKK'nın silahsızlandırılması başarılı bir adım olur" dedi.
Öcalan'ın video mesajda "meclisin çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır" sözlerine ilişkin konuşan Hatioğlu, "DEM Parti kendi içinde bir koalisyondur. Türk solunun değişik unsurları vardır. Kandilden yönetilen PKK’lı elemanları da içinde yer aldığı bir koalisyondur. Dolayısıyla Abdullah Öcalan'ın açıklamalarının parti içindeki diğer Türk solu bünyesindeki grubu ne kadar etkileyeceğini ilerde göreceğiz. Muhtemeldir ki DEM'in içindeki Türk soluna mensup guruplar kendi yollarını kendileri çizmeye kalkışabilirler." ifadelerini kullandı.

24. Dönem Diyarbakır Milletvekili ve şehit annesi Oya Eronat, geçmişte atılan çözüm süreci adımları ile günümüzdeki çözüm sürecinin birbirinden farklı olduğunu belirten Eronat, "Daha öncede çözüm süreci yaşadık önceki süreç ile aynı değil. Şu anda devletimiz İHA’larla, SiHA’larla bölgede, FETÖ’nün son bulması ve yakalanmasıyla farklı bir sürece girdik. Biz artık saldırı bekleyen savunması olan durumdan çıkıp, Irak’ın Suriye’nin kuzeyinde operasyon yapan ülke haline geldik.
Terörden en çok canı yanan insanlar bu iş bitsin demişti. Şehit yakınlarının canı o kadar yandı ki yüreklerinde nefret ve intikam sığdıramıyor. Allah düşmanımın başına vermesin. Biz istiyoruz ki artık kimsenin canı yanmasın. Gençlerin gönlünü kazanarak doğu batı arasındaki bakış açısının değişmesi lazım." dedi.
Sürecin kardeşlik çerçevesinde ilerlemesi gerektiğinin altını çizen Eronat, "Huzur ortamını, barış ortamını herkes ister. Çocuklarımız askere, üniversiteye gidiyor. Neden batıdaki aile çocuğunu doğuya okumaya gönderirken aklına terör gelsin. Hiçbir zaman bütünlük bozulamaz ama kardeşlik çerçevesi içinde olması gerekir. Sürecin sonuna kadar arkasındayız. Bu kez daha çok ümitliyiz, kesin bir şekilde başarıya ulaşacağına inanıyorum." dedi.

Diyarbakır annesi Ayşegül Biçer ise, annelerin gözyaşlarının son bulması, kaçırılan 384 çocuğun aileleriyle kavuşmasını ümit ettiklerini belirterek süreci desteklediğini ifade etti.
Anne Biçer, "Adımın atılması ve şuan için sonucun güzel göründüğünü düşünüyorum, bu süreç hepimiz için umut taşıyor. Diyarbakır annelerinin yapmış olduğu mücadele bunu vurguluyordu. Mücadelemiz bunun içindi ve 7 yıl içinde 62 evladımıza kavuştuk. Temennimiz oydu ki 384 annenin çocuğuyla kavuşması ve Türkiye’de habersiz olduğumuz binlerce annenin çocuklarına kavuşmasını istiyoruz.
Artık şehit annelerinin gözlerinden yaş akmasın. Bu barışın bir an önce olması gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanı ve Devlet Bahçeli’nin attığı her adım yanındayız." dedi.

