Türkiye de sığınaklar kağıt üzerinde! AFAD sığınağı olmayan evler için tehdide göre nasıl korunacağını sıraladı! Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
Dünyada savaşlar, siyasi krizler ve güvenlik tehditleri giderek artarken, sivilleri korumaya yönelik altyapıların önemi daha fazla gündeme geliyor. Bunların başında gelen sığınaklar ise Türkiye’de büyük ölçüde ihmal edilmiş durumda. Her ne kadar yasal düzenlemelerle zorunlu tutulsa da, ülkedeki yapıların büyük bir çoğunluğunda işlevsel ve güvenli sığınakların bulunmadığı görülüyor.
Son dönemde İsrail-Gazze hattındaki çatışmaların İran’a yayılması ve bu süreçte sivillerin sığınaklara yöneldiği görüntüler, Türkiye’de de benzer bir tehlike anında halkın nereye sığınacağı sorusunu gündeme taşıdı.
Zorunluluk var ama kağıt üzerindeMevcut yasalara göre; 1.500 metrekareyi aşan ve 12’den fazla bağımsız bölümü olan yapılarda sığınak inşa edilmesi zorunlu. Ancak uzmanlara göre, bu düzenlemeler çoğunlukla şeklen yerine getiriliyor. Birçok binada sığınak olarak planlanan alanlar ya hiç yapılmıyor ya da depo, kömürlük, otopark gibi başka amaçlarla kullanılıyor.
Yeni nesil konut projelerinde, bazı kamu kurumlarında ve okullarda sığınak alanlarına yer verildiği belirtilse de, bunların büyük kısmı mimari olarak bodrum katı görünümünde. Gerçek bir sığınak olması içinse sadece bir beton duvar yetmiyor. Basınca ve darbeye dayanıklı yapılar, filtreli havalandırma sistemleri, yalıtımlı kapılar, su deposu ve enerji kaynağı gibi teknik detayların sağlanması gerekiyor.
Sığınak kültürü neden gelişmedi?Türkiye'de bugüne kadar büyük ölçekli bir savaş tehdidi yaşanmamış olması, bu konuda toplumsal reflekslerin zayıf kalmasına neden oldu.
Modern savaş teknolojileri, artık yalnızca cepheleri değil şehir merkezlerini de tehdit eder hale geldi. Uzun menzilli füzeler, insansız hava araçları (İHA) ve kimyasal saldırı riskleri, kent güvenliğini yeniden düşünmeyi zorunlu kılıyor.
Deprem gibi doğal afetlere yönelik planlamalar şehirleşmenin merkezinde yer alırken, sivil savunmaya yönelik yapısal önlemler hala yeterince dikkate alınmıyor.
Uzmanlara göre, modern kent planlamalarında yer altı sığınaklarına, tahliye rotalarına ve acil toplanma alanlarına mutlaka yer verilmesi gerekiyor. Ancak Türkiye’de bu kavram hâlâ yalnızca apartman bodrumlarıyla sınırlı kalmış durumda.
Özellikle eski yapılarda, başlangıçta sığınak olarak ayrılmış alanların zamanla işlev değiştirerek depo, atölye veya kiralık dairelere dönüştürüldüğü sıkça görülüyor. Bu da olası bir savaş, saldırı ya da afet anında insanların sığınabileceği güvenli alanların ciddi biçimde azalmasına neden oluyor.
Yasal yükümlülüklerin ötesinde, gerçek bir tehdit anında halkın can güvenliğini sağlamak adına sığınakların hem işlevsel hem de erişilebilir olması gerekiyor. Ancak mevcut tablo, bu konuda ciddi bir hazırlık eksikliğine işaret ediyor.
Uzmanlar uyarıyor: “Eğer bugün büyük çaplı bir afet ya da savaş tehdidi ortaya çıksa, halkın sığınabileceği teknik açıdan güvenli alanların sayısı yok denecek kadar az.” Ancak kendi imkanlarımızla bir alanı sığınak olarak değerlendirmek de mümkün.
AFAD, bu gibi durumlara karşı hazırlıksız yakalanmamak için ev ve iş yerlerinde geçici sığınma alanları oluşturulabileceğine dikkat çekiyor. Gerçek bir sığınak kadar koruma sağlamasa da, bazı basit önlemlerle bu alanlar nispeten güvenli hale getirilebilir.
Kimyasal tehditlerde üst katlar tercih edilmeli
Kimyasal maddelere karşı korunmak amacıyla oluşturulacak geçici sığınma alanlarının, mümkünse üst katlarda ve penceresi az olan bölümlerde olması öneriliyor. Bu odalarda, kapı ve pencere aralıkları hava sızdırmaz hale getirilmeli; bunun için bant, macun ya da çamaşır suyuna batırılmış bezlerle açıklıklar kapatılmalıdır. Bu uygulama, zehirli gazların içeriye sızmasını önleyebilir.
Nükleer veya konvansiyonel saldırılara karşı bodrum katlar
Nükleer ya da klasik patlayıcılara karşı ise zemin altı, sağlam yapılar daha etkili. Bu tür tehditlerde bodrum katlar ideal kabul ediliyor. Dışarıya açılan pencere sayısı az olmalı, duvar ve tavanlar dayanıklı malzemelerden olmalı. Kapı ve pencere açıklıkları da kum torbalarıyla desteklenerek darbe ve basınca karşı ek koruma sağlanmalı.
Malzeme ve donanım hazır olmalı
Geçici sığınma yerlerinde de, bir sığınakta bulunması gereken temel malzeme ve donanımlar hazır bulundurulmalı. Bunlar arasında içme suyu, konserve gıda, ilk yardım malzemeleri, el feneri, radyo, yedek giysi ve kişisel hijyen ürünleri bulunuyor. Alanın düzenli, havalandırılabilir ve birkaç gün barınmaya uygun olması önemli.
Mükemmel değil ama hayati
Uzmanlar, bu tür geçici sığınma alanlarının gerçek bir sığınak kadar kapsamlı bir koruma sunamayacağını vurguluyor. Ancak bilinçli yapılan küçük düzenlemeler bile can güvenliğini artırabilir. Sığınak bulunmayan yapılarda, bu tür hazırlıklar olası bir tehdit anında hayatta kalma şansını önemli ölçüde yükseltebilir.


