Türkiye nin ABD ile doğal gaz sözleşmesi Rusya ve İran ın pazar kaybetmesine yol açabilir Sözcü Gazetesi
Sozcu sayfasından alınan verilere göre, SonTurkHaber.com bilgi veriyor.
Türkiye'nin ABD menşei başta olmak üzere sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatını artırması ve yurt içi gaz üretiminde öngörülen artış, gaz ithalat dengelerini değiştirerek Ankara'nın başlıca tedarikçileri Rusya ve İran'ın pazar kaybetmesine yol açabilir.
Türkiye'nin doğalgaz kaynaklarını çeşitlendirmek için geçen yıldan bu yana yaptığı LNG alım anlaşmaları ve yurt içi üretimde öngörülen hızlı artış sayesinde 2028 sonu itibarıyla doğalgaz talebinin yarısının geleneksel boru gazı kaynakları yerine bu kaynaklardan sağlaması mümkün hale gelebilir.
Doğalgaz tedarik yapısında görülen bu çeşitlenme Türkiye'nin enerji arz güvenliğini artırma ve orta ile uzun vadede doğalgaz ticaret merkezi haline gelme hedeflerine de hizmet ederken, tarihsel olarak başlıca tedarikçileri olan Rusya ve İran'ın pazar kaybedebileceğine işaret ediyor.
Türkiye'nin Rusya ile olan yaklaşık 22 milyar metreküp (bcm) büyüklükteki iki doğalgaz alım sözleşmesi bu yılın sonunda, İran ile yıllık yaklaşık 10 bcm büyüklükteki alım sözleşmesi ise gelecek yıl Temmuz ayında sona erecek. Türkiye'ye boru hatlarıyla bağlı olan bu iki ülke, Azerbaycan ile birlikte geçen beş yılda tüketilen ortalama 53 bcm doğalgazın %70'inden fazlasını temin etti.
Rusya, geçmişten bu yana payı azalsa da Türkiye'nin en büyük gaz tedarikçisi konumunda bulunuyor. Rusya'nın 20 yıl önce ithalatta %60 olan payı, Azerbaycan'dan gaz alımının artması ve LNG ithalatının tırmanması ile düzenli olarak gerileyerek bu yılın ilk altı ayında %37'ye indi. İran'ın payı ise yıl ortası itibarıyla %10 seviyesinde bulunuyor.
Türkiye'nin son yıllarda alımını yoğunlaştırdığı ABD menşei gazın geçen yıl %10 olan payı, bu yılın ilk altı ayında %18'e kadar tırmandı. Böylece ABD Türkiye'nin üçüncü büyük tedarikçisi haline geldi.
Türkiye iki ülke açısından da öneme sahip. Avrupa ülkeleri 2022 yılında Ukrayna'yı tekrar işgal etmesinin ardından Rusya'dan gaz alımını neredeyse tamamen kesti. Türkiye, Rusya'nın Avrupa'daki en büyük, İran'ın ise tek pazarı konumunda.
Analistler Türkiye'nin bu iki ülke ile olan sona yaklaşan alım kontratlarını büyük ihtimalle uzatacağına, ancak alım miktarını azaltabileceğine ve sözleşmelerde esneklik isteyeceğine dikkat çektiler.
Paris merkezli OMEC adlı enerji araştırmaları kuruluşunda Doğal Kaynaklar ve Enerji Güvenliği Bölümü Direktörü Sohbet Karbuz, LNG'nin arz güvenliği açısından boru gazının yerini tutamayacağını belirterek, "Türkiye dünya piyasalarında önümüzdeki beş yıllık sürede beklenen LNG bolluğundan faydalanmak istediğinin sinyalini veriyordu. Buna rağmen sona erecek boru gazı kontratlarını daha esnek ve belki de daha düşük hacimlerle uzatmak arz çeşitliliği ve güvenliği açılarından Türkiye için daha faydalı olacaktır" dedi.
BORU GAZI İTHALAT SÖZLEŞMELERİNDE SONA YAKLAŞILDITürkiye 2016 yılından bu yana yaptığı kamu ve özel sektör yatırımları ile uzak coğrafyalardan deniz yoluyla doğalgaz temin etme kapasitesini ciddi oranda artırdı.
Özel sektör ve kamuya ait ikisi kara ve üçü deniz olmak üzere toplam beş LNG terminali ile Türkiye, yıllık ortalama tüketiminden daha yüksek bir hacim olan yaklaşık 58 bcm doğalgazı sıvılaştırılmış formda ithal etme kapasitesine sahip.
Uluslararası piyasalarda 2030'lu yıllara doğru LNG bolluğu oluşacağını varsayımı ile ithalat kapasitesini artıran Türkiye, geçen yıldan itibaren bir dizi LNG ithalat anlaşmasına imza atarak ihtiyacı olacak gazın önemli bir kısmını garantiye aldı.
Türkiye bu anlaşmalarla uzun ve kısa vadeli olmak üzere iki ayrı LNG kaynağı sağladı.
Uzun vadeli LNG sözleşmelerinin imzasına geçen yıl başlandı. Son olarak Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Washington'da ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi öncesinde Mercuria ile, ondan önce ise Umman, Shell ve Total ile imzalanan sözleşmeler ile Türkiye 2027 yılından itibaren en az 11 bcm, yani yıllık tüketiminin beşte biri kadar doğalgazı teminat altına aldı.
