Türkiye en son bu hale düştüğünde patates 1 liraydı: Bu gidiş gidiş değil!
SonTurkHaber.com, Halktv kaynağından alınan bilgilere dayanarak haber veriyor.
Türkiye don felaketi, kuraklık ve çiftçinin maliyetlere yetişememesi nedeni ile tarım krizinin eşiğine geldi. Üreticinin ayrı vatandaşın ayrı zorlandığı koşullar traktörü, motoru hatta çeyizi sattıracak hale getirdi.
Nevşehirli üretici "Gerçekten çiftçi zor durumda. Biz bitersek herkes bitmiş, ülke bitmiş demektir. Ülke kendine gelemeyecek" diyerek yaklaşan büyük gıda krizini gösterdi.
TÜRKİYE EN SON BU HALE DÜŞTÜĞÜNDE PATATES 1 LİRAYDICHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Nevşehir Hacı Bektaş ilçe pazarında üreticiler ve vatandaşlarla görüşerek sorunlarını dinledi. Gürer'le görüşen çiftçi ve pazarcı esnafı Neşe Kaya, acı gerçeği ortaya koydu.
Gürer’e çiftçinin ve vatandaşın içinde bulunduğu durumu anlatan Neşe Kaya, "20 senedir çiftçiyim böyle bir dönem hiç yaşamadım. Yine patatesi bir liraya sattığımızda bu duruma düştüydük. Ben kimseyi kötülemiyorum. Yani AKP de olsan, CHP de olsan, yani insan biraz düşünür çiftçiyi. 5 sene 6 sene bu çiftçi kendine gelemez" dedi.

Çiftçinin borç kapatmak için traktörünü, motorunu satmak durumunda kaldığını aktaran Neşe Kaya şunları söyledi:
"Herkes battı. Motorunu satan var, arabasını satan var, evini satan var, borcu olup da çeyizini satan var. Yani ben gözümle görüyorum. Ben bu durumdaysam, ağlıyorsam herkes ağlıyor. Ben 600 bin lirayı ödeyemiyorsam ne yapacağım? Burada traktörümü satacağım. Bir tane motorum var, o motor gidecek. Niye gidecek? Karşı taraf senet almış. O köyde ben kendi ismimi lekelememek için traktörümü satacağım. Niye satacağım? Toplum içinde bir sayılan sevilen biri olmuşum. Omuzumdan tutturup da 'Borcunu versene' dedirtmeyeceğim. Ben aç kalacağım, karşı tarafa utanmamak için satacağım."

Vatandaşında alım gücü kalmadığını ve gördüklerinden acı duyduğunu söyleyen Kaya şöyle devam etti:
"Vatandaş geliyor, '20 lira aşağı ver. Ben öksüz torun besliyorum, babası öldü' diyor. Vallahi billahi yalvarıyor. Ben çaresiz olduğum için, bak ağlıyorum, yani durumumuza ağlıyorum. O kadına o 20 lirayı ben kötü de olsam o kelimesine bağışladım. Ben aş paylaşmak istiyorum insanlarla. Niye yarım ekmeğimi paylaşmayayım."
"BU GİDİŞ GİDİŞ DEĞİL"Çiftçinin üretimi bırakma aşamasına geldiğini ve Türkiye'nin geleceğinin tehlikede olduğunu ifade eden Ömer Fethi Gürer ise şunları söyledi:
"Hacı Bektaş pazarındayız. Vatandaş alım gücü daraldığı için her istediği ürünü alamıyor. Fiyatlardan dert yanıyor. Pazarda kendi ürettiği ürünleri satan ama üretim aşamasında yaşadığı sorunları anlatan hemşerimizde derdini anlatıyor. Çiftçi olarak bittik diyor. Çiftçiliği bırakacağım diyor. Çünkü girdi maliyetlerindeki artışın dışında kredi borcunu da ödeyemiyorum diyor. Yetkililere sesleniyoruz. Süreci biz yerinde görüyoruz. Yaşananların şahidiyiz ve diyoruz ki: Bu gidiş gidiş değil. Üretmeyen Gıdasız kalan toplumlar başkalarının sömürgesi olur. Onun için gelin bu çiftçimize sahip çıkın. Bu sese kulak verin. Bu gözyaşlarını dindirin. Girdi maliyetlerini düşürün. Gübreyi, ilacı, tohumu, mazotu, su fiyatlarında sağlayacağımız destek Türkiye’nin geleceğinin kurtuluşunu sağlayacak destektir. Üreteni koruyun. Rafta katlayan fiyatı aracılığı daraltıp fahiş fiyatlara çıkması önünü kesin. Üreten, tüketen dertli aracı kardan taviz vermiyor."
