Türkiye ile savaş senaryosu gündemde! İsrail basını manşetlere taşıdı Bülent Orakoğlu
Yenisafak sayfasından alınan verilere dayanarak, SonTurkHaber.com duyuruda bulunuyor.
Türkiye'nin
İsrail ile tüm ekonomik ve ticari ilişkileri askıya alması ve hava sahasını kapatmasının ardından İsrail bağlantılı gemilerin Türk limanlarına girişlerinin engellenmesi sonrasında İsrail basınında dikkat çeken analizler yayımlandı.
İsrail medyası Ankara’yı doğrudan hedef aldı. The Jerusalem Post, bu kopuşu “
savaş zamanı düzeyinde bir adım’
’ olarak yorumladı ve “
Türkiye ile İsrail çarpışma rotasında
” ifadesini kullandı. Tel Aviv Üniversitesi’nden Dr. Hay Eytan Cohen-Yanarocak ise Türkiye’nin aldığı kararların “
benzeri görülmemiş
” olduğunu belirterek, “
Gazze için kartını oynadı
” dedi.
İsrail basını ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “bölgenin lideri” olarak niteledi.
TÜRKİYE İSRAL’E DENİZ YAPTIRIMLARI UYGULADI
Tel Aviv Üniversitesi’nden Dr. Hay Eytan Cohen-Yanarocak İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonlarını genişletme kararının ardından Türkiye’nin deniz yaptırımları uyguladığını hatırlatarak, "Bu kademeli adımları uzun zamandır bekliyordum" ifadelerini kullandı. İki ülke arasında karşılıklı ekonomik bağımlılığın sona erdiğini belirten Cohen-Yanarocak, "Kaybedecek bir şey kalmadığında, durum çok tehlikeli hale gelir" açıklamasında bulundu. Ekonomik iş birliğinin, turizmin ve ortak uçuşların sona ermesiyle birlikte "doğal kısıtlama ortadan kalktı" yorumunu yaptı. Gazze'de yaşanan katliamların ortasında Türkiye'nin kayıtsız kalmadığını hatırlatan Cohen-Yanarocak, "Erdoğan bölgenin lideri" ifadelerini kullandı.
İSRAİL MEDYASINDAN ‘ERDOĞAN’ YORUMU: GÜÇLÜ ADIMLAR ATIYOR
İsrail medyası TBMM’den geçen Gazze tezkeresini ‘’Türkiye’nin İsrail’e karşı tam boykot kararı savaşta nadir görülen sistemli ve planlı bir adım ‘’yorumuyla aktardı. Türkiye'nin İsrail ile tüm ekonomik ve ticari ilişkilerini kesmesini "eşi benzeri görülmemiş bir hamle" diye değerlendiren Maariv gazetesi, Başkan Erdoğan'ın "güçlü adımlar" attığını belirtti. Maariv gazetesinin manşetten servis ettiği yazıda, Türkiye'nin hamlesine ilişkin "savaşta bile nadir görülür" deniliyor. Türkiye'nin kararı, farklı ve daha endişe verici bir adımı temsil ediyor. İki ülke arasındaki ilişkiler bu kararla bilinçli bir şekilde sıfırlandı" iddiası ilginç. Ayrıca "bölgedeki dengeleri değiştirecek daha büyük bir gerilimin kapısının aralanabileceği" vurgulandı. Kararın kendisini şaşırtmadığını söyleyen Yanarocak, sürecin deniz yaptırımlarının uygulanmasıyla çoktan başladığını belirtirken "İsrail, Gazze'deki askeri operasyonu genişletme kararı aldığı anda Türkiye de deniz yaptırımlarını devreye soktu" dedi.
Yanarocak, "Bu adım, sonraki daha büyük kopuşların habercisi oldu" ifadesini kullandı.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın jeopolitik hedeflerine dikkat çekilen yazıda, Ankara'nın bu kararı bir "tesadüfi" ya da "ani bir öfkeyle" almadığı belirtildi. Kararın, "kontrollü ve planlı biçimde" alındığının ve Ankara'nın, İsrail'e karşı böyle sert bir hamle için uygun zamanı beklediğinin altı çizildi. Yanarocak, "Aslında bunun olacağı belliydi.
