Türkiye de tatilcilerin yeni rotası bu bölge oldu: Hem kaplıca hem deniz bir arada Sözcü Gazetesi
SonTurkHaber.com, Sozcu kaynağından alınan bilgilere dayanarak bilgi paylaşıyor.
Kaplıcaların tarihi Roma dönemine kadar uzanıyor. Antik çağlarda insanlar termal sularda dinlenip ardından denize girerek sağlık buluyordu. Sıcak ve soğuk suyun dengesi kan dolaşımını hızlandırıyor, kasları güçlendiriyor ve bağışıklığı destekliyor. Termal sudan çıkıp kısa süre sonra denize girmek, bedende şok etkisi yaratarak metabolizmayı canlandırıyor. Ege’de bu geleneği sürdüren tatilciler, doğanın sunduğu en eski terapi yöntemlerinden birini yaşıyor.
TERMAL SULARDA KALDIĞINIZ SÜREYE DİKKAT EDİNUzmanlara göre termal sularda uzun süre kalmak faydadan çok yorgunluk yaratabiliyor. Ortalama 15–20 dakikalık seanslar ideal kabul ediliyor. Ardından mutlaka dinlenmek ve denize girmek öneriliyor. Deniz, termalin yarattığı ağırlığı hafifletiyor ve serinlik sağlıyor. Gün boyunca bu döngü birkaç kez tekrarlanabiliyor; ancak vücudun verdiği sinyalleri dinlemek en önemli nokta.
Balıkesir’in Gönen kaplıcalarından yarım saat içinde Erdek sahillerine ulaşmak mümkün. İzmir’de Seferihisar’daki termal tesislerden çıkıp aynı gün Sığacık koylarında denize girilebiliyor. Aydın’ın Kuşadası ve Davutlar bölgeleri, hem kaplıcaları hem de Dilek Yarımadası’nın denizle buluşan kıyılarıyla öne çıkıyor. Muğla’da Dalyan çevresindeki çamur banyoları ve termal sular, İztuzu Plajı ile birleşerek tatilciler için farklı bir deneyim sunuyor.