Siyasi Bilimler ve Uluslararası İlişkiler Uzmanı Hüseyin Şeyhanlıoğlu ise terör örgütünün saf belirleme aşamasında olduğunu, ABD mi, İsrail mi yoksa Türkiye’nin mi yanında yer almaları gerektiği konusunda tarihi bir süreçten geçtiklerini belirterek, “Bu tarihi bir çağrı. Hem Türkiye’nin hem de Suriye’nin hatta bütün Ortadoğu’nun geleceğini kökünden etkileyecek önemli bir adım. 50 yıldır Batı tarafından mankurt olarak kullanılan bir terör yapılanması saf belirleme aşamasına yani “İsrail'in mi, Amerika'nın mı yoksa Türkiye'nin bölge halkının yanında mı olacak?” Şeklinde soruya cevap verilmesi gerekiyor.” dedi.
Silah bırakmak istemeyen grupların kiminle hareket ettiği konusunda hedef haline gelebileceklerini belirten Şeyhanlıoğlu,“Burada gerek Öcalan gerek silah bırakmayı kabul eden yetkililer olsun ya da bu sürece destek veren Barzani gibi bölgede aktörler olsun bölgenin kadim ve tarihi tabiatına uygun olarak, bölge ülkeleriyle hareket etmeyi kabul ettiler.
Bu çok anlamlı bir süreç, çünkü hem Bağdat hem Şam hem Türkiye aynı safta birleşmiş oluyor. Böylece eğer PKK'da silah bırakmayı kabul etmeyen bir grup olursa, o silah bırakmayı kabul etmeyen grubun yasallığı tartışılır, kiminle hareket ettiği konusunda silahlı hedef haline gelir. Bunu Türkiye’de söylüyor, ‘ya silah bırakılır ya da silahlarla birlikte gömülürsünüz’ diyor.” dedi.
"ABD 50 YILDIR PKK'YI DESTEKLEYİP ŞIMARTTI"50 yıl boyunca ABD ve İsrail tarafından desteklenen PKK’ya karşı bu süreçte Türkiye’nin temkinli yaklaşması gerektiğini belirten Şeyhanlıoğlu, “Bu süreçte Trump hükümeti başlı başına Türkiye’ye bireysel destek veriyor gibi görünüyor. Ancak her halükarda PKK’nın silah bırakması sürecinde ABD ve İsrail’e güvenmiyorum. Batı 50 yıldır destekledi ve şımarttı. Bir zamanlar İran’a vermiş oldukları destek gibi Irak ve Afganistan işgalinde, şimdi ise İsrail’in Lübnan ve Suriye’de Türkiye’nin doğrudan çıkarlarına karşı olan taarruzlarına yönelik Türkiye’nin ağzına parmak çalmak gibi bir süreci kabul edemeyiz. Çok temkinli olacağız.” vurguladı.
Gazeteci Ahmet Ay, Türkiye'nin 11 Temmuz Cuma günü örgütün silah bırakmasıyla yeni bir Türkiye'ye yelken açacağını belirterek, "40 yıla aşkın bir çatışmanın sona ermesi büyük bir mutluluk. Türkiye’nin bölünmezliği açısından çok önemli. Hem de bölgede istikrarlı bir Türkiye’nin kamburdan kurutmasıyla bölge ülkelerindeki mazlum ve mağdura desteği artacaktır.
Öcalan ile yapılan görüşme PKK’nın silah bırakmasına ilişkin video mesajıyla pekişti. Sürecin sona yaklaştığını düşünüyorum. Türkiye önümüzdeki Cuma gününden itibaren yeni bir Türkiye’ye yelken açacak. Türkiye artık Kürt -Türk kardeşliği ile bölgesinde huzur ve istikrarı sağlayan bir ülke olması açısından son derece önemlidir." dedi.
"TÜRKİYE KENDİ BÖLGESİNİN AĞABEYİ OLMAK ZORUNDA"Türkiye'nin çözüm sürecinde yürüttüğü stratejiye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ay, "Dost bildiğimiz komşu ülkeler tarafından çok manipüle edildik. Suriye İran ve batılı ülkelerin lojistik istihbarı ve silah anlamında süreci bu günlere kadar taşıdı.
Öcalan’ın açıklamasın önemeli noktası, yeni bir dünya düzenine doğru gidiliyor. Yeni düzen kuruluyor ve çok kutuplu dünyaya doğru gidiyoruz. Türkiye kendi bölgesinin yıldızı ağabeyi olmak zorunda, misyon itibari, devlet geneli ile jeopolitik konumu bunu gerektiriyor. Ülkemizin iç kamuoyunda içeride sulh ve selametle yönetilmesi gerekiyor. Öcalan’ın attığı adım, Devlet Bahçeli ve Cumhurbaşkanı öncülüğündeki süreçten minnettarız" dedi.
Yeni süreç ile PKK'nın bölgede hayatta kalamayacağına işaret eden Ay, "27 Şubatın sonucu oldu bugün PKK’nın bu bölgede hayat bulmasının anlamı kalmadı. Diğer terör örgütlerini de kulakta küpe misali açıklama oldu. Türkiyecin yen süreçte bu Cuma günü resmi silah bırakmasıyla Türkiye’nin hakkaniyeti adaleti ile yeni süreci başlanacağına inancım tamdır." ifadelerini kullandı.

KADİM Aşiretler Derneği Başkanı Rasim Aslan, Öcalan'ın yaptığı çağrının halkta karşılık bulduğunu ve son çağrının ilk çağrıdan daha da önemli olduğunu vurguladı.
Aslan, "Halk artık PKK’dan silahın bir an önce bırakılmasını bekliyor. Halk beklenti içinde ama bizim gördüğümüz kadarıyla Öcalan’ın yaptığı çağrı halkta karşılığını buluyor. PKK’da ne kadar buluyor belirsiz. Halk memnun, ümit ederim ki bu çağrılar yerini bulur. Bunun artık bir an önce bitmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu beklenti içindeyiz. Son çağrı birinci çağrıdan daha önemlidir." dedi.
DEM Parti’nin üzerine düşmesi gerektiğini belirten Öcalan’ın sözlerine ise, "Öcalan demek ki dem de bir eksiklik görüyor. Dem parti halkın isteğine layık olmazsa çok şey kaybeder. Çünkü halk artık terörsüz Türkiye istiyor, kardeşlik, barış istiyor. Ümmet ruhu istiyor. Bunun sona ermesi gerekiyor ve partinin vesile olması gerekiyor. Herkesin gözü bu oluşumda herkes artık Türkiye terörden kurtuldu demek istiyor. Bunun geri dönüşü olmaz, engel olan çok şey kaybeder." ifadelerini kullandı.