Türkiye kritik bir olayın gerçekleşmesini bekliyordu, sonra da bu kartı kullanarak hava sahasını tamamen İsrail bağlantılı uçaklara kapattı. Erdoğan, uzun süredir Türkiye'yi Müslüman dünyada yeniden güçlü ve lider ülke konumuna getirmek istiyordu. Özellikle Gazze gibi ciddi insani kriz yaşayan bölgelerde insani sorumluluk üstlendi" dedi.
“TÜRKLER AKDENİZ’İN HAKİMİ OLUYOR”
İsrail basınından çarpıcı itiraf geldi; Maariv gazetesi Türkiye’nin Libya’da attığı son adımı “Akdeniz’de dengeleri altüst edecek dramatik hamle” sözleriyle duyurdu ve “Türkler Akdeniz’in hakimi oluyor” ifadesini manşete taşıdı. Türkiye ile Libya arasındaki tarihi dostluk, bugün Akdeniz’de yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. 1951’de bağımsızlığını ilan eden Libya’yı ilk tanıyan ülkelerden olan Türkiye, Trablus’ta açtığı büyükelçilikle bu bağı kalıcı hale getirmişti.
İlgili Haber
Bugün ise Türkiye’nin Libya’daki varlığı, bölgesel dengeleri sarsacak ölçüde yeniden gündemde. İsrail’in önde gelen gazetelerinden Maariv, Ankara’nın Doğu Libya’da konsolosluk açması ve General Halife Hafter’le doğrudan diplomatik temas kurmasını “Akdeniz’de dengeleri altüst edecek dramatik hamle” başlığıyla analiz etti:
"Libya neredeyse yirmi yıldır bir iç savaş içinde. Türkiye'nin savaşa müdahalesi muazzam ve hatta Libya Genel Ulusal Kongresi'nin düşüşünü engellediğinde çatışmanın sonucunu bile belirledi. Türkiye yalnızca Libya'yı desteklemekle kalmıyor; bazıları, oradaki hükümetin her bakımdan Türkiye'nin bir vekili hükümeti olduğunu iddia ediyor.
TÜRKİYE TOBRUK HAMLESİYLE DOĞU AKDENİZ’DE DENGELERİ SARSTI, MAVİ VATAN VURGUSU
Türkiye, Tobruk hamlesiyle Doğu Akdeniz'de dengeleri sarstı. Hafter yönetimiyle kurulan temas ve açılan konsolosluk, “geri dönüş değil, yeni bir oyun kurma” adımı olarak öne çıktı.
“Türkler, Akdeniz’de geniş alanları kontrol altına almak ve Yunanistan ile Kıbrıs’ı izole etmek istiyor.”
Gazete, Ankara'nın bu adımının "Mavi Vatan" doktrininin yeni bir aşaması olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’nin Libya ile deniz yetki alanları anlaşması sayesinde Akdeniz’de stratejik bir koridor oluşturduğu ifade edildi.
TARİHİ AYAR!
Libya yönetimi, Doğu Akdeniz’de egemenlik haklarını ihlal eden Yunanistan’ı Birleşmiş Milletler’e ilk kez resmi bir belgeyle şikayet etti. Türkiye-Libya deniz mutabakatını dayanak gösteren Trablus yönetimi, Yunanistan’ın hukuksuz ruhsat adımlarını “açık ihlal” ilan etti.
Libya yönetimi, Doğu Akdeniz’de egemenlik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle Yunanistan’ı Birleşmiş Milletler’e resmi olarak şikayet etti. Libya, Girit’in güneyindeki tartışmalı bölgeler için yapılan ruhsatlandırmayı uluslararası hukuka aykırı bulduğunu açıkladı.