Kısa vadeli LNG anlaşmaları ise Eylül ayında imzalandı. Türkiye, bir kaynağın verdiği bilgiye göre bu yıl yürürlüğe giren bu anlaşmalarla üç yılda 15 bcm, yani yıllık tüketimin %10'una denk gelen gaz kaynağını garanti altına almış oldu.
Türkiye sözleşmeye bağlanan bu LNG alımlarına ek olarak, bu yıl öngörülenki gibi talepte mevsimsel koşullara bağlı artış olması halinde spot piyasadan da LNG alma imkanına sahip.
LNG anlaşmalarına ek olarak yurt içinde gaz üretimini artırmak için de bir dizi sözleşme imzalandı. TPAO, Ağustos ayından itibaren Subsea 7, Saipem ve Baker Hughes şirketleriyle Sakarya gaz sahasını geliştirmek için çeşitli anlaşmalar yaptı. Çalışmaların planlandığı gibi devam etmesi halinde şu anda yılda 3.5 bcm hıza yaklaşan üretim, Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar'ın açıklamalarına göre 2026 sonunda 7 bcm'e, 2028 yılında ise yaklaşık 14 bcm'e, yani iç talebin %20'sinden fazlasına ulaşacak.
İmzalanan uzun vadeli LNG sözleşmeleri ve yurt içi üretimdeki artış projeksiyonu, iç tüketimin neredeyse yarısına karşılık gelen 25 bcm gazın, boru gazı dışındaki kaynaklardan karşılanabileceğine işaret ediyor.
Azerbaycan ile devam eden 9.5 bcm büyüklükteki boru hattı kontratının da devam ettiği göz önüne alındığında 2028 yılından sonra yurt içi tüketim için Rusya ve İran'dan gelen boru gazına duyulan ihtiyaç, iç tüketimin orta vadeli ortalamalar seviyesinde kalması halinde, yaklaşık 18 bcm'e inecek.
Rusya ve İran ile sona erecek sözleşmelerin büyüklüğü ise yaklaşık 31 bcm.
Moskova Merkezli Enerji ve Finans Enstitüsü'nde araştırma direktörü olarak görev yapan Alexey Belogoryev de, "Türkiye'nin Rusya'dan temin ettiği boru gazına duyduğu ihtiyaç her şekilde azalmakta... Gerekmesi halinde Türkiye Rusya'dan gaz ithalatını 2-3 yıl içinde tamamen durdurabilir. Fakat bunu tercih etmeyecektir, çünkü Rus gazı öncelikle fiyat açısından rekabetçi, ayrıca arz fazlası sağlayarak başka gaz üreticileri ile pazarlıkta BOTAŞ'ın elini güçlendiriyor" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin doğalgaz temin stratejisini son iki hafta içinde yaptığı açıklamalarda özetleyen Enerji Bakanı Alparslan Bayraktar, enerji tüketiminin bazı dönemlerde öngörülenden fazla arttığına dikkat çekerek, var olan tedarikçiler dahil olmak üzere olabildiğince fazla kaynaktan ancak olabildiğince ucuza gaz temin etmek istediklerine dikkat çekti.
Bayraktar, ay başında katıldığı bir TV programında, "Mutlaka Rusya'dan, Azerbaycan'dan, İran'dan, Türkmenistan'dan, alabildiğimiz bütün her yerden gazı almak durumundayız" ifadesini kullanırken, başka bir yayında Rusya'dan daha ucuza gaz alma arayışında olduklarını belirterek, "Tüm taşıma maliyetine rağmen Amerika gazı 2027 yılından sonra en rekabetçi gaz kaynaklarımızdan biri haline geliyor" dedi.
Rusya'nın boru gazı ihracat tekeli Gazprom sorulara cevap vermedi. Erdoğan'ın ABD ziyareti esnasında Trump'ın Rusya'dan enerji ürünleri alımının azaltmasını istemesinin ardından, Kremlin ise Ankara ile işbirliğinin devam ettiğini ve Rus doğalgazı sevkiyatının tam kapasite ile devam ettiği açıklamasında bulunmuştu.
SAĞLANACAK EK GAZ BAŞKA AMAÇLARA KULLANILABİLİRKarbuz, Türkiye'nin Rusya ve İran gazını yurt içinde kullanarak, yurt içinde ürettiği gazı veya ithal ettiği LNG'yi başka ülkelere ihraç edebileceğine ifade etti.
Avrupa Komisyonu'nun 2028 yılından itibaren Rusya'dan boru gazı ithalatını durdurma tasarısını hatırlatan Karbuz, "Arz çeşitliliği ve güvenliğini sağlama amaçlarının dışında Rusya'dan temin edilecek gaz Türkiye'nin Güneydoğu Avrupa'ya, mesela Sakarya sahasından veya kısmen ithal LNG ile gaz ihraç edilmesine imkan sağlayabilir" dedi.
Türkiye, 2023 ve 2024 yıllarında Macaristan ve Romanya başta olmak üzere Orta ve Güneydoğu Avrupa ülkelerine yüksek miktarla olmasa da gaz ihraç etmek için anlaşmalar yapmıştı. Bu anlaşmalar hacim olarak büyük olmasalar da özellikle Rus gazına bağımlı Macaristan için arz rotalarının çeşitlendirilmesine imkan veriyor.


