Türkiye, rüzgarda Avrupa lideri olacak Ekonomi Haberleri
SonTurkHaber.com, Yenisafak kaynağından alınan verilere dayanarak açıklama yapıyor.
2005 yılında çıkarılan Yenilenebilir Enerji Kanunu ile başlayan yatırım hamlesi, 2010'larda ivme kazanarak 2019’da 8 gigavata ulaşırken, 2024 sonunda bu rakam 14 gigavata yükseldi. Son beş yılda devreye alınan 5 bin 700 megavatlık yeni kapasiteyle Türkiye, yenilenebilir enerji alanında tarihi bir sıçrama gerçekleştirdi. 2024 yılı özelinde bin 300 megavat yeni rüzgar enerjisi kapasitesi eklenirken, rüzgarın Türkiye’nin toplam elektrik üretimindeki payı yüzde 11’i aştı. Böylece rüzgar, hidroelektrikten sonra en büyük ikinci yenilenebilir kaynak haline geldi. Yenilenebilir enerji üretimi içinde yüzde 42'lik paya ulaşan rüzgar enerjisi, Türkiye’nin enerji dönüşümünde başrolü üstlenmiş durumda.
48 GİGAVAT RÜZGAR ENERJİSİ HEDEFİ
Ulusal Enerji Planı, Türkiye’nin 2035 vizyonunu ortaya koyuyor. Plana göre, 2035 yılına kadar rüzgar enerjisinde toplam 48 gigavat kapasiteye ulaşılması hedefleniyor. Bunun 43 gigavatı kara, 5 gigavatı ise deniz üstü santrallerden oluşacak. Bu hedef, Türkiye’yi sadece Avrupa’da değil, küresel ölçekte de öncü ülkeler arasına taşıyacak nitelikte. Her yıl ortalama 4-5 gigavat kurulum hedefiyle Türkiye, Avrupa’nın birçok ülkesinin önüne geçmeye hazırlanıyor.
ESNEK VE GÜÇLÜ ŞEBEKE
Rüzgar ve güneş gibi doğal kaynaklara dayalı üretimin istikrarsız yapısı, enerji depolama sistemleriyle dengeleniyor. Yeni yatırımların çoğu, depolama taahhütlü şekilde hayata geçiriliyor. Bu sayede Türkiye, enerji üretimini yalnızca rüzgar estiğinde veya güneş parladığında değil, talep edilen her saatte sürdürülebilir hale getiriyor. Bu entegrasyon, elektrik şebekesinin esnekliğini artırıyor ve İspanya-Portekiz örneğinde görüldüğü gibi büyük kesintilerin önüne geçilmesini sağlıyor. Bugün itibarıyla 30 gigavatlık ön lisanslandırılmış rüzgar kapasitesi bulunuyor. Bu potansiyel, Türkiye'nin enerji bağımsızlığı açısından da stratejik öneme sahip. Artan depolama yatırımları, doğal gaz gibi ithal kaynaklara olan bağımlılığı azaltırken, rüzgar gibi yerli ve temiz kaynakların değerini daha da artırıyor.


