‘Türkiye, nükleer regülasyon ve güvenlik standartlarında uluslararası seviyeye ulaştı’

Türkiye’nin artan enerji ihtiyacı ve düşük karbon hedefleri doğrultusunda nükleer enerjiye ağırlık vermesinin zorunluluk haline geldiğine dikkati çeken Akyener, “Enerji verimliliği alanındaki başarılı çalışmalara rağmen, Türkiye’nin enerji açlığı giderek büyüyor. Bu açığı kapatmak ve sürdürülebilir büyümeyi desteklemek için nükleer enerji artık kaçınılmaz” değerlendirmesinde bulundu.

TÜRKİYE’NİN NÜKLEER GÜÇ SANTRALLERİNE İHTİYACI ARTACAK

Türkiye’nin, Akkuyu NGS gibi daha fazla konvansiyonel nükleer güç santrali ve küçük modüler reaktörlere (SMR) ihtiyacı olduğuna işaret eden Akyener, şöyle devam etti:

“Türkiye'nin büyüyen ekonomisi ve artan enerji ihtiyacı, yeni ve sürdürülebilir çözümler gerektiriyor. Akkuyu NGS, bu yolda atılmış ‘en kritik ilk adım’ oldu. Bu adımı tamamladıkça hem büyük nükleer santraller hem de daha küçük, esnek reaktörler hayatımıza daha kolay girecek. Bu sayede çevremizi koruyacağız ve dışa bağımlılığımız azalacak.”

‘YERLİ ÜRETİMLE ENERJİ BAĞIMSIZLIĞIMIZ GÜÇLENİYOR’

Akyener, nükleer teknoloji ile Türkiye’de alt sektörlerin geliştiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:

"Akkuyu NGS’de 550 binden fazla bağımsız parça kullanılıyor. Türkiye bu parçaları üretme kabiliyetini geliştiriyor ancak sertifikasyon altyapısı yeni oluşturuldu. Akkuyu NGS ile nükleer teknolojide yerli üretim başlamış oldu. Yerli üretimle enerji bağımsızlığımız güçleniyor.”

Akyener, ayrıca Akkuyu NGS’nin sadece mühendislik anlamında değil; inşaat, güvenlik, ulaştırma gibi birçok alt sektörde de uluslararası standartlara uygunluk geliştirdiğini belirtti.

ULUSLARARASI STANDARTLARDA MEVZUAT VE NÜKLEER EĞİTİM

Akkuyu NGS sayesinde Türkiye’nin, nükleer mevzuat ve regülasyon altyapısında büyük bir atılım gerçekleştirdiğini söyleyen Akyener, şu bilgileri verdi: “Nükleer Düzenleme Kurumu’nun (NDK) kurulması ve bu kurumun uluslararası standartlarla tam uyumlu çalışmasıyla, Türkiye sadece kendi nükleer sürecini yönetmekle kalmayacak; uluslararası nükleer projelerde de danışmanlık yapabilecek.”

Eğitimli insan kaynağı yetiştirme sürecinin hız kazandığının da altını çizen Akyener, “Türkiye hem kendi üniversitelerinde hem de Rusya ve Çin gibi ülkelerle iş birliği içinde uzman yetiştirmeye devam ediyor. Türk mühendis ve uzmanlarımız artık uluslararası nükleer projelerde görev alabilecek düzeyde bilgi ve deneyime sahip. Bu da nükleer teknolojide sürdürülebilir ilerleme için kritik bir unsur” diye konuştu.

ENERJİ BAĞIMSIZLIĞINDA STRATEJİK ADIM

Akkuyu NGS’nin tam kapasite devreye girmesiyle Türkiye’nin enerji ithalatına bağımlılığının azalacağını belirten Akyener, “Bu ekonomik ve stratejik açıdan çok değerli bir kazanımdır. Ayrıca Türkiye’nin enerji arz güvenliğinde önemli bir rahatlama sağlayacak” ifadesini kullandı.

Akkuyu NGS’nin, Türkiye’nin nükleer teknoloji yolculuğunun temel direği olduğunu vurgulayan Akyener, “En zor kısmı geçtik. Şimdi artık teknolojiye, sertifikasyona, eğitimli insan kaynağına ve uluslararası uyuma sahibiz. Bundan sonraki süreçler çok daha hızlı ilerleyecek. Akkuyu, sadece bir enerji tesisi değil; Türkiye’nin enerji bağımsızlığının, yerli sanayinin ve nükleer vizyonunun simgesidir” ifadelerini kullandı.