Türkiye de sınav odaklı eğitim sistemi, öğrencilerin umudunu nasıl etkiliyor?
Halktv sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Laika Danışmanlık Merkezinden Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Demirli Yıldız ile sınav odaklı eğitim sistemimizin öğrencilere etkilerini konuştuk.

Umut Sınavla Ölçülmez: Eğitimde Başarıyı Yeniden Tanımlamak Gerek
Türkiye’de sınav odaklı eğitim sistemi, öğrencilerin umudunu nasıl etkiliyor?
Ben yıllardır hem öğrencilerle hem öğretmenlerle çalışan biri olarak şunu çok net gözlemliyorum: Sınavlar sadece bilgi ölçmüyor, umudu da tüketiyor. Çünkü biz çocuklara başarmak için yalnızca sınavı geçmeleri gerektiğini söylüyoruz. Oysa umut, sadece bir hedefe ulaşmak değil, o hedefe ulaşmak için birden fazla yol görebilmek ve vazgeçmeden yola devam edebilmek demek.
Sınav sistemimiz ise bu çoklu yolları değil, tek bir doğruyu öğretiyor. Bu da çocuğun alternatif üretme becerisini köreltiyor. Kendine güvenen, yeni yollar deneyen, hata yapmaktan korkmayan çocuklar yetiştirmek istiyorsak sınavı merkeze değil, süreci merkeze almalıyız. Çocuk sadece sınav kazanmak için değil, çözüm üretmek, iş birliği yapmak ve düşünmek için de okula gitmeli.
Sınıfta umutlu bir iklim yaratmak için öğretmenlerin yapabilecekleri bazı şeyler şunlardır:
• Başarıyı sadece sınav notuyla değil, çabanın kendisiyle de takdir etmek
• Hataları öğrenme fırsatı olarak sunmak
• Alternatif çözüm yolları bulmaya teşvik etmek
• Her öğrencinin güçlü yönünü fark edip ortaya çıkarmak
• Öğrencilerin bireysel hedefler koymalarına rehberlik etmek
Sınav sistemi, sosyoekonomik eşitsizlikleri nasıl etkiliyor? Umut bu denklemde nerede duruyor?
Bu ülkede aynı sınavla, bambaşka dünyalardan gelen çocukları yarıştırıyoruz. Biri 5 yıl boyunca özel dersle hazırlanıyor, öteki bir soba başında tek kitapla çalışıyor. Sonra da ikisini aynı sınava sokup adaletli bir değerlendirme yaptığımızı sanıyoruz.
Benim eğitim hayatımda da buna benzer deneyimler oldu. Sosyoekonomik koşullar çocuğun yalnızca akademik başarısını değil, hayata dair umudunu da etkiliyor. Çünkü umut sadece bireysel inançla değil, çevresel destekle de gelişir. Bu yüzden eğitim politikalarının eşitsizliği azaltan değil, umut eşitliği sağlayan bir yapıda olması gerekiyor.
Dezavantajlı bölgelerde umut inşa etmek için öneriler:
• Ücretsiz okul içi etütler ve destekleme kursları açmak
• Sosyal yardımları eğitimle bütünleştirmek (beslenme, ulaşım vb.)
• Öğrencilerin okul dışında da gelişimini destekleyen mentorluk sistemleri kurmak
• Yerel STK'lar ve üniversitelerle işbirlikleri geliştirmek
• Öğretmenleri bu bölgelerde uzun vadeli çalışmaya özendirecek teşvikler sunmak
Umut ile akademik başarı arasında nasıl bir ilişki var?
Çok güçlü bir ilişki var. Umutlu çocuk yılmıyor, daha çok çalışıyor, daha çok öğreniyor. Çünkü zorlukla karşılaştığında 'başaramam' değil, 'başka bir yol bulabilirim' diyebiliyor.
Ben kendi öğrencilerimde de bunu defalarca gördüm. Akademik olarak ortalamanın altında olan ama çok umutlu bir öğrenci, sınavlarda beklenmedik başarılar gösterebiliyor. Çünkü başarının anahtarı sadece bilgi değil; o bilgiyi işleyebilecek psikolojik dayanıklılıktır.
Okulda akademik başarıyı umutla birlikte desteklemek için:
• Hedef odaklı ama esnek programlar hazırlamak
• Öğrencilere kısa vadeli, ulaşılabilir hedefler belirlemek
• Başarı hikâyeleri paylaşarak motivasyonu artırmak
• Grup çalışmalarıyla öğrencilerin birbirinden öğrenmesini teşvik etmek
• Süreç odaklı değerlendirmeler yapmak (yalnızca sınav değil, proje, sunum vb.)
Sınav kaygısını azaltarak öğrencilerin umut düzeyini artırmak mümkün mü?
Elbette mümkün. Kaygıyı azaltmanın en güçlü yolu, çocuğa sadece sonucu değil, süreci de önemsediğimizi hissettirmek. Ben derslerde özellikle 'Bu soruyu yanlış yapmışsın ama hangi noktada takıldığını birlikte bulabiliriz' gibi cümleler kurmaya özen gösteriyorum. Bu yaklaşım çocuğun hem kendine güvenini hem de umudunu besliyor.
Ayrıca umut, sadece motivasyon değildir. Stratejiyle de ilgilidir. Yani çocuk hem istiyor hem de nasıl yapacağını biliyorsa umut büyür. Biz de sınavları sadece hedef koymak için değil, öğrenme yollarını konuşmak için kullanmalıyız.
Umut temelli sınav hazırlığı için öğretmen ve okullara öneriler:
• Düzenli nefes ve gevşeme egzersizleri uygulamak
• Öğrencilerin kendi çalışma planlarını oluşturmalarını sağlamak
• Başarıyı bireysel gelişim üzerinden değerlendirmek
• Aileleri sınav sürecine dahil ederek destek mekanizması oluşturmak
• Deneme sınavlarını kaygı azaltıcı öğrenme aracı olarak sunmak
Eğitim politika yapıcılarına umut temelli bir sistem için ne önerirsiniz?
Bugün eğitimde bir paradigma değişimine ihtiyacımız var. Sadece sınavla, notla, puanla ölçülen bir sistem değil; öğrencinin duygusal gücünü, psikolojik esnekliğini, yaratıcılığını da ölçen ve destekleyen bir yapı kurulmalı.
Ben öncelikle öğretmen eğitimlerinin bu yönde yapılandırılmasını öneririm. Çünkü öğretmen umut taşıyorsa, sınıf da taşır. İkinci olarak, okulların psikososyal destek birimleri güçlendirilmeli. Sadece kriz dönemlerinde değil, her zaman ulaşılabilir, güvenilir danışman sistemleri kurulmalı.
Politika düzeyinde umut inşası için öneriler:
• Umut temelli öğretmen eğitim programları oluşturmak
• Okullarda psikolojik danışmanlık ve rehberlik servislerini güçlendirmek
• Okul iklimini iş birliği, katılım ve özgüven üzerine kurmak
• Eğitim içeriklerinde duygusal ve sosyal öğrenmeye yer vermek
• Başarıyı çok boyutlu değerlendiren bir sistem kurmak (bilgi, beceri, iletişim vb.)
Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...