Ürettiği alanda küçülmeye gittiğini ifade eden Çiftçi Neşe Kaya, şunları söyledi:
"Önceden 100 dönüm yer ekiyorsam 20 dönüme düşürdüm, 20 dönümü de bitirdim. Niye? Alamıyorum, elektrik faturası ödeyemiyorum. Benim çocuğum çalışıyor, inanın ekmek yiyemiyor. Bu saatten sonra çiftçilik bitti abi. Ben bittiysem, küçük çiftçi daha da bitti. İşin gerçeği, uyku uyuyamıyorum, yatamıyorum, o kişiye köyde malamat olacağım diye. Büyüklerimiz bunu düşünmüyor. Aç kalacağım, çiftçilik bitecek. Ondan sonra rahatlasınlar. Kimden alacaklar, ithalat mı alacak, başkalarından mı alacak? O kendi sorunları. Biz bittik"
Vatandaşta para olmadığı ve ürün ucuz olsa da almadığını belirten Kaya, "Niye millet alamıyor? Millette para yok ki. 10 da desek, 5 de desek milletin cebinde 5 kuruş yok. İktidar değişecek gerçekten. AKP’li arkadaşlarım var, onlar bile bitti diyor. Niye dersen? Vatandaş alamıyor, geçimi zorlaştı. Patates ektim 3 liraya satamadım. Mazotu var, dikimi var, gübresi var, ben ne yiyeceğim? Su ve elektrik parasını geçtim. 5 çocuğum 3 torunum var. Buradayım, nereye gideyim? Ben köyün en büyük çiftçisiyim. Ben bitiriyorsam, herkes bitirir. Çiftçiliği bırakıyorum" diyerek tepki gösterdi.
"MEYVENİN SADECE TADINA BAKIYORUZ"Pazar yerinde bulunan bir vatandaş ise, "Bir kez daha söyleyeyim: Sandık, sandık, sandık! Biz bu hükümetten usandık. Meyveyi alamıyoruz, meyveyi sadece tadına bakıyoruz" diye konuştu.
Bir başka üretici de şu sözlerle çiftçinin durumunu özetledi:
"Köylünün ürünü para etmiyor. Herkes duysun. Türkiye duysun. Dışarı duysun. Başkan duysun, milletvekilleri duysun. Şu milleti görsünler. Gübre alamıyoruz, sebzemize bakamıyoruz, mazot alamıyoruz. Köylü olmasa bu şehirliler ne yiyecek hocam? Ne yiyecek? Kendimiz yetiştiriyoruz. Sular kesildi, kuyular gitti. Milletin çoğunun kuyusu kesildi. Bunlar para demek. Bunlar olmazsa bu başkan ne yiyecek? Bu milletvekilleri ne yiyecek? Bunlar olmazsa?"
Ömer Fethi Gürer, üreticiyle görüştüğünde pazarda ''mutluyum'' diyene rastlamadığını, üreticilerin, "Ürettik ama satamıyoruz'', "ürünmü değerinde satamadım" , "borcum var" diye dert yandığını, vatandaşın ise "İstediğimiz kadar ürünü alamıyoruz, çok zor durumdayız" dediğini söyledi.
Gürer, "Yerli ürün olmasına rağmen pazar fiyatlarında düşüş yok; vatandaşın alım gücü kalmadığı için meyveyi tane ile almak zorunda kalanlar var. Hatta bazıları farklı meyveleri hiç tadamamış durumda" dedi.


