Türkiye, CAATSA yaptırımlarının tarihin çöplüğüne atılmasını istiyor Dış Haberler
SonTurkHaber.com, Haberturk kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile Beyaz Saray’da yapacağı görüşme; savunma sanayi işbirliği, Türkiye’nin ABD’den savaş uçağı alımı, ticari ilişkiler, terör örgütleri SDG ve FETÖ’ye ABD’nin verdiği destek, ABD’nin Yunanistan’a askeri yığınak yapması ve bu ülkeye desteği, Gazze meselesi gibi çok kritik başlıklar içeriyor.
Tüm bunları görüşme bittikten sonra detaylı şekilde kaleme alacağız ancak bu görüşmenin en önemli gündem maddelerinden biri Türkiye-ABD ilişkilerinin yönünü, rotasını, geleceğini belirleyecek ve diğer başlıkları da önemli ölçüde etkileyecek.
ABD ile yaşanan bütün sorunların gelip düğümlendiği yer olan CAATSA yaptırımlarının bir daha gelmeyecek şekilde tarihin çöplüğüne atılması gerekiyor. Tabiri caizse bu mesele Türkiye-ABD ilişkilerini zehirliyor.
Kimilerine göre pek bir hükmünün ve işlerliğinin kalmadığı söylense de CAATSA yaptırımları orada durdukça iki ülke ilişkilerinin seyri istenen rotaya bir türlü girmiyor.
CAATSA SEMBOLİK BİR MESELE DEĞİL
"ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası" olarak çevrilen CAATSA kapsamında Türkiye’ye yaptırım uygulanacağını bizzat ABD Başkanı Trump birinci Başkanlık döneminde açıklamıştı.
Trump, Rusya’dan S-400 hava savunma sistemlerini alan Türkiye’ye yaptırım kararını 14 Ekim 2020’de açıklamıştı. Ülkemize yönelik açıklanan yaptırımlar, CAATSA’nın Rus savunma ve istihbarat sektörü ile “önemli ticari işlem” yapan kişi ve kurumlara yaptırım uygulanmasını öngören 231’nci maddesine dayandırılıyor.
CAATSA kapsamında ABD, Türkiye’nin artık görevde olmayan Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) yönetimine karşı devreye sokulmuştu. SSB Eski Başkanı İsmail Demir’e, SSB Başkan Yardımcısı Faruk Yiğit’e, SSB’nin Hava Savunma ve Uzay Dairesi Başkanı Serhat Gençoğlu’na ve SSB’nin Bölgesel Hava Savunma Sistemleri Müdürlüğü Program Yöneticisi Mustafa Alper Deniz’e de yaptırım ve vize kısıtlamaları uygulanmasını öngörüyordu.
ABD Başkanı Trump’ın imzasıyla yürürlüğe giren 5 yaptırım şöyle:
1- SSB’ye aktarılacak herhangi bir mal veya teknolojiye ilişkin ABD ihracat lisansları ve yetkilerinin verilmesinin yasaklanması,
2- ABD finans kuruluşları tarafından 12 aylık dönem içinde SSB’ye toplam 10 milyon dolardan fazla kredi veya borç verilmesinin yasaklanması,
3- SSB’ye yapılacak ihracatlar için ABD İhracat-İthalat Bankası yardımının yasaklanması,
4- SSB’nin uluslararası finans kuruluşlarından alacağı kredilere ABD’nin karşı çıkması,
5- SSB Başkanı ile diğer üç yetkiliye vize kısıtlamaları uygulanması ve ABD’deki mal ve varlıklarının bloke edilmesi, ayrıca ABD’li kişi ya da kuruluşların bunlarla herhangi bir eylemden bulunmasının yasaklanması.
TARİHİN ÇÖPLÜĞÜNE ATMAK İSTİYORABD’nin bu yaptırım kararında hedefin Rusya olduğu ifade edilse de ABD’nin bu yaptırım kararıyla küresel ölçekte en önemli rakiplerinden biri olarak gördüğü Rusya ile Türkiye’nin bu denli yakın savunma işbirliği içine girmesini kendi hegemonyasında bir meydan okuma olarak değerlendirildiğini ve Türkiye’yi bu nedenle “cezalandırma” yoluna gittiğini söylemek yanlış olmaz.
İşte bugün geldiğimiz noktada Trump’ın, her ne kadar ABD Kongresi onaylasa da artık CAATSA’nın yürürlükte olmadığını açıklaması Türkiye-ABD ilişkilerini başka bir noktaya taşıyacaktır.
Aksi durumda bu görüşmeden çok büyük beklentiler içine girmenin faydası olmayacaktır. Böyle önemli ve kritik bir mesele önümüzde dururken, önümüzdeki süreçte de ABD’nin çeşitli bahaneler ileri sürerek benzer yaklaşımlar sergileme ihtimaline karşı Türkiye sürekli teyakkuzda olmak zorunda kalacaktır.