Haber7 Yazarı Nihat Nasır, sürecin dikkatli bir şekilde yürütüldüğünü, PKK terör örgütünün işlevini son bulması için kritik bir döneme girildiğinin altını çizerek, "Sayın Devlet Bahçeli'nin başladığı, Cumhurbaşkanımızın iradesiyle anlamını bulan süreçte kritik bir eşiğe gelindi. 11 Temmuz tarihi PKK’nın fiilen hem kendi ülkemiz gündeminde hem de dünya gündeminden bir şekilde düşmesinin ikinci kırılma süreci oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Devlet Bahçeli’nin adımlarıyla bir anlamda devlet aklının göstergesi. Çünkü dünya ve bölgemiz ateş çemberi içinde. Başından beri süreç ilmek ilmek dokunup, nakış nakış işlendi." dedi.
Öcalan'ın mesajı video ile yayınlama nedenine dair düşüncelerini paylaşan Nasır, "İmralı’nın tavrı beklemedik gelişme gibi görünüyor. Metnin görüntülü, video olarak yayınlanması da itiraz edecek sivri uçlu marjinal kesimlerin sesini çıkarmamasını sağlayacaktır. Öcalan hiçbir tereddütte mahal bırakmayacak net bir açıklama yaptı. Hayırlara vesile etsin inşallah bu sürecin istihbarat servisi ve dış güçlerin manipüle etmemesi için Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Devlet Bahçeli krizi çok iyi yönetti." ifadelerini kullandı.

Gazeteci, Yazar Faruk Önalan çözüm sürecinde MİT'in kilit bir rol oynadığını ifade ederek, "Öcalan’ın son açıklaması oldukça önemli ve kritik bir sürecin işaretidir. PKK’nın silah bırakması Terörsüz Türkiye hedefi ve Türkiye’nin milli çıkarları açısından stratejik bir kazanım sunarken, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) kontrolü bu sürecin başarısında kilit rol oynamaktadır.
Gelinen nokta Ankara'nın güvenlik, istikrar ve bölgesel nüfuz açısından tarihi bir fırsat sunuyor. MİT’in süreci kontrol etmesi, istihbarat, koordinasyon ve risk yönetimiyle bu fırsatı realize edilmesinde belirleyici rol oynuyor.
MİT, Öcalan’la iletişim, PKK’nın saha unsurlarının takibi ve silah bırakma sürecinin uygulanmasında merkezi bir rol oynuyor. Muhtemel 11 Temmuz 2025’te başlayacak silah bırakmaların Kuzey Irak’taki organizasyonu, MİT’in Ankara-Erbil-Bağdat üçgenindeki koordinasyon yeteneğini göstermektedir." dedi.
"TÜRKİYE'NİN İÇ GÜVENLİĞİ GÜÇLENECEKTİR"Önalan, terörden etkilenen bölgelerin yeniden kalkınmasının hızlanacağını ifade ederek,
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Terörsüz Türkiye” ve “Terörsüz Bölge” hedefleri vurgusu PKK’nın silah bırakma sürecini milli çıkarlar doğrultusunda tarihi bir fırsat olarak konumlandırıyor. Abdullah Öcalan’ın ikinci silah bırakma çağrısı, 27 Şubat’ta başlayan süreci destekleyerek PKK’nın silahlı mücadelesine son verilmesini hedeflemektedir.
PKK’nın silah bırakması, 40 yılı aşkın süredir devam eden terör eylemlerini sona erdirerek Türkiye’nin iç güvenliğini güçlendirecektir. Bu, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da sosyo-ekonomik kalkınmayı hızlandıracak, bölgenin istikrarını artıracaktır." dedi.
Kübra Beyazoğlu Haber7.com - Muhabir

Editör Hakkında Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümünden 2022 yılında mezun oldu. Eğitim hayatı boyunca tarih, kültür, sanat üzerine araştırmalar yaparak blog yazarlığı yaptı. Yerel basında birçok alanda görev alarak muhabirlik ve sunuculuk yaptı. Kariyer hayatına Kanal 7 Medya Grubu bünyesinde yer alan Haber7.com sitesinde devam etmektedir.
YORUMLAR İLK YORUM YAPAN SEN OL
GÖNDER


